10. Hukuk Dairesi 2014/8905 E. , 2015/12283 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L Â M I
... adına Av. ... 1-..., 2-... adına Av. ..., 3-.... 4-.... adlarına Av. ..., 5- .... adına Av. ..., 6-... adına Av. ... 7-... adına Av. ... arasındaki dava hakkında ...İş Mahkemesi"nden verilen 28.01.2014 günlü ve 2013/267 E. - 2014/41 K. sayılı hükmün, davacı Kurum vekili, davalılar... ve ..., ..., ...., ...., ... vekilleri taraından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336/3. maddesi uyarınca Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır. Aynı Kanunun 448. maddesi uyarınca bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. 336/3. maddesi, bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinden olmadığından, geçici 1. madde kapsamında da değildir. Dolayısıyla davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar vermeye yetkili mercii, temyiz incelemesi yapmakla görevli bulunan dairemizdir. (HGK 2011/19-54 E., 2011/315 K., 10 HD 2013/13339 E., 2014/3487 K.)
Bu çerçevede davacının adli yardım talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 335 vd. maddeleri uyarınca, adli yardım talebinde bulunan kimsenin, kendisiyle ailesini geçindirmek bakımından önemli bir zarurete düşürmeksizin davanın gerektirdiği giderleri ödemekten kısmen veya tamamen aciz içinde bulunduğunu (fakirlik şartı) ve davasında veya savunmasında haklı olduğunu (haklı olma şartı) ispat etmesi gerekir. Aynı Kanunun 336/2. maddesine göre de talepte bulunan kişi, iddiasını dayandırdığı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Somut uyuşmazlıkta ise davalı ... vekili tarafından sunulan belgeler incelendiğinde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında gerekli şartları taşımadığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında Dairemizce davacının kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 337/2. maddesi uyarınca kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bu durumda, temyiz talebinde bulunan davalı ... vekili tarafından ¼ nispi temyiz karar harcı yerine, maktu harç ve başvuru harcı yatırılmak suretiyle, harcın eksik yatırıldığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca da, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, şayet temyiz dilekçesinin
reddi yönüne gidilirse anılan ret kararının hükmü temyiz eden davacıya tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmesi gerekmektedir.
3-Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık sözleşmesi, yeni bir hukuki varlığa vücut vermez, meydana gelen topluluğun bir bütün olarak medeni hakları kullanma yeteneği yoktur. Ortaklık dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığı gibi, ona karşı da, dava açılamaz. Ortaklığı ilgilendiren haklar ve borçlar bakımından bütün ortakların birlikte davacı ve davalı olarak katılmaları gerekir. Temyiz talebinde adi oraklığın ortakları olan davalılar ..., .... ve .... vekili temyiz dilekçesi verilirken her bir davalı için ayrı ayrı nisbi temyiz karar harcı ve temyiz başvuru harcı yatırılması gerekirken, tek harç yatırıldığı, böylece temyiz harçlarının eksik tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun geçici 3. maddesi gereğince halen yürürlükte olan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması halinde, karar veren Hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
Davada ise, yukarıda sözü edilen yasa ve İçtihadı Birleştirme Kararı hükmüne aykırı olarak hükmü temyiz eden davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, harcın nispi harç olması gerektiği dikkate alınarak ve hangi davalı yönünden yatırıldığı tespit edilerek, diğer davalı/davalılar yönünden temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse davalılar avukatına tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.