![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/4288
Karar No: 2022/6080
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4288 Esas 2022/6080 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kadastro tespitine itiraz davasında davanın reddine karar vermiştir. Ancak daha önce verilen kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve yeniden keşif yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme hükümde ise, davacının keşif avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği belirtilmiştir. Ancak bu kararın usulüne uygun olmadığı ve keşif avansı ve diğer masrafların kalem kalem belirtilmediği belirtilmiştir. Bu nedenle Mahkeme yeniden yöntemine uygun şekilde keşif günü belirleyip davacıya belirli bir süre vermelidir. Buna göre, Mahkeme kararının bu şekilde verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 324. maddesi gereği, taraflardan birinin delil ikamesi için ödemesi gereken avansın belirlendiği takdirde, belirtilen kesin süre içinde ödenmemesi halinde delil ikamesinin vazgeçildiği belirtilmiştir. Ancak bu kanun maddesinin uygulanabilmesi için dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi gerektiği, keşif ara kararında giderlerin kalem kalem belirtilmesi, belirli bir süre verilmesi gibi bazı koşulların yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "taşınmazların bulunduğu yerde mera tahsis kararının bulunup bulunmadığının ilgili yerlerden sorulması, bulunması halinde mera tahsis kararı, haritası ve ekleri ile tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü ... fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, bundan sonra taşınmaz başında fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması; keşif sırasında davada yararı bulunmayan üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mer'a, yaylak veya kışlak olup olmadığı, değilse davacı ve murisleri tarafından ekonomik amaca uygun kullanılıp kullanılmadığı, kullanımın terk edilip edilmediği, edildiyse hangi neden ve süreyle terk edildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ile taşınmazın dava konusu olmayan diğer bölümlerinin toprak yapıları mukayese edilmek suretiyle dava konusu bölümlerin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik ... fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümleri ... fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunun, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi, ayrıca temin edilebilecek en eski renkli uydu fotoğrafı ile kadastro paftası ve dava konusu edilen taşınmaz bölümleri ile taşınmazın geriye kalan bölümlerini birlikte çakıştırarak raporunda göstermesi istenilmesi; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça keşif avansının mahkeme veznesine depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
6100 sayılı HMK'nin 324. maddesinde, taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, avans yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Ancak, 6100 sayılı HMK'nin 324. maddesinin uygulanabilmesi için; dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi gerektiği gibi, verilecek keşif ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle, vasıta ücretinin ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgili tarafa makul ve belirli bir süre tanınması, tanınacak bu süre ile keşif günü arasında da bilirkişi ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, hükme esas alınan keşif ara kararında "gider avansının eşit oranda tamamlanması hususunda mirasçılara muhtıra çıkartılmasına, (tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, yatırılmazsa keşif kararından vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına)” denilerek kesin süre ve sonuçları belirtilmiş ise de, söz konusu ara kararda dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyeti olduğu gözönüne alınarak keşif avans ücreti belirlenmeli ayrıca bilirkişiler için ödenmesi gereken ücret, mahkeme yasal yolluğu, mahalli bilirkişiler, vasıta ücreti ve yapılacak tebligatlarla ilgili giderler kalem kalem belirtilmelidir. Bu haliyle, keşif ara kararının usulüne uygun ve kesin sürenin sonuçlarının uygulanmasını gerektirecek nitelikte olduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK'nin 324. maddesi uyarınca keşif giderlerini yatırması için yeniden yöntemine uygun şekilde, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli ve ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, usulüne uygun şekilde oluşturulmayan ara kararına sonuç bağlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.