Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5667
Karar No: 2019/3621
Karar Tarihi: 09.05.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/5667 Esas 2019/3621 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/5667 E.  ,  2019/3621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/09/2017 tarih ve 2017/182 E- 2017/700 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/10/2018 tarih ve 2017/1248 E- 2018/1012 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olup, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.05.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa 81.771,25 Alman Markı para verdiğini, müvekkilinin yatırmış olduğu para karşılığı makbuz verildiğini, davalı şirket ve temsilcisinin Sermaye Piyasası Kurulu"nun haklarında yasal işlem başlattığını, davalıların Bankacılık Kanunu"na aykırı şekilde mevduat topladığını, bu konuda ceza davaları açıldığını, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketlerde geçerli bir ortaklığı bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 81.771,25 Alman Markı"nın 41.808,98 Euro karşılığının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 Euro"sunun tahsil edildiği tarihten itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a.maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile davalı Kombassan Holding A.Ş. arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketlere ait pay defterine göre davacının davalı şirketlerde pay sahibi olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 329. ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığını, Türk Ticaret Kanununun 417. maddesi gereğince pay defterinde kaydedilen hisse senedi sahibinin ortaklık sıfatını kazandığını, davalı şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına aykırı bir şekilde pay senedi ihdas etmediklerini, davacının davalı şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddialarının gerçek olmadığını, bu iddianın bağlayıcı yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dayandığı belge veya belgelerdeki imzaların müvekkili şirketle veya şirketlerle hiçbir ilgisinin olmadığını, belge veya belgelerdeki imza veya imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını ve içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu ve asıllarının sunulması gerektiğini, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanununun 31.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin veya şirketlerin davacı tarafa yönelik hata veya hile olgusu içerir bir davranışının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere herhangi bir para vermediğini, davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı davranarak işbu davayı açtığını, davacı tarafın üçüncü kişilerden aldığı şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı davranamayacağını, ayrıca Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, varsa davacı tarafın dayandığı belgelerde geçen düzenleme tarihinden veyahut bir an için iddianın doğruluğu halinde bile iddiaya konu paranın verildiği tarihten dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçtiğini, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili Borçlar Kanununun 66. maddesine göre de davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalı tarafın hak düşürücü süre ve zaman aşımı def"inin yerinde olmadığını, davalı şirketin SPK"ya kendisinin sunduğu CD"ler gereğince alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirkete 44.115 Euro ödeme yaptığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 1.000 Euro talep ettiği, tediye ve kasa tediye makbuzundan dolayı 1.845 Euro, Baco Accest İnc başlıklı belgeden dolayı 16.003 Euro olmak üzere toplam 17.848 Euro"luk ödemenin mahsubu sonucu bakiye 23.960,98 Euro kaldığı gerekçesi ile, talep dikkate alınarak 1.000 Euro"nun dava tarihi olan 09/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro içinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun faiz başlangıcı yönünden kabulüne, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15/09/2017 tarih ve 2017/182 Esas 2017/700 Karar sayılı kararının HMK"nun 353/(1)-b.2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kabulü ile; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 99. maddesi gereğince davacının talebi de nazara alınarak aynen ödenmesi kayıt ve şartıyla; 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince 29/02/2000 tarihinden itibaren (davacının talebi de nazara alınarak) Devlet Bankalarının EURO cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte 1.000,00 EURO’nun davalı ...Ş."den alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının hisselerinin bir kısmını belge karşılığında dava dışı Baco Assets Inc.’ye devrettiğini ve bedelini aldığını, belgede devir eden ve devralanın imzasının bulunduğunu, davacının devreden olarak belgeyi imzaladığını savunmuş, davacı vekili ise anılan belgeye ilişkin müvekkiline ödeme yapılmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, davalının söz konusu savunması; Kombassan Grubu şirketleri ile Baco Assets Inc. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, ancak bu yabancı şirketten temin edilen kredilerin kredi niteliği taşımadığı, Kombassan Grubu şirketlere sermaye olarak konulması planlanan tutarlar olduğu şüphesini uyandırdığı, bu nedenle davalının anılan belgeye dayalı olarak ödemede bulunulduğu savunmasının nazara alınamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Oysa, davacının, bir kısım hisselerinin Baco Assete Inc.’ye devredildiğini gösteren belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği, sadece davalı tarafından bu belgeye istinaden ödeme yapılmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece,davacının, davalı tarafından sunulan “Baco Assets Inc.” başlıklı belgedeki imzaya açıkça itirazının bulunmadığı ve borcu sona erdiren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ödeme vakıası ile ilgili olmayan yazılı gerekçeyle davalının anılan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi