14. Hukuk Dairesi 2013/13941 E. , 2013/15456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.09.2005 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 04.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 3323 ve 110 parsel sayılı taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacıların murisi ... ve davalı ...tarafından taşınmazın müvekkiline satıldığını ancak tapusunun verilmediğini, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların müvekkiline ait olduğunu, tapu iptali ve tescil davası açacaklarını savunmuştur.
Diğer davalılar beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince;
Davalı ... tarafından açılan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava neticesinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/121 Esas, 2011/132 sayılı kararı ile 3323 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kargir ev, ahır, tuğla duvar ile ağaçların davacı ... tarafından yapıldığı, dikilip yetiştirildiğine karar verilmiş ve bu karar onanarak kesinleşmiştir.
Mahkemece, kesinleşen bu mahkeme kararındaki muhdesat bedeli esas alınarak oranlama yapılmış ise de yapılan oranlama doğru olmamıştır. Muhdesatların aidiyetinin tespitine yönelik açılan davanın tarihi 09.03.2010 tarihi olup muhdesat değerleri bu tarih itibariyle bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Oysa oranlamada esas alınan bilirkişi raporundaki arz değerinde ise 2009 yılı keşif tarihi esas alınmıştır. Üstelik mahkemece arz değeri belirlenirken dava dosyasındaki raporun, muhdesatın değeri konusunda başka dosyada bulunan raporun esas alınması karşısında her iki dosyadaki raporlarda muhdesatların değeri konusunda bariz değerlendirme farkı gözardı edilmiştir. Bu durumda yukarıda açıklandığı üzere ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarih itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri bilirkişiye ayrı ayrı tespit ettirilip oranlama yapılarak, satış bedelinin paylaştırılmasında ve yargılama giderlerinden sorumlulukta düzenlenecek bu raporun esas alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının talep halinde yatırana iadesine, 10.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.