DAVA :Davacı, ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, 2009/Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin ücretleri ile beş aylık asgari geçim indiriminin ödenmediğini ileri sürerek sözkonusu ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı net 1.250 TL aylık ücret aldığını iddia etmiş, davalı işveren ise bu ücretin net 650 TL olduğunu savunmuştur. Davacının tanığı ise işyeri çalışanı değildir. Mahkemece yaptırılan emsal ücret araştırması neticesinde Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası’ndan alınan 23.05.2011 tarihli cevabî yazıda davacının emsali bir işçinin aylık net 600-650 TL arasında ücret alabileceği bildirilmiştir. Bu durumda, iddia olunan aylık ücret miktarının davacı tarafından ispatlanamaması, ayrıca yargılama safhasında davalı tarafça savunulan ücret miktarının bildirilen emsal ücret ile örtüşmesi karşısında, emsal ücrete göre hesaplama yapılıp hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 3- Hüküm fıkrasında asgari geçim indiriminin 249,75 TL yerine 2.249,75 TL olarak yazılması hatalıdır. 4- Davacı asil vekil ile temsil ettirilmediği halde lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. 5- Hükmedilen alacakların net mi brüt mü olduğunun kararda gösterilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.