3. Hukuk Dairesi 2019/2212 E. , 2020/134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı ... Telekom A.Ş vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı ... Telekom A.Ş vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, 23.03.2010 tarihinde davalılardan ... A.Ş"ye ait ağaç direğindeki iletkenlerinin diğer davalı ..."a ait elektrik iletkenleriyle temas etmesi sonucu aşağı sarkan kablonun henüz 5 yaşında olan Tuba tarafından tutulması neticesinde Tuba"nın vefat ettiğini, olay nedeniyle büyük bir çöküş yaşadıklarını, davalıların hizmetlerini sağlarken meydana gelen zararlardan sorumlu olduklarını, müteveffanın bakiye yaşam süresi ve davalıların kusurları dikkate alınarak bilirkişi marifetiyle belirlenmek üzere HMK"nın 107. maddesi gereğince şimdilik 1 bin TL maddi tazminatın ve davacı ... ve ... için 5.000,00"er TL; diğer davacılar için de 2.000,00"er TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten işleyecek yasal faiziyle davalılardan alınarak taraflarına verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ... Telekom A.Ş, davanın zamanaşımına uğradığını, meydana gelen olayda kusurunun olmadığını, zarardan sorumlu olması için eylem ile zarar arasında uygun illiyet bağının olması gerektiğini, telefon hatlarındaki akımın insan sağlığı için tehlike oluşturmadığını, üçüncü kişi tarafından direkten enerji hattı geçirilmiş olduğunu ve bu nedenlerle illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... ise, olayda illiyet bağının bulunmadığını, ... A.Ş"nin kusurlu olduğunu, müteveffanın 5 yaşında ve anne, babasının gözetimi altında olduğunu, olayın davacı anne ve babanın ağır kusuru nedeni ile meydana geldiğini, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, soruşturma dosyası, kusur ve hesap raporu değerlendirerek meydana gelen olayda davalı ... Telekom A.Ş"nin %60, davalı ..."ın %20, davacı ... ve ..."nın %20 oranında kusuru bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ... için 48.305,83 TL, ... için 65.120,90 TL olmak üzere toplam 113.426,73 TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihi olan 23/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 5.000.00 TL, ... için 5.000.00 TL, ... için 2.000.00 TL ... için 2.000.00 TL Salih Altın için 2.000.00 TL ... için 2.000.00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... Telekom A.Ş ve davalı ... tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, hükme esas alınan kusur ve tazminat raporlarının olay ve dosya kapsamına uygun olduğu, tazminat hesabında ana babanın kusuru indirildiğinden, ayrıca TBK 52. maddesi gereğince hakkaniyet indirimi yapılamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, kamu düzenini ilgilendiren başkaca bir aykırılığın da tespit edilemediği gerekçesiyle davalıların istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Telekom A.Ş ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacıların desteğinin ölümünden kaynaklanan, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 69. maddesinde, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın doğan zararı gidermekle yükümlü tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “Kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “Kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebepler, zarar görenin ağır kusuru ve üçüncü kişinin kusurudur. Üçüncü kişinin kusurlu davranışının illiyet bağını kesebilmesi için, zarar verenin kusurundan daha ağır derece kusurlu olması aranmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan uzman teknisyenler tarafından tutulan 24.03.2010 tarihli tutanakta; maktülün evinin önünde bulunan ve olaya neden olan direkte elektrik akımının olduğu, ... tarafından tuvalet ve depo olarak kullanılan yerlere direkten harici hat alınarak enerji verildiği, zamanla Telekom iletkeni ile enerji iletkenindeki çelik telin teması sonucu ..."ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği belirtilmiştir. Davalı ... Telekom A.Ş meydana gelen olayın, tarafına ait telefon direğine 3.kişi tarafından kaçak hat çekmesi sonucu meydana geldiğini iddia etmektedir. Mahkemece alınan kusur raporunda ise 24.03.2010 tarihli tutanağa hiç değinilmediği, tutanakta işaret edilen kaçak hattın meydana gelen olay etkisi ile illiyet bağını kesip kesmeyeceği yönünde bir değerlendirme yapılmadığı, davalı ... Telekom A.Ş tarafından da rapora bu yönde yapılan itirazların reddedilerek itiraza uğrayan rapora itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Raporun bu hali ile hükme esas alınamayacağı açıktır.
O halde mahkemece ek rapor alınması için dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi; 24.03.2010 tarihli tutanak dikkate alınıp 3. kişinin kaçak hat çekme eyleminin davaya konu olaya etkisi belirlenerek illiyet bağını kesip kesmeyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK" nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.