Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/10369
Karar No: 2012/3011

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2010/10369 Esas 2012/3011 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2010/10369 E.  ,  2012/3011 K.

    "İçtihat Metni"





    ... vekili avukat ... ile 1-....Başkanlığı vekili avukat ... 2-... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili avukat ..., İhbar Olunanlar 1-Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü 2-... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.3.2009 tarih ve 393-71 sayılı hükmün Dairenin 13.4.2010 tarih ve 15257-5025 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

    KARAR
    Davacı, 1993 tarihinde davalı ... Belediyesinden tapu memuru huzurunda 9218 ada ve 9 parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazı satın ve teslim aldığını, daha sonra dava dışı hazinenin bu yerin evveliyatının orman olduğundan bahisle kendisine aleyhine tapu iptali davası açtığını, davayı kazandığını taşınmazın hazine adına tescil edildiğini ve elinden çıktığını ileri sürerek taşınmazın raiç değerinin tespiti ile tespit edilen bu paradan şimdilik 10.000 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiş, aynı nedenle davalı ... Belediyesi aleyhine açtığı dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davalı ... Belediyesi yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı ... Belediyesi yönünden de taşınmazın evveliyatının orman olması ve yapılan satışında geçersiz olması nedeniyle davacının ancak ödediği satış bedelinin denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini isteyebileceği gerekçe gösterilmek suretiyle 2.319,99 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacının ve davalı ... Belediyesi"nin temyizi üzerine Dairemizce oyçokluğu ile onanmasına karar verilmiş; bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Davacı, bu davasında tapuda davalı ... adına kayıtlı olan taşınmazı tapu memuru huzurunda 1993 tarihinde Satın aldığını, daha sonradan dava dışı hazinenin açtığı dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının orman olması nedeniyle adına olan tapu kaydının iptal edildiğini ve böylece taşınmazın elinden çıktığını, dava dışı hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın raiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece, taşınmazın evveliyatının orman olması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu ve bu nedenle davacının taşınmazın raiç değerini değil, ancak ödediği satış bedelinin aktin ifasının imkansız hale geldiğinin anlaşıldığı 24.7.2007 tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini isteyebileceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davaya konu taşınmazın ihale yolu ile davalı ... tarafından davacıya satıldığı ve 1993 tarihinde tapuda satış işleminin gerçekleştirildiği, bundan sonra dava dışı ... Hazinesinin davacıya karşı açtığı dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının orman olması ve özel mülkiyete konu yerlerden olmaması gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verildiği, verilen hükmün derecaattan da geçmek suretiyle 24.7.2007 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmaktadır.
    Davacı ile davalı satıcı arasında 1993 tarihinde tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın evveliyatının orman olduğuna dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınmazın öncesinin orman olduğundan haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı açıkça anlaşıldığı gibi bu yön tarafların ve mahkemeninde kabulündedir. Anılan taşınmaz resmi memur önünde MK 706, BK 213, Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 maddelerine uygun olarak davacıya satılmıştır. Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın raiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    BK"nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes"ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk Kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen Hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte orman olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamıda bu yöndedir. Mahkemenin açıklanan bu ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yaparak taşınmazın 24.7.2007 tarihi itibariyle gerçek raiç değerinin tespiti ile sonucuna uygun bir karar vermesi gerekirken geçersiz satışlarda uygulanan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporunu esas almak suretiyle yazılı şekilde karar vermiş bulunması, usül ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki mahkeme kararı bu gerekçe ile bozulacak iken zuhulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından Dairemiz onama kararı kaldırılmalı, mahkeme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin 13.4..2010 tarih ve 2009/15257 esas ve 2010/5025 karar sayılı kararının kaldırılmasına mahkeme kararının BOZULMASINA, ,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi