(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/15278 E. , 2012/17380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Tebligat Kanununda, 6099 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. T.K"nun 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır”. T.K.nun 21/2. maddesi “(Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda, davalılardan ..., ... (... kızı), ... ve ...’e hükmün tebliği Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılmış ise de, Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine aykırı olarak bilgisine başvurulan komşu Birol Dereyurt’un imzası alınmadığı gibi imzadan imtina ettiğine dair bir kayıt da tutulmamıştır. Bu sebeple yapılan tebligat, Tebligat Kanununun 21/1. maddesindeki usule uygun değildir, tebligatlarda tebligat yapılan adresin muhatabın adrese kayıt sisteminde bulunan adresi olup olmadığı da yazılı olmadığından Tebligat Kanununun 21/2 maddesinde yazılı usule de uyulmamıştır.
Öte yandan adı geçen davalılardan ... ve ... adlarına daha önce çıkarılan tebligatlar davalıların yurtdışında oldukları ve açık adreslerinin bilinmediği belirtilerek iade edilmiş olup davalı ...’un 22/07/2009 havale tarihli dilekçesi ile Avusturya Ülkesindeki (...-Str-... ...-.../...) açık adresini bildirmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda yurtdışında oldukları bildirilen kişilere yurtdışı adreslerinde tebligat yapılması gerektiğinin gözardı edilmesi de yerinde değildir.
Davalılardan ...’a hükmün tebliği TK 21"e göre isim ve imzadan imtina eden komşuya haber verildi şeklinde yapılmış ise de, haber verilen komşusunun kim olduğu denetime elverişli şekilde belirtilmediğinden bu davalıya da hükmün usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği söylenemez.
Bu nedenle davalılar ..., ..., ..., ... ve ...’e hükmün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesi,
2-Davalılardan ...’un hükümden sonra ve hüküm tebliğ edilmeden 06/09/2011 tarihinde öldüğü dosya içerisindeki nüfus aile kayıt tablosundan anlaşılmasına rağmen adı geçen davalının mirasçılık belgesine dosya arasında rastlanmamıştır. Bu sebeple davalı ...’un mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini ile dosya arasına konulması, mirasçılarına hükmün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesi,
3-Davaya konu taşınmazlarda elbirliği ile malik olan paydaşların elbirliği paylarına ve adlarına yapılan intikale dayanak oluşturan belgeler ile birlikte, davaya konu 180 nolu parselin paydaşları arasında bulunan muris ...’un payının tesciline dayanak belgelerin ilgili tapu sicil müdürlüğünden temini ile dosya arasına konulması, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.