Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/999
Karar No: 2021/1550
Karar Tarihi: 05.04.2021

Danıştay 10. Daire 2016/999 Esas 2021/1550 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/999
Karar No : 2021/1550

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında Hakkari İli, Çukurca İlçesi … Köyü'nde bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediğinden bahisle, 2012-2013 yılları içinde ürün bedellerinden mahrum kalınması ve ağaçların kuruması sonucu uğranıldığı iddia edilen maddi zarara karşılık 1.000 TL maddi tazminat istenilmiş ise de; davacı vekilince ibraz edilen ve Mahkeme kayıtlarına 18/02/2015 tarihinde giren ıslah talebi sonucu maddi tazminat talebi artırılarak toplam 55.603,02 TL maddi zararın; zararın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla olay tarihinden (31/12/2008) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; kamu idarelerinin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları tazminle sorumlu olduğu, tazminata hükmedilirken zarar görenin mal varlığında oluşan eksikliğin yani gerçek zararın belirlenmesinin gerektiği, … İdare Mahkemesi'nde aynı olay nedeniyle açılan ve illiyet bağının yokluğu gerekçesiyle red kararı verilen dosyaların temyizi sonucu Danıştay Onuncu Dairesi'nce verilen bozma kararları doğrultusunda, Mahkemelerince mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi suretiyle yapılan tespitlerde, dava konusu olayda davalı idarenin su arkına zarar vermeden yol yapması mümkünken bunun yapılmayarak davacı ve diğer köylülerin arazilerine su taşıyan arkın bozulmasına yol açılarak, arazilerin 2008 yılından keşif tarihine kadar susuz kalması sonucunu doğuracak şekilde hizmetin kötü işlediği sonucuna varıldığı, dosyaya sunulan kurul raporundaki tespitler ile 15/04/2015 tarihli zirai bilirkişi hesap raporunun Mahkemelerince hükme esas alınabilecek nitelikte ve yeterli görüldüğü, söz konusu raporlara davacı vekili ile davalı idarece yapılan itirazlar raporu kusurlandırıcı nitelikte bulunmadığı, 15/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2012 yılı ürün zararının 3.776,89 TL, 2013 yılı ürün zararının 3.608,06 TL ve meyve ağaçlarının kurumasından kaynaklı zararın ise 35.405,16 TL olmak üzere toplam zararı 42.790,11 TL olarak tespit edildiği, bu durumda; davalı idarenin hizmet kusuru teşkil eden eylemi nedeniyle davacının uğradığı maddi zarara karşılık 42.790,11 TL'nin davalı idareye başvuru tarihi olan 25/07/2013 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından kararın, davanın reddine ilişkin kısmının, meydana gelen zararın tamamının karşılanmadığı, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesinin haksız olduğu gerekçesiyle; davalı idare tarafından ise kararın davanın kabulüne ilişkin kısmının, kusurlarının bulunmadığı, harçtan muaf olduğu açık iken harç yükletilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacı tarafından, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında Hakkari İli, Çukurca İlçesi ... Köyü'nde bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediğinden bahisle, 2012-2013 yılları içinde ürün bedellerinden mahrum kalınması ve ağaçların kuruması sonucu uğranıldığı iddia edilen maddi zarara karşılık 1.000 TL maddi tazminat istenilmiş ise de; davacı vekilince ibraz edilen ve Mahkeme kayıtlarına 18/02/2015 tarihinde giren ıslah talebi sonucu maddi tazminat talebi artırılarak toplam 55.603,02 TL maddi zararın; zararın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla olay tarihinden (31/12/2008) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, 30/10/2014 tarihinde ... Mezrası'nın tümünde (dava konusu taşınmazlar da dahil olmak üzere) keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı; bir inşaat mühendisi, bir harita mühendisi ve bir ziraat yüksek mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda; su yolunun muhafazası suretiyle yol yapılmasının mümkün olduğu, yol yapım çalışmaları sonucunda sulama kanalının, işlevsiz kalması sonucunu doğuracak şekilde zarar verildiği, sulama kanalına zarar verilmeden yol yapılmasının teknik olarak mümkün olduğu, sulama kanalının yolun altından veya üstünden geçirilerek birden çok yöntemle korunabilecek iken bunun yapılmadığı, yol yapım çalışmaları sırasında kanalın bulunduğu yerde zeminin yaklaşık 10 metre kazılmak suretiyle aşağı indirildiği, bu nedenle kanal suyunun yol yapımının devam ettiği yerin karşısına geçemediği, kanalın kaynağının Zap Nehri'nin bir kolu olan Çığlı Çayı'ndan beslendiği, Çığlı Çayı'nda her mevsim sulama kanalını fazlasıyla doldurmaya yeter ve boşa akan su bulunduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda idarece yol yapım çalışmaları sırasında suyun kesilebileceği hususunun davacı-köylülere duyurulmuş olması halinde, bunun meydana gelen zararları meyve ağaçları açısından azaltmasının mümkün olmadığı, zira meyve ağaçlarının dikili olup yıllık olmadığı, ancak sadece 2009 yılı zararlarına sari olmak üzere tek yıllık bitkilerde suyun kesilebileceği hususunun idarece köylülere duyurulmuş olması durumunda köylülerce kuru tarım yapılarak su ihtiyacı yüksek bitki ekilmemesi suretiyle bazı zararların azaltılabileceği, 2009 yılından sonraki dönemler için zaten köylülerce suyun kesileceği/kesildiği bilindiğinden su ihtiyacı olan bitkilerin ekilmediği, keşif sırasında gerek mahalli bilirkişi olarak beyanda bulunan kişi-kişiler gerekse köylüler tarafından, idarenin suyun kesilebileceği hususunda kendilerini uyarmadıklarının yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Olayla ilgili olarak düzenlenen bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında, Hakkâri İli, Çukurca İlçesi, ... Köyü, ... Mezrası'nda bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulması ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmemesi nedeniyle, davacıların uğradığı zararın, hizmet kusuru ilkesi uyarınca davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği açıktır.
Ancak, dosyada mevcut ziraat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hesaplama yöntemi bakımından hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesince, davacının uğradığı gerçek zarar miktarının tespiti amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Buna göre, dosya üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesinde, davacının zararının;
1-15/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda 2012 ve 2013 yılında kuruduğu tespit edilen ağaçların değerinin; kuruyan ağacın yerine dikilecek ağacın resmi veya özel kişi ve kurumlardan satın alınması halindeki ödenecek bedele göre hesaplanması,
2-Ağaçların susuz kalması nedeniyle 2012 ve 2013 yılında meydana gelen ürün kaybına ilişkin zararın Çukurca İlçe Tarım Müdürlüğünce bildirilecek ürün fiyatı esas alınarak, hesaplanması gerekmektedir.
Bu şekilde hesaplanacak zarar tutarından, arazinin boş kaldığı dönemde hububat ekilmesi halinde elde edilebilecek gelir ile kuruyan ağaçların satılması halinde elde edilebilecek kereste/odun bedelinin yarar olarak düşülmesi, bir başka ifadeyle yarar ve zararın denkleştirilmesi suretiyle zararın hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan, İdare Mahkemesince temyiz incelemesi sonucu verilen karar dikkate alınarak yapılacak yargılama sonucunda yeniden karar verileceğinden tarafların mahkeme kararının yargılama giderlerine ilişkin temyiz istemleri bu aşamada incelenmesi yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi