19. Hukuk Dairesi 2018/2598 E. , 2018/6397 K.
"İçtihat Metni"19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirket lehine 15 yıl süreyle intifa hakkı tesis edilen taşınmaz üzerindeki akaryakıt satış istasyonunun davalı şirket tarafından davacının bayii olarak işletilmesi hususunda bayiilik sözleşmesi ve protokoller akdedildiğini, ancak yapılan anlaşmaların intifa süresi dolmadan 5. yılın sonunda davalı tarafından sonlandırıldığını, davalıya, intifa hakkının süresi sonuna kadar ifa edileceği inancıyla yaklaşık 127.053,18.-TL tutarında akaryakıt hibe edildiğini, istasyona 305.536,64.-TL tutarında yatırım yapıldığını belirterek, ödenen tutarların kullanılmayan döneme isabet eden kısmının iade edilmesi gerektiğinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 203.691,09.-TL yatırım harcamaları, 84.702,12.-TL hibe akaryakıt tutarı ve intifa bedeli olmak üzere toplam 288.393,21.-TL’nin ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun ve Rekabet Kurumu kararları uyarınca 22/06/2012 tarihinde sona erdiğini, ortada bir feshin olmadığını, 5 yılı aşacak şekilde bayilik sözleşmesi imzalanmasının rekabeti sakatladığını, davacıya intifanın terkin edilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, ancak davacı tarafın intifayı terkin etmediğini, Rekabet Kurumu’nun 06/12/2012 tarih, 12-62/1610-587 sayılı kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 22/06/2007 tarihine kadar 5 yıllık muafiyetten faydalanacağına, daha sonra faydalanamayacağına karar verdiğini, davacının, davalı şirketten yatırım veya intifa adı altında bir alacağının bulunmadığını, davacı şirkete ariyeten vermiş oldukları menkulleri teslim almalarının ihtar edildiğini, davacı tarafın vermiş oldukları menkullerin bir kısmını teslim aldığını, teslim almadıkları menkullerin ve saha betonu gibi sabit yatırımların ise 5 yıllık bayilik ilişkisi kapsamında yapılan yatırımlar olduğunu, taraflar arasında akdedilen protokol ve ek protokol ile davalıya toplamda 280.000 litre motorin hibe edileceği ve motorin teslimleri karşısında kesilecek faturaların intifa bedeli faturası ile karşılanacağının açıkça hüküm altına alındığını, intifa bedeli taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında akaryakıt satışı hususunda imzalanan 03/10/2007 tarihli bayilik sözleşmesinin 22. maddesinde sözleşmenin 5 yıl süreyle geçerli olacağının hüküm altına alındığı, sözleşmenin aynı maddesinin son fıkrasında bayilik sözleşmesiyle intifa hakkının irtibatlandırıldığı, 21/06/2007 tarihli ek protokol ile intifa süresinin 12 yıldan 15 yıla çıkarıldığı, Rekabet Kurumu’nun 2002/2 nolu “Dikey anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği” uyarınca bayilik sözleşmelerinin 5 yılla sınırlandırıldığı, intifa senedi ve ek protokolle intifa süresi uzatılmak suretiyle Rekabet Kurumu’nun bu yasağının delinmeye çalışıldığı, davalının fesih ihbarnamesi gönderdiği tarihte sözleşme ile belirlenen 5 yıllık sürenin dolduğu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresi 15 yıl olarak kabul edilse dahi, davacının 15 yıllık süre için hibe etmesi gereken motorinin 280.000 litre olduğu, sözleşmenin devam ettiği 5 yıllık süre için davacının, davalıya 95.300 litre motorin hibe etmesi gerektiği, davalıya hibe edilen motorinin 54.795 litre olduğu, 5 yıla tekabül eden motorin bile hibe edilmediği gerekçesiyle davacının hibe edilen akaryakıt bedelinin tazminine ilişkin talebinin reddine, mevcut yatırımların, hizmetin 1 günlük ifası durumunda bile yapılması zorunlu yatırımlar olduğundan yatırım harcamalarının 10 yıla tekabül eden kısmının tazminine ilişkin talebinin reddine, davacının 50.000.-TL intifa bedeli ödediği, intifa hakkının Rekabet Kurumu’nun kararına istinaden 5 yılla sınırlandırılması nedeniyle davalının herhangi bir müdahalesi olmadan hükümsüz hale geldiğinden, kalan 10 yıllık süreye tekabül eden 33.333.-TL’lik intifa hakkı bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, dava dilekçesinde kalıcı yatırım harcamalarına ilişkin bedel isteminde bulunmuş, mahkemece mahallinde uzman bilirkişilerle birlikte keşif yapılarak, davacı tarafından yapılan kalıcı yatırımların nelerden ibaret olduğu, söz konusu yatırımların davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, sabit yatırımların taşınmazın değerine bir arttırım, fayda sağlayıp sağlamadığı, bu sabit yatırımlar kullanılmak suretiyle davalının ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, sabit yatırımların ticari faaliyetine katkısı, sabit yatırımlar içinde menkuller de bulunması halinde bunların davacı yanca sökülüp alınabileceği hususları tespit edilmeksizin eksik inceleme sonucu tazminat isteminin reddi doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince taraflar arasında düzenlenen intifa sözleşmesine ilişkin intifa hakkının dava tarihinden önce henüz terkin edilmemesi nedeniyle davacının dava tarihi itibarıyla intifa hakkının terkinine ilişkin alacak isteminde bulunamayacağı gözetilerek intifaya ilişkin alacak isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte belirtildiği üzere hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.