16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12110 Karar No: 2014/12436 Karar Tarihi: 06.11.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/12110 Esas 2014/12436 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/12110 E. , 2014/12436 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında, .... Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 478 parsel sayılı 8.028,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesinde bu taşınmazın eşit paylarla ... kızı ... ve .... oğlu ..."nın kullanımında olduğu gösterilmiştir. Davacı ... yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazın .... Köyü Tüzel Kişiliğinin kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın feragat nedeniyle reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan kullanım kadastrosuna karşı, davacı tarafından çekişmeli taşınmazın Köy Tüzel Kişiliğinin kullanımında olduğu iddiası ile dava açılmıştır. Çekişmeli taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan, taşınmazın aynı ve niteliği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın kimin kullanımında olduğu ve yapılan tespit ile tapunun beyanlar hanesinde kimin kullanıcı olarak gösterileceği hususundadır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının köy tüzel kişiliğini temsil görevinin bulunmadığı; dava dilekçesindeki ifade ile davacının köyde yaşayan bir kişi olduğu ve bu sıfatla dava açıldığı anlaşılmaktadır. Köyde yaşayan ve Köy Tüzel Kişiliğini temsil görevi bulunmayan kişilerin, köye ait özel mallar hakkında hangi istemle olursa olsun, dava açma haklarının bulunmadığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca; mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, feragat nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu isabetsizlik bozma nedeni ise de, bu isabetsizliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesi ile sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.