MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 13.07.2011 tarihli dava dilekçesi ile ... Köyü 4071 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesinde belirttiği kısmının, 1974 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırları içinde kaldığını belirterek, taşınmazın bu kısmının tapusunun iptali ile davalının taşınmaza olan müdahalesinin önlenmesini, davalı banka lehine konulan haczin kaldırılmasını ve tedbiren satış işleminin durdurulmasını ve taşınmaza konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine; 4071 parsel sayılı taşınmazın 30.10.2012 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15398,80 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 2856,52 m2"lik kısımlarının ifrazı ile bu kısımların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, bu kısma davalının müdahalesinin önlenmesine, aynı krokide (C) harfi ile gösterilen 54744,48 m2"lik kısmın davalı ... adına olan tapusunun ipkasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Bankası ve davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir
Dava, tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde;1974 yılında ilân edilerek kesinleşen, 6831 sayılı Kanun uyarınca orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise, 05.02.1988 - 07.03.1988 tarihleri arası ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı tarafından davanın kesinleşen tahdit içinde kalan yere ilişkin açıldığı ve dava kabul edildiğine göre; yazılı biçimde hüküm kurulmasında ve davalı ... Bankası lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkeme kararı ile orman vasfıyla tesciline karar verilen 30.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlar üzerinde bulunan şerhlerin kaldırılmasına karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm 2. fıkrasında “davalının bu kısma müdahalesinin önlenmesine” cümlesinden sonra gelmek üzere, “orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilen dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımları üzerinde bulunan tapudaki şerhlerin kaldırılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla
H.M.U.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 24/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.