Esas No: 2021/27382
Karar No: 2022/9964
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/27382 Esas 2022/9964 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/27382 E. , 2022/9964 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : İlk derece mahkemesi kararının bozulması ile sanık hakkında beraat, müsadere şeklinde düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- ...plakalı nakil aracı hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin yerel mahkeme gerekçesi yerinde olmakla hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, katılan ... İdaresi vekilinin nakil aracına yönelik temyiz isteminin 5271 sayılı CMK.nun 302/1. madde ve fıkrası gereğince ESASTAN REDDİNE,
II- Sanık hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesince; ele geçirilen eşya miktarına ve savunma içeriğine göre sanığın ticari amacının bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi tarafından sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanık hakkında beraat kararı verilmiş ise de; olay tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı çekicide önleyici arama kararı ile yapılan aramada sanığa ait 31 karton kaçak sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre dava konusu 31 karton kaçak sigaranın ticari miktar ve mahiyette olup kişisel kullanım sınırının dışında kalması karşısında, sanığın ticari amaçla kaçak sigara bulundurduğunun kabulü ile suç tarihi olan 06/02/2018 tarihli ülkeye giriş-çıkış kayıtları temin edilerek aynı gün ülkeye giriş yapmışsa suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/1. ve 3/10. madde ve fıkraları gereğince, aynı gün giriş kaydı yoksa suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. ve 3/10. madde ve fıkraları gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden suçtan kurtulmaya yönelik beyanına itibarla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK'nun 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Yasanın 8. maddesiyle değişik
5271 sayılı CMK'nun 304. maddesi uyarınca dosyanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/05/2022 tarihinde (I) nolu karar yönünden oy çokluğuyla, (II) nolu karar yönünden oy birliğiyle karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün katılan ... İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine, sayın çoğunluğun hükmün müsadereye ilişkin fıkrasının onanmasına dair kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.10.2019 tarih ve 2019/2022 K. sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesinin sanık hakkındaki 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkumiyetlerine, suçta kullanılan araçların iadesine dair kararı kaldırılarak, sanığın beraatine karar verilerek düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi yapan Dairemiz, hükmün suçta kullanılan araçların iadesine ilişkin fıkrasının onanmasına, beraate ilişkin kısmının ise bozulmasına karar vermiştir.
Esas hükümle birlikte Yargıtay’ın temyiz incelemesine tabi tutulan müsadere kararının, aynı davanın konusunu oluşturan suça doğrudan bağlı olduğu hallerde suça ilişkin mahkumiyet hükmü bozulduğunda, bu hükme bağlı olarak verilen müsadereye ilişkin hüküm fıkrasının onanması ya da düzeltilerek onanması mümkün değildir. Nitekim doktrindeki görüşler ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları da bu yöndedir. Hükmün bozulması durumunda hüküm tümüyle ortadan kalkar, kısmi kesinleşme olmaz. (Nurullah Kunter, Temyiz Kanunyolunda Reform, Cumhuriyetin Ellinci Yılında Ceza Adalet Reformunun İlkeleri Sempozyumu Kanun Yolları, İstanbul 1973, s 97; Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, 5. Baskı, Ankara, Ekim 2017, s. 963; Veli Özer Özbek, M. Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, Ankara 2011, s. 733). Bir karar bozulmakla tümüyle ortadan kalkmış ve hukuki gerekliliğini yitirmiş olacağından mahkeme bozmaya uyarsa yeni bir hüküm kurmak zorundadır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 14.11.1994 tarih ve 1994/5-262/280 E-K; 26.12.1994, 1994/1-350/375 E-K). Yukarda anlatılan doktrindeki görüşler ve Ceza Genel Kurulu kararlarına göre, özetle, bir karar hangi nedenle ve ne yönde bozulursa bozulsun tümüyle ortadan kalkacak ve hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybedecektir. Yine; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarih ve 2014/66-365 E-K sayılı ilamı ile birçok ilamında, Dairemiz ile diğer Ceza Dairelerinin ilamlarında belirtildiği gibi müsadere kararı bir güvenlik tedbiri olmakla birlikte hükmün bir parçasını oluşturmaktadır. Müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili ise, yani incelemeye konu dosyada olduğu gibi suçta kullanılan aracın müsaderesi işlenen suça bağlı olarak talep edilmişse, mahkemenin kurmuş olduğu hüküm bir bütün olup, bozma kararı verilmesi halinde hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacak, yerel mahkeme ya da istinaf ceza dairesince bozma sonrası
yapılacak yargılamada müsadere ile ilgili yeniden değerlendirme yapılarak bu konuda da karar verilecektir. Müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili ise ancak asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğurabilir. Bu halde sadece müsaderenin infazı mümkün değildir. Hükmün bölünmek suretiyle, asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğuran müsadere ile ilgili fıkranın onanması, hükmün diğer kısımlarının bozulması halinde yerel mahkeme ya da istinaf ceza dairesi kararının ceza ve güvenlik tedbiri olarak birbirinden ayrıştırılması sonucunu doğuracaktır. Bunların yanı sıra 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 54/3. maddesinde belirtildiği gibi müsadere kararının verilip verilmeyeceği mahkemenin takdirine bırakılan hallerde ki, dosyamızdaki müsadere hususu hakimin takdirinde olup, takdir yetkisinin ve mahkemenin direnme hakkının elinden alınması sonucuna neden olacaktır. Bunun tek istisnası müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili olmayıp müsadere konusu eşyanın üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımının suç oluşturmasıdır. Tüm bu anlatılanlar dikkate alındığında hükmün suçta kullanılan araçların iadesine ilişkin kısmının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.24.05.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.