Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4383
Karar No: 2013/9355
Karar Tarihi: 24.10.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4383 Esas 2013/9355 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4383 E.  ,  2013/9355 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    10.04.2008 tarihinde yapılan kadastro sırasında ... Köyü, 126 ada 4 sayılı 12.853,65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ..."in zilyetliğinde olduğu, taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde 2008/3 Esas sayılı dava dosyası bulunduğundan söz edilerek tutanak aslı cinsi ve malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine gönderilmek üzere 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca tespit edilmiştir..
    Davacı ... Yönetimi, 25.02.2008 tarihli dilekçe ile; Hazineyi taraf göstererek dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde 2008/3 Esas sayılı davayı açmıştır.
    Mahkemece, dava edilen tüm taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edilmiştir. Daha sonra 126 ada 4 sayılı taşınmaza ilişkin dava ayrılarak yukardaki esasa kayıt edildikten sonra davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile işaretlenen kesiminin tek katlı kargir ev ve fındık bahçesi niteliği ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalılar ... ve Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 16/05/2012 gün 2012/5301 - 7456 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""1) Davalılar Hazine ve ..."in 126 ada 4 sayılı taşınmazın fen bilirkişi A. Atila Öztaş tarafından düzenlenen 14.08.2010 tarihli rapor ekindeki krokide (A) ile işaretlenen kesimine yönelik temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık olduğu, gerçek hak sahibinin 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca mahkemece re"sen belirleneceği, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebileceği gözetilerek, uzman bilirkişi raporuna eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazın (A) ile işaretlenen kesiminin orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına, devlet ormanlarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169/1-2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D ve 18/2 maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanununun ve Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre tabiî servet niteliğinde olup devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, özel mülkiyete konu olamayacağı, tapu ya da kazandırıcı zamanaşımı yoluyla veya başka bir yol ile kazanılamayacağı, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.;14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğu, diğer fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırıldığından bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu göre bu kesimlere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacı ... Yönetiminin ve Hazinenin 126 ada 4 sayılı taşınmazın fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 14.08.2010 tarihli rapor ekindeki krokide (B) ile işaretlenen kesimine yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı ... Yönetimi 25.02.2008 tarihli dilekçe ile Hazineyi taraf göstererek dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde 2008/3 Esas sayılı davayı açmış; mahkemece, dava edilen tüm taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edildikten sonra çekişmeli taşınmaza ilişkin dava ayrılarak yukardaki esasa kayıt edildikten sonra Hazine"ye duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde Hazine aleyhine hüküm kurulmuştur. Dairenin geri çevirme kararıyla Hazineye gerekçeli kararın tebliği üzerine Hazine kanunî süresi içinde kararı temyiz etmiştir. Asıl dosyada Hazine taraf olarak gösterildiğinden ayrılan dosyada Hazineye dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip, delil ve belgeleri istenerek yargılama yapılıp sonuçlandırması gerekirken, yokluğunda yargılama yapılıp eksik inceleme ile yazılı şekilde aleyhinde sonuçlandırılması doğru değildir.
    Yasal ayrıcalıklar dışında yargılamayı yürüten hâkim davanın taraflarını dinlemeden veya iddia ve savunmalarını yapmak üzere yasal şekil ve şartlara göre çağırmadan, delilleri toplayıp hüküm veremez (Anayasanın 36. ve 1086 sayılı HYUY’nın 73. maddeleri). Ancak, somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Hal böyle iken, çekişmeli taşınmazın temyize konu kesimi ile ile komşularının dört tarafı devlet ormanı ile çevrili olup, davalı ... tapu kaydına dayanmamıştır. Bu durumda; çekişmeli taşınmaz, orman bütünlüğü içinde bulunmakta ve 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğindedir. 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
    6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
    Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, temyize konu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı ... Yönetiminin davasının tamamen kabulüyle 126 ada 4 sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın kısmen özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile Salıpazarı İlçesi, Tahnal Köyü, Beşkardeşler Mevkii, 126 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 24/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi