11. Hukuk Dairesi 2018/1782 E. , 2019/3612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2017 tarih ve 2014/546-2017/515 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı-karşı davada davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin İCEBOYS markasını ilk olarak 23.5.2000 tarihinde 2000/09712 numara ile 25.sınıfta tescil ettirdiğini, daha sonra 17.8.2001 tarihinde 03,09,14,18,24,25 ve 35.08 sınıflarda tescili için davalı kuruma müracaat ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığının 03/02, 24. ve 25. sınıfın tamamı ve 35/08 sınıf için markanın yayınlandığını, davalı şirketin itirazının YİDK.nun 17.09.2004 tarih ve M-1671 sayılı kararı ile kısmen kabul edildiğini ve 03/01,07 ve 08, 18/01,02,03 ve 04, 25.sınıfın ise tamamı başvurudan çıkartılmak suretiyle tescilin devamına karar verildiğini, YİDK kararından müvekkilinin 2000/09712 numara ile tescil ettirdiği markasının dikkate alınmadığını, bu şekilde müvekkilinin 25. sınıfta kazanılmış hakkının gözetilmediğini, kaldı ki markaların birbirinden anlam, işaret ve fonetik bakımdan farklı olduğunu, müvekkilinin markasının KHK"nUn 7/son maddesi anlamında ayırtedicilik vasfını taşıdığını, müvekkiline ait markanın Lübnan, İran ve Malta’da tescilli olduğunu ve Madrid Protokolüne üye devletlerde tescili için müracaat edildiğini, İCE ibaresinin de bir çok firma adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 17.09.2004 tarih ve M-1671 sayılı kararının iptaline, başvuru konusu markanın sicil kaydına tümüyle tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, müvekkilinin aldığı kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı Gilmar S.P.A. vekili, davacının davaya konu başvurudan önce 2000/09712 numara ile tescilli markayı devir aldığını, tescilini istediği markanın sınıfı ile bu markanın sınıfının farklı olduğunu, 2000/09712 numara ile tescilli markanın iptali için İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2005/443 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, bu durumun TPMK tarafından da karara bağlandığını, İCE serisi markaları varken davacının markasının tescil edilemeyeceğini, ayrıca markaların benzer olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava olarakta; müvekkilinin davalı-karşı davacı aleyhine 2000/09712 numara ile tescilli markanın iptali için dava açtığını, davalı-karşı davacının başvuru konusu markasının müvekkili markalarına tecavüz ettiğini, aralarında iltibas olup, sınıfların aynı olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, davacı-karşı davalıya ait 2001/16511 sayılı ICE BOYS markasının TPMK nezdindeki tescilinin 09,18,24 ve 35.08 sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece Dairemiz tarafından verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, karşı dava yönünden davacı/karşı davalıya ait 2001/16511 sayılı “ICEBOYS” markası ile davalı/karşı davacıya ait 112698 sayılı “ICE”, 109144 sayılı “ICEBERG”, 109171 sayılı “ICEBERG JEANS” ve 109172 sayılı “ICEBERG SPORT ICE” markalarının seri marka içine dahil olma ve bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimali yaratabilecek derecede benzer olduğu, davalı/karşı davacının markasının ülkemiz açısından Paris Sözleşmesi ve 556 sayılı KHK m. 8/4 kapsamında tanınmış marka olduğu ve davacı/karşı davalının 2001/16511 sayılı “ICEBOYS” markasının tanınmışlık ve kötüniyet gerekçesi ile uyuşmazlık konusu 09-18-24 sınıfların tümü ile 35/08 sınıf ve alt grupları yönünden hükümsüz kılınması koşullarının mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı-karşı davalıya ait 2001/16511 sayılı “İCEBOYS” markasının 09-18-24 sınıfların tümü ile 35/08 sınıf ve alt gruplarında yer alan mal/hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne; asıl dava yönünden ise verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı–karşı davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davalı-karşı davacı adına tescilli “ICE” esas unsurlu tescilli markaları ile davacı-karşı davalı başvurusuna konu “İCEBOYS” ibaresi arasında benzerlik bulunduğu ve davalı -karşı davacıya ait markaların tanınmış marka olarak kabul edildiği ve davacı – karşı davalının kötüniyetli oluduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulüne karar verilmiş ise de tek başına tanınmış markanın benzerinin ya da aynısının tescil ettirilmesi kötü niyetli marka tescili olarak yorumlanamaz. Tanınmış markanın aynı veya benzerlerinin tescil ettirilmesinin müeyyidesi ile kötü niyetli marka tescilinin müeyyidesi farklı olup, somut bir kötüniyet tespitinin olmaması halinde sadece karşı davacının tanınmış markasıyla ilişkilendirilebilecek mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/4. Maddesindeki risklerin doğabileceği kabul edilerek her bir mal ve hizmet sınıfı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacı-karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı – karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karşı davada verilen hükmün davacı- karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.