Esas No: 2022/28795
Karar No: 2022/6955
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/28795 Esas 2022/6955 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm giymiştir. Hüküm temyiz edilmiş ancak temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı için işin esasına geçilmiştir. Dosya incelendiğinde, usul ve kanuna uygun olarak yapılan yargılama süreci belirlenmiş ve sanığın suç işlediği tespit edilmiştir. Ancak, etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış ve cezanın infazı kısıtlar biçimde ayrıca verilmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuş ve sanığın denetimli serbestlik tedbiriyle cezasının çekilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda, TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1., TCK’nın 221/4-son cümlesi, 53., 58/9, 63. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1., TCK’nın 221/4-son cümlesi, 53., 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair karar
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya kapsamı incelendiğinde; sanığın yargılama boyunca SEGBİS vasıtasıyla savunmasının alınmasına itiraz etmeyerek zımnen kabul etmiş olduğuı, bu yöntemle savunma alınmasının silahların eşitliği ve yargılama ilkesi çerçevesinde sanığın savunmasında zaafiyet yaratmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin bu yönden sundukları temyiz itirazı yerinde görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
1-Etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında TCK’nın 221/5 maddesi uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-TCK'nın 58/9 maddesi uyarınca, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde ayrıca, denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük yüklenmesine takdiren yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMK'nın 303/1 maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 8 no'lu hüküm fıkrasından "denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük yüklenmesine takdiren yer olmadığına," ibaresinin çıkarılması, bu fıkradan sonra gelmek üzere 9. Fıkra olarak “Sanık hakkında TCK’nın 221/5. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.