12. Ceza Dairesi 2014/12031 E. , 2014/17331 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, 5237 sayılı TCK"nın 62/1, 51/1-3, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan "tespit ve tescil" başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı"nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 15/07/1992 gün 1256 sayılı ve 14/10/1993 gün 1550 sayılı kararları ile 1. derecede arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, ... İli, ...İlçesi, ... Mahallesi, ...Caddesi üzerinde bulunan arazi üzerine sanığın, betonarme bir yapı inşa ettiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut tarafsız arkeolog ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporlar ile suça konu yapıya ilişkin resimler incelendiğinde; sanık tarafından 1. derece arkeolojik sit alanına taş temel üzerine briket konularak yapılan binanın 2863 sayılı Kanun kapsamında inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, sanık dosya kapsamında mevcut savunmalarında, bahse konu arazinin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış ise de, taşınmazın bulunduğu yerin bağlı olduğu Yakapınar Belediyesi tarafından ilgili Kurul kararının 2004 yılında ilanının yapılması, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olması hususu dikkate alındığında; sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul"dan izin alınması mümkün olmayan dava konusu taşınmaz üzerine betonarme vasıfta bina inşa etmek suretiyle inşai ve fiziki müdahalede bulunduğu, üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-TCK"nın 53/3 maddesi gereğince mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından 53/1 maddesinin uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkında kurulan hükmün TCK"nın 53/1. maddesine ilişkin kısmının hükümden çıkartılarak, yerine, “sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına” cümlesinin ve hükmün yargılama giderlerine ilişkin bendinden önce gelmek üzere “Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1320 TL vekalet ücreti belirlenmesine” bendinin eklenmesi, hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle, hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi