Hukuk Genel Kurulu 2015/3256 E. , 2017/369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 19. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 19. Hukuk Dairesince;
“DAVA, HMK"nun 46. maddesine dayalı olarak hakimin sorumluluğu nedeniyle Devlet"e karşı açılmış bir maddi tazminat davasıdır.
Ön inceleme sonuçlarına göre; taraflar arasında davacı-alacaklı tarafından dava dışı-borçlu aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü"nün 2010/8004 esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılmış bir icra takibi bulunduğu, bu takip dosyasında 12.03.2014 tarihinde saat 09:55 - 10:05 aralığında taşınmazın 1. satışının yapılmasına karar verildiği, ancak satışın satış gün ve saatinde takip dosyasının İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesi"nin 2014/106 esas sayılı dosyasındaki menfi tespit davasındaki ihtiyati tedbir talebinin incelenmesi için istenip iade edilmemesi nedeniyle satışın yapılamadığı ve icra müdürlüğünce bu doğrultuda tutanak tutulduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı,
Taraflar arasındaki çekişmenin icra satış işleminin yapılamamasında ihtiyati tedbir talebini inceleyen ihbar olunan ilgili hakimin bir sorumluluğu bulunup bulunmadığı ve sorumluluğu varsa davacının bu işlemden dolayı dava konusu yaptığı maddi zararın gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Tahkikatın tamamlanmasından sonra tespit edilen maddi vakıalara göre işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Buna göre; İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesi"nin 2014/106 esas sayılı dosya içeriğinde yer alan İzmir 13. İcra Müdürlüğü"nün icra müdür yardımcısı 96185 imzalı 11.03.2014 tarihli ve 2010/8004 esas sayılı yazısında 12.03.2014 tarihinde saat 09.55 - 10.05 arasında satış yapılacak olduğundan takip dosyasının gönderilmesinin temininin istendiği ve ilgili hakim tarafından bu müzekkere üzerine el yazısıyla "takip dosyasının işlemi müteakip tekrar iadesi" notunun yazıldığı ve davada talep edilen ihtiyati tedbir hakkındaki kararın 12.03.2014 tarihinde verildiği anlaşılmış olup buna göre ilgili hakimin takip dosyasının satış için icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verdiği bir engelleme yapmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar İzmir 13. İcra Müdürlüğü"nün 2010/8004 esas sayılı takip dosyası içinde yer alan 12.03.2014 tarihli tutanakta takip dosyasının mahkemece iade edilmemesi nedeniyle satışın yapılamadığı yazılmış ise de; bu sonucun oluşmasında ilgili hakimin dosyayı göndermemesinin neden olduğu yolundaki davacı iddiasının yerinde olmadığı, hakimin iade yönündeki yazılı talimatının bulunduğu görülmektedir.
Bu sonucun doğmasında 12.03.2014 tarihinde yapılacak satışla ilgili menfi tespit davasının 10.03.2014 tarihinde ihtiyati tedbir talepli olarak açılması, takip dosyasının 11.03.2014 tarihli tensiple istenip-gönderilip aynı tarihte geri istenmesi ve iade edilme kararı verilmesi işlemlerinin bir gün gibi çok kısa bir zaman dilimine sıkışmasının etkili olduğu görüldüğünden mahkeme kalem teşkilatının da herhangi bir kastından veya ağır ihmalinden söz edilmesi mümkün görülmemektedir.
Öte yandan bu sonucun doğmaması için davacı-alacaklının da işini takip imkanı olup bu doğrultuda gayreti olduğu dosyaya yansımamıştır.
Bu itibarla davacının dava konusu yaptığı satışın gerçekleşmemesi olgusu ile ilgili hakimin konuyla ilgili işlemi arasında uygun bir nedensellik bağı olmayıp ilgili hakimin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Kaldı ki hakimin sorumlu olacağı haller HMK"nun 46/1 maddesinde a-b-c-ç-d-e bentlerinde tahdidi olarak sayılmış olup davacının kendisi bu hallerden hiçbirine dayanmamış olup; davaya dayanak yaptığı vakıa da bu durumlardan hiçbirine de uymamaktadır.
Davacının bu olay nedeniyle maddi zararının gerçekleşip gerçekleşmediğine gelince; satışın yapılamamış olması yönünden davacının bu satış için yaptığı ilan ve tebligat giderinden ibaret masrafı boşa gitmiş değildir. Bu masraf genel takip giderleri içinde olup takip sonucunda davacı alacağıyla birlikte dava dışı-borçludan alınarak davacı-alacaklıya verilecektir.
Bu itibarla davacının maddi tazminat davasının reddi gerekmiştir.
Davanın esastan reddedilmiş olması nedeniyle davacıya disiplin para cezası verilmesi gerekmiştir. H Ü K Ü M:
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine,
HMK"nun 49. maddesi gereğince takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
Bu karar nedeniyle alınması gereken 27,70 TL ret harcı 73,00 TL peşin harçtan indirilerek geriye kalan 45,30 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve talebi üzerine davacıya iadesine,
Davacının yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalının başkaca yargılama gideri olmadığından sadece A.A.Ü.T."nin 13. maddesine göre 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
dair oybirliği ile verilen 16.06.2015 gün ve 2015/2 E., 2015/2 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili şirketin alacaklı, ... Motorlu Araçlar Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş."nin ise borçlu bulunduğu İzmir 13. İcra Dairesinin 2010/8004 sayılı dosyasında borçlunun taşınmazının satışa çıkarıldığını, 1. arttırmanın 12.03.2014 tarihinde saat 9.55-10.05 saatleri arasında yapılmasına karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından ilan bedeli ve tebligat masrafları ile birlikte satış için toplam 4.261,52 TL masraf yapıldığını, bu sırada borçlu şirket tarafından İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/106 E. sayılı dosyası ile 10.03.2014 tarihinde tedbir talepli olarak menfi tespit davası açıldığını, satış gününden önce birçok kez icra dosyasının mahkeme kalemine getirtilip incelendiğini, satış günü ise tam da satış saatinde icra dosyasının 5. Asliye Ticaret Mahkemesi hakimi yokluğunda görevlendirilen 16. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi ... tarafından mahkeme kalemine istendiğini, satış saati geldiği halde dosyanın yaklaşık 6 saat süreyle mahkeme kaleminde tutulduğunu, "tedbir kararı için inceleme ve karar yazılana kadar icra dosyasının gönderilemeyeceği" gerekçesi ile dosyanın satış saatinde icra dairesine gönderilmediğini, bu durumun icra dairesince 12.03.2014 tarihinde tutanak altına alındığını, sonuç olarak satışın düştüğünü, satış düşürüldükten sonra hakim tarafından 12.03.2014 tarihinde, saat 15.00"da tedbir kararı verildiğini, icra dairesi tarafından arttırmanın saatinde yapılmamasına ve satışın düşmesine, icra dosyasını satış saatinde icra müdürlüğüne göndermeyen hakim ..."ın sebep olduğunu, bu nedenle davacının satış hazırlığı için yaptığı masraflar yönünden zarara uğradığını” ileri sürerek 4.261,52 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, HMK"nın 46. maddesinde gösterilen sorumluluk nedenlerinin örnek niteliğinde olmayıp sınırlı ve sayılı durumları ifade ettiğini, davada HMK"nın 46. maddesinde belirtilen koşulların mevcut olmadığını, dava konusu işlem veya davranışların yasal mevzuata uygun olduğunu, kaldı ki davacı tarafından yapılan ve bu davada istenilen masraflar borçludan tahsil edileceğinden tazmini gereken bir zarardan söz edilemeyeceğini, ayrıca HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerinin delillerinin açıkça belirtilmesi gerektiği halde, bunlardan hangisine dayanıldığının belirtilmediğini, davacının davada hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını belirterek davanın reddine ve davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan hakim, İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından 10.03.2014 tarihli karar ile müstemir yetkili olduğu İzmir Asliye 16. Ticaret Mahkemesi"ndeki görevine ek olarak İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesi"nin sonu 6 ile biten esas ve değişik iş dosyalarının tüm işlemlerine bakmakla yetkilendirildiğini, dava konusu dosyadaki ihtiyati tedbir talebini incelemek için ilgili takip dosyasını 11.03.2014 tarihli yazı ile istediğini, icra dairesinin işlem yapacağı gerekçesiyle takip dosyasını geri istemesi üzerine 11.03.2014 tarihinde takip dosyasının işlemi bitince tekrar gönderilmek üzere iade edildiğini, takip dosyasının tekrar gelmesinden sonra 12.04.2014 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin incelenip karara bağlandığını, davacının davasında HMK"nın 46. maddesindeki hangi sebebe dayandığının anlaşılmadığını belirtmiştir.
Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.