Esas No: 2019/2475
Karar No: 2021/1759
Karar Tarihi: 05.04.2021
Danıştay 3. Daire 2019/2475 Esas 2021/1759 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2475
Karar No : 2021/1759
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu ... Deri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2006 ila 2014 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen ... tarihli ... , ..., ... ila ... ile ... tarih ve ... ila ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket adına kayıtlı olan taşıtlar ve tarla vasıflı gayrimenkul haczedilmesine karşın satışlarının gerçekleşmediği, haczedilen malların satış süreçleri tamamlanarak satıştan sonra kalan vergi borcu tutarı kadar davacının sorumluluğuna gidilmesi gerektiği halde asıl borçlu şirketten tahsil edilememe ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması şartının gerçekleştiğinden bahsetmeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. Maddesi 3.bendi uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Şirket adına iki aracın haczedildiği, araçlardan biri birinci derecede rehinli olduğundan satıştan pay düşmediği, diğerinde yakalamalı haciz olmasına rağmen yakalanamayan araç satılsa dahi pay alınamadığı, Tuzla’da bulunan arsa üzerinde çok sayıda haciz ve rehin bulunduğu, malvarlığının vergi borcunu karşılamaya yetmeyeceği açık olduğu, kanuni temsilcinin yasal temsilcisinin sorumlu olduğu dönem dikkate alınarak düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği hususunun açıkça ortaya konulamadığı, ödeme emri içeriği vergi borcunun kesinleşmiş yargı kararlarına rağmen istenildiği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünümektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu şirket tarafından ödeme emri içeriği borcun vadesinde ödenmemesi üzerine yapılan malvarlığı araştırması sonucunda şirket tüzel kişiliği adına kayıtlı olduğu tespit edilen taşıtların ve taşınmaz üzerinde birden fazla haciz ve rehin şerhleri bulunduğunun tespiti üzerine şirketin borcunu karşılayacak başka mal varlığına rastlanmadığından bahisle amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda sözü edilen madde uyarınca kanuni temsilcinin, temsilcisi olduğu tüzelkişinin vergi borcundan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle, tüzelkişi hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile belirlenen takip ve cebren tahsil yollarının tüketilmesi ve kamu alacağının tüzelkişinin mal varlığından tahsil olanağının bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Asıl borçlu şirkete ait araçlar ve taşınmaz üzerinde çeşitli vergi dairesi müdürlükleri, icra müdürlükleri, banka haciz şerhleri bulunması, araçların bazılarının ise rehinli olması karşısında, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde amme alacağının şirketten tahsil olanağı bulunmadığı anlaşıldığından davacının sorumlu olduğu dönemler de dikkate alınarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ulaştığı aksi yöndeki yargıyı hükme esas alarak dava konusu ödeme emirlerini iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,05/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.