14. Hukuk Dairesi 2013/13988 E. , 2013/15436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.07.2012 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, taşınmaz üzerindeki elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Dava dilekçesi ve duruşma gününe ilişkin tebligat paydaşlardan ... kızı ..., Aşır kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... oğlu ..., ... oğlu ..."e 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35/2. maddesindeki usul çerçevesinde, tebligat evrakının bir sureti eski adresindeki kapısına asılmak suretiyle tebliğ edilmek istenilmiş ise de adı geçenlerin adres kayıt sisteminde adreslerinin olup olmadığı araştırılmamıştır.
Tebligat Kanunu’nda 6099 Sayılı Yasa ile bir takım değişiklikler yapılmıştır.
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesi gereğince; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince; (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) "gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."
Tebligat Kanununun 35/1. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.”
Tebligat Kanununun 35/2. maddesi gereğince; "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır."
Tebligat Kanununun 35/4. maddesi gereğince ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”
Açıklanan yasa hükümlerine göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara ve tüzel kişi olmayanlara daha önce usulüne uygun tebligat yapılmadığı halde resmi kayıtlardaki adreslerine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca 4721 sayılı TMK"nun 644/2. maddesi gereğince davalılara gönderilecek dava dilekçesi içeren duruşma gününü bildirir davetiyelerde "elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir" şeklinde ihtarat bulunması gerekirken bir kısım davetiyelerde ihtarat bulunmaması bir kısım davetiyelerde de ihtaratın usulüne uygun olmaması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 10.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.