Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/11035 Esas 2014/17326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/11035
Karar No: 2014/17326
Karar Tarihi: 09.09.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/11035 Esas 2014/17326 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldı ve yapılan yargılama sonunda cezalandırıldı. Ancak, erken tahliye edilmediği için fazladan cezaevinde kaldı. Bu nedenle davacı, mahkemeye maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açtı. Mahkeme, davacının fazladan kaldığı süreye göre maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetti. Davalı ve davacı vekilleri hükme karşı temyiz başvurusu yaptı. Hüküm, davacının maddi tazminatının hesaplanmasında bir yanlışlık olduğu gerekçesiyle bozuldu. Yeniden inceleme sonucunda, maddi tazminatın daha düşük bir miktar olarak belirlenmesine karar verildi ve hüküm onaylandı. Kanun maddeleri ise CMK madde 141 ve devamı, CMK madde 142/1, HUMK ve 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'un 321 ve 322. maddeleridir.
12. Ceza Dairesi         2014/11035 E.  ,  2014/17326 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : 5.278,99 TL maddi ve 6.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi

    Davacı vekilinin 26.05.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına hükmedildiğini ancak erken tahliye edilmemesi nedeniyle fazladan cezaevinde kaldığını belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Mahkeme hükmünün davacı vekiline 02.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili hükmü süresinde temyiz etmemekle birlikte, davalı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden önce hükme ilişkin itirazlarını bildirerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazının süresinde yapıldığı kabul edilmiş; tazminat davasının dayanağı olan Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2008/398 Esas - 2010/56 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 14.04.2008 tarihinde tutuklandığı 16.02.2010 tarihine kadar 1 yıl 10 ay 8 gün süre ile tutuklu kaldığı, yargılama sonucunda eylemin uyuşturucu madde kullanma suçuna dönüştüğü belirlenerek 1 yıl 5 ay 5 gün hapis cezasına hükmedildiği, dosya arasında yer alan müddetnameye göre anılan suçtan koşullu salıverilme tarihinin 02.04.2009 olduğu böylelikle davacının 02.04.2009 – 16.02.2010 tarihleri arasında haksız yere tutuklu kaldığı, hükmün temyiz edilmeksizin 24.02.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.05.2010 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış; manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden; tebliğnamenin 1. nolu bendinde yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, manevi tazminatın miktarına, eksik incelemeye ve kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine; davacı vekilinin ise, tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Davacı yararına maddi tazminat hesabı yapılırken, fazladan tutuklulukta kaldığı 02.04.2009 – 16.02.2010 tarihleri arasındaki dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılmadan hesaplanan 5.709,19 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ne şekilde hesaplandığı denetime olanak verecek şekilde belirtilmeden 5.278,99 TL’nin maddi zarar olarak belirlenmesi suretiyle fazla miktarda maddi tazminata hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin maddi tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasındaki maddi tazminat miktarının "5.709,19 TL’ye" indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.