13. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/18871 Karar No: 2012/2909
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/18871 Esas 2012/2909 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davalı, anlaşmaya göre davacıya ödediği 5,000 TL'nin olduğunu savunmuş ancak bu savunması tanıkla ispatlanmamıştır. Mahkeme, takip bedeli olarak 8,924 TL'yi kabul ederek itirazın iptaline ve takibin devamına karar vermiştir. Ancak davacının talep ettiği icra inkar tazminatı reddedilmiştir, çünkü alacağın likit olmadığı gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmiştir. Karar, İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunluluğuna dikkat çekmiştir.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/18871 E. , 2012/2909 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR Davacı; davalının, sahibi olduğu ... Endüstriyel"den 20.07.2010"da aldığı malların bedelini ödemediğini, takip dayanağı fatura bedelini ödemesi için davalıya ihtar çekmesine rağmen davalının ihtara cevap vermemekle fatura içeriğini kabul ettiğini ileri sürerek, icra takibine itirazın iptalini, takibin devamını, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı toprak analiz laboratuvarı için gereken malzemeler için davacıyla 30.000,00 TL karşılığında yazılı anlaşma yaptıklarını, anlaşmada da belirtildiği üzere 5.000,00 TL peşinatı ödediklerini, davacının anlaşmada belirtilen malzemeleri belirtilen sürede teslim etmediğinden bu malları başka bir firmadan 30.000,00 TL karşılığında almak zorunda kaldıklarını savunarak. davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 8.924,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa (takip talebinde olduğu gibi) reeskont faizi uygulanmasına, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı, taraflar arasında yapılan bila tarihli anlaşmaya göre satış bedelinin 5.000,00 TL sını ödediğini savunmuş, mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa miktar itibariyle 5.000,00 TL nın ödendiğine ilişkin savunmanın tanıkla ispatlanmasına olanak yoktur. Dosyaya sunulan ve Ziraat Odası Başkanlığı hesabından ziraat odası başkanına gönderildiği anlaşılan 26.04.2010 tarihli banka dekontu ve hesap ekstreleri de 5.000,00 TL nın davacıya ödendiğini ispata yeterli değildir. Davacı vekili dava dilekçesinde "diğer yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacı tarafa davalının anlaşma bedelinde yazılı olan 5.000,00 TL yı ödediğine dair yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı gerekçe ile davanın kabulüne verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Öte yandan İ.İ.K.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yanda alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kurallar ışığında icra takibine konu olan alacak değerlendirildiğinde alacağın likit olmadığı gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmesi, doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 15.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.