23. Hukuk Dairesi 2016/9338 E. , 2019/5036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirket vekili Avukat ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Avukat ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili şirketin müşterilerine uydu üzerinden haberleşme hizmeti sunduğunu, bu çerçevede taraflar arasında imzalanan "Uydu İletişim Sözleşmesi" ile davalı şirkete uydu kapasitesi kiraladığını, davalı şirket tarafından işletilen TV program kanalının söz konusu kapasite üzerinden yayınlandığını, davalı şirketin sözleşme ile belirlenen ödeme yükümlülüğünü aksattığını, müvekkili şirketin ödemeler düşüldükten sonra davalıdan 94.101,33 USD bakiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında 07.08.2007 tarihinde aylık 65.000 USD bedelli 2 defa birer yıllık talebe göre uzatılabilir bir yayın sözleşmesi imzalandığını, ... uydusundan frekans kiralandığını, müvekkilinin tüm sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme bitim tarihinden 3 ay önce davalıya sözleşmenin uzatılacağına dair irade beyanını bildirdiğini, buna rağmen davalının sözleşmeyi uzatmayacağını 29.07.2008 tarihli mektup ile bildirdiğini akabinde 2. sözleşmenin yapıldığını, müvekkilinin fazla ödemelerden dolayı davalıdan 96.309 USD alacaklı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 5.555 USD karşılığı 10.000 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini yükseltmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın sözleşme uyarınca 23.08.2007 ile 01.08.2008 tarihleri arasında 780.000 USD bedelli toplam 13 adet fatura kestiği, 08.08.2008 ile 27.10.2008 tarihleri arasında bir fatura kesmediği, her ay düzenli şekilde fatura kesen asıl davada davacının bu tarihlerde fatura kesmemiş olmasının
söz konusu yayınların verilmediği sonucuna varıldığı asıl davada davacının sözleşme bulunmayan döneme ilişkin olarak davalıya faturalandırılmış bir hizmet verilmiş olduğunu da ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın reddi ile her iki tarafın mutabık olduğu ödemeler nedeniyle birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava taraflar arasında yazılı sözleşme uyarınca verilen hizmet bedelinin tahsili, birleşen dava fazla ödemenin iadesine ilişkindir.
TTK 20. maddesi uyarınca hizmet verilmesi halinde tacirin bir bedel isteyebileceği hükmünü amirdir. Taraflar arasıda bu bedelin istenebilmesi için sözleşme bulunmasına, fatura kesilmesine ihtiyaç yoktur. Fatura kesilmesi vergi hukukunu ilgilendiren bir husustur.
Somut olayda davalının TV yayın işlemi yaptığı, bu işin kesinti olmadan yapılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Eğer yayın yapılmamış ise bu hususun davalı tarafından iddia ve isbat edilmesi gerekir. Bu şekil bir iddia ve isbat bulunmadığına göre davalının yayın hizmetini hangi sağlayıcıdan hangi frekans üzerinden aldığı da yapılacak yazışmalar ile tesbit edilebilecek bir husustur. Bu nedenle asıl davada; uyuşmazlık konusu edilen sözleşme dışı ara dönemde, davalı ... ... şirketinin yayınlarına devam edip etmediği, yayınlarına devam etmiş ise hangi frekans üzerinden yayın yaptığı, bu hizmeti başka bir kuruluştan alıp almadığı hususları ... A.Ş.’den de sorularak açıklığa kavuşturulduktan sonra, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre; birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl dava yönünden hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davalı-birleşen davada davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak, asıl davada davalı-birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi