(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2010/11663 E. , 2012/3012 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile Kepez Belediye Başkanlığı vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.7.2008 tarih ve 307-279 sayılı hükmün Dairenin 26.10.2011 tarih ve 5420-12219 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalı ... adına kayıtlı 6 nolu parseli satın alarak tapusunun devir edildiğini, daha sonra ... Hazinesinin ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/242 Esasta görülen dava sonucu tapu kaydının iptaline hazine adına tesciline karar verildiğini, dava nedeniyle uğradığı zarar karşılığı taşınmazın değeri ile ödediği masraflar toplamı 76.370,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 2003 yılında ödediği paranın denklendirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer olan 2.8743 TL. Ile ödediği masraflar 1.370 TL.nin 11.6.2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, karar verilmiş; kararın davacı ve davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce kararın oyçokluğu ile onanmasına karar verilmiş; bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı, eldeki davasında tapuda davalı ... adına kayıtlı olan taşınmazı 2003 yılında satın aldığını, dava dışı hazinenin açtığı dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının orman olması nedeniyle adına olan tapu kaydının iptal edildiğini ve böylece taşınmazın elinden çıktığını, dava dışı hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece, taşınmazın evveliyatının orman olması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu ve bu nedenle davacının taşınmazın rayiç değerini değil, ancak ödediği satış bedelinin aktin ifasının imkansız hale Geldiğinin anlaşıldığı tapu-iptal davasının kesinleştiği tarih olan 13.9.2006 tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini isteyebileceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davaya konu taşınmazın ihale yolu ile davalı ... tarafından davacıya satıldığı ve 8.7.2003 tarihinde tapuda satış işleminin gerçekleştirildiği, bundan sonra dava dışı ... Hazinesinin davacıya karşı açtığı dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının orman olması ve özel mülkiyete konu yerlerden olmaması gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verildiği, verilen hükmün derecaattan da geçmek suretiyle 13.9.2006 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı satıcı arasında 2003 tarihinde tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın evveliyatının orman olduğuna dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınmazın öncesinin orman olduğundan haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı açıkça anlaşıldığı gibi bu yön tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Anılan taşınmaz resmi memur önünde MK 706, BK 213, Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 maddelerine uygun olarak davacıya satılmıştır. Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
BK"nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes"ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen Hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte orman olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davalı 2011/11663 2012/3012
belediye zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamıda bu yöndedir. Mahkemenin açıklanan bu ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yaparak taşınmazın 13.9.2006 tarihi itibariyle gerçek raiç değerinin tespiti ile sonucuna uygun bir karar vermesi gerekirken geçersiz satışlarda uygulanan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporunu esas almak suretiyle yazılı şekilde karar vermiş bulunması, usül ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki mahkeme kararı bu gerekçe ile bozulacak iken zuhulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından Dairemiz onama kararı kaldırılmalı, mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin 26.10.2009 tarih ve 2009/5420-12219 sayılı kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının BOZULMASINA, ,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.