Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14523
Karar No: 2012/3013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2010/14523 Esas 2012/3013 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı Hazine, davacıya satılan taşınmazı daha önce dava dışı tüzel kişilik tarafından açılan davada mera olduğu için tapu kaydının iptal edilmesi ve sınırlandırılması nedeniyle geri almak istemiş ancak satış işlemi resmi şekle uygun olarak gerçekleştirildiği için geçerli sayılmıştır. Satıcının taşınmazla ilgili geçmişte bir hak ya da hukuk kuralı nedeniyle mevcut bir zaptı varsa ve bu sebepten dolayı devri taahhüt edilen hakla uyumsuzsa, satıcının gerçek ve güncel müspet zararından sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Mahkeme, önce geçersiz satışlarda uygulanan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplamaya dayanarak davacı lehine karar vermiştir ancak bu karar, yapılan inceleme sonucunda usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Bu nedenle, karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 189. maddesi.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2010/14523 E.  ,  2012/3013 K.

    "İçtihat Metni"




    ... vekili avukat ... ile ... Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.5.2009 tarih ve 240-147 sayılı hükmün Dairenin 6.7.2010 tarih ve 1356-9965 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

    KARAR
    Davacı, davalıya ait 747 nolu parselde kayıtlı taşınmazı 9.6.1992 tarihinde açık artırma yolu ile yapılan ihalede satın alıp tapu devrini aldığını, dava dışı köy tüzel kişiliği tarafından aleyhine açılan dava ile adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiğini, ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek, yaptığı ödeme ile masrafların dava tarihi itibariyle değerinden şimdilik 100.000 TL"nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının ancak ödediği satış bedelinin denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini isteyebileceği gerekçe gösterilerek 54.991,90 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükmün , davacı ve davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce onanmasına karar verilmiş; bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Davacı, bu davasında tapuda davalı hazine adına kayıtlı olan taşınmazı tapu memuru huzurunda ihale ile 9.6.1992 tarihinde satın aldığını, sonrasında dava dışı köy tüzel kişiliğinin açtığı dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının mera olması nedeniyle adına olan tapu kaydının iptal edildiğini ve böylece taşınmazın elinden çıktığını ileri sürerek, taşınmazın raiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece, ödediği satış bedeli ve masrafların 2007 tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini isteyebileceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davaya konu taşınmazın ihale yolu ile davalı hazine tarafından davacıya satıldığı ve tapuda satış işleminin gerçekleştirildiği, bundan sonra dava dışı Köy Tüzel Kişiliği tarafından açılan dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının mera olması ve özel mülkiyete konu yerlerden olmaması gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, verilen hükmün derecaattan da geçmek suretiyle kesinleştiği, anlaşılmaktadır.
    Davacı ile davalı satıcı arasında tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı hazine adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın evveliyatının mera olduğuna dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınmazın öncesinin mera olduğundan haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı açıkça anlaşıldığı gibi bu yön tarafların ve mahkemeninde kabulündedir. Anılan taşınmaz resmi memur önünde MK 706, BK 213, Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 maddelerine uygun olarak davacıya satılmıştır. Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerh de bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur.
    BK"nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes"ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte mera olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davalı hazine zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Mahkemenin açıklanan bu ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yaparak taşınmazın ifanın imkansız hali geldiği tarih itibariyle gerçek raiç değerinin tespiti ile sonucuna uygun bir karar vermesi gerekirken geçersiz satışlarda uygulanan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporunu esas almak suretiyle yazılı şekilde karar vermiş bulunması, usül ve yasaya aykırı 2010/14523 2012/3013
    olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, mahkeme kararı bu gerekçe ile bozulacak iken zuhulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından Dairemiz onama kararı kaldırılmalı, mahkeme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin 6.7.2010 tarih ve 2010/1356 -9965 sayılı kararının kaldırılmasına mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi