Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10718
Karar No: 2015/12301
Karar Tarihi: 18.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/10718 Esas 2015/12301 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/10718 E.  ,  2015/12301 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, 3201 sayılı Yasa kapsamında yurtdışı hizmetlerinin borçlanmasını 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında gerçekleşmesi gerektiğinin ve..."na giriş tarihi olan 08.11.1983 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.

    Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne verilmiştir.
    Hükmün, tarafların vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı ...ci 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerini saklı tutmuştur.
    Kaldı ki, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
    Konuya ilişkin 10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren ...i arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci
    bölüme 02.11.1984 tarihinde imzalanıp 05.12.1985 tarihli 3241 sayılı Yasayla onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmüne göre, bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce, bir ... Sigortasına girmiş bulunması halinde, ...Sigortasına giriş tarihi, Türk Sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği açıkça ifade edilirken; aynı bölümde düzenlenmiş 27’inci madde hükmü ise, her iki akit taraf mevzuatına göre nazara alınabilecek sigortalılık sürelerinin varlığı halinde, uygulanacak mevzuata göre yardım hakkının doğmasında, diğer akit taraf mevzuatına göre geçen ve aynı zamana rastlamayan, hesaba dahil edilebilir nitelikteki sigortalılık sürelerinin de nazara alınacağını; sigortalılık sürelerinin hangi ölçüde hesaba dahil edilebileceğini ise, hesaba dahil edilebilirliğini tayin eden mevzuata göre tespit edileceği ifade edilmiştir.
    Nitekim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin ... Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 13.2.2002 t., 2002/10-21 E., 2002/70 K. sayılı anılan kararında belirtildiği üzere; ...Sözleşmesinin 29’uncu maddesinin 4’üncü bendinde, “Bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce bir ...Sigortasına girmiş bulunması halinde,...girişi, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilir.” Hükmüne yer verilmiş ise de bu hüküm, sözleşmenin 27’inci ve 29’uncu maddeyle bir bütün olarak yorumlanmadıkça tek başına uygulanamaz. Nitekim 29’uncu maddenin 3’üncü bendinde, 27’inci maddeye yollamada bulunularak, “...ancak, sözleşmenin 27’inci maddesine göre bir aylık veya gelir talep etme hakkının mevcut olması halinde, aşağıdaki hükümler uygulanır.” denmektedir. Kaldı ki, sözleşme hukukunda, sözleşme bir bütün olarak yorumlanıp aleyhe ve lehe olan hükümler birlikte uygulanır. Bu ilke, özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi sosyal güvenlik sözleşmeleri bakımından da geçerlidir.(Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 28, Sayı 5, Mayıs 2002, s. 685-686.)
    Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29"uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih,
    ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi hükmü getirilmiştir.
    Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile, sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm ve 3201 sayılı Kanunun 6552 sayılı Kanunla değişik 5"inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından...Sigortasına girmiş bulunması ve 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmanın yapılmış olması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabulü gerekir.
    17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 79"uncu maddesiyle değişik 3201 sayılı Kanunun 3"üncü maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa... Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar…” hükmünü içerirken; yine aynı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesine 4"üncü fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı ... ve ... Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
    Anılan 5754 sayılı Kanun ile, 3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3"üncü maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece, Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Anılan düzenlemeyle, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanuna dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Bu bağlamda; kişinin yurtiçinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi sigortalılığı var ise talep tarihi itibariyle en son sigortalılık haline göre 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapacak ya da transfer edilen primler buna göre değerlendirilecektir
    Öte yandan; Hukuk Genel Kurulu"nun 14.11.2007 tarih ve 2007/13-848 Esas 2007/840 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka
    gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re"sen gözetmelidir. Olumlu dava şartlarından biri de, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir.
    1 -) Dava dilekçesinde, davacının 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı hizmetlerini borçlanma hakkı bulunduğunun tespitini mi istediği, ya da 3201 sayılı Kanun kapsamında yapılan borçlanmanın tamamının, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceği sürenin başlangıç tarihinden ileriye yönelik olarak 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin tespitini mi istediği, yine davacının istemi içerisinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti olup olmadığı yönlerinden, davacı taraf...’nın 31. Maddesi gereği isticvap edilerek, istemleri açıklattırılmalıdır. Açıklanan isteme göre davacının dava açmakta hukuki yararı olup olmadığı irdelenmelidir.
    2 -) Somut olayda: yurt içinde 10.09.2013 – 13.09.2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı bulunan davacının 25.04.2006 tarihinde ...urumundan 08.11.1983 – 08.11.2003 tarihleri arasında ev kadını olarak geçen süreyi borçlanma isteminde bulunduğu, Kurum tarafından günlüğü 3,5 ...’den borç tahakkuku yapıldığı, davacının 09.09.2013 tarihli dilekçesi ile günlüğü 3,5 USD’den, 5.000 gün üzerinden borç tahakkuku yapılması isteminde bulunduğu, yine davacının 26.09.2013 tarihli yurtdışı borçlanma talep dilekçesi ile ...de çalışılan, boşta geçen ve ev kadınlığı sürelerinden 28.06.1983 tarihinden itibaren 5.000 gün borçlanma talebinde bulunduğu, davacının anılan taleplerine istinaden Kurumca, davacının 08.11.1983 – 30.06.1999 tarihleri arasında 5.633 günlük süreyi günlüğü 3,5 ...’den 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında borç tahakkuku yaptığı, 01.07.1999 – 08.11.2003 tarihleri arasındaki 1.568 gün ise günlüğü 3,5 ...’den 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında borç tahakukuk yapıldığı, davacı tarafından yapılan kısmi ödeme üzerine Kurumca davacının 19.12.1989 – 30.06.1999 tarihleri arasında 3432 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında, 01.07.1999 – 08.11.2003 tarihleri arasında 1568 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında yurtdışı borçlanma olarak kabul edildiği, dosya kapsamında bulunan 27.08.2013 tarihli ... sigortalılık belgesinde davacının 01.07.1999 – 30.09.1999 tarihleri arasında sigortadan muaf çalışma, 28.09.1999 – 31.12.1999 tarihleri arasında işsizlik yardımı bildirimi, 09.03.2000 – 30.06.2012 tarihleri arasında ise zorunlu prim ödemesi bildirimi bulunduğu, temyiz aşamasında dosyaya ibraz edilen ...sigortalılık belgesinde ise, davacının 05.05.1985 – 31.01.1991 tarihleri arasında analık koruma / hamilelik ve çocuk yetiştirme bildirimleri bulunduğu anlaşılmıştır.
    Mahkemece kurulan hüküm, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Yukarıda açıklanan hukuki ve fiili nedenler ışığında; dosya kapsamındaki ... sigortalılık belgelerindeki çelişkiyi giderecek şekilde, davacının ... ülkesindeki sigortalılık durumu TR 4 belgesi temin edilerek, davacının Almanya ülkesindeki sigortalılık durumuna ilişkin çelişki yöntemince giderilmeli ve davacının

    yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından ...Sigortasına giriş niteliğindeki sigortalılık başlangıç tarihi belirlenip, tespit edilen sigortalılık başlangıç tarihinin, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamında bir sigortalılık başlangıcı olup olmadığı irdelenip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
    O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi