Esas No: 2021/1779
Karar No: 2022/543
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1779 Esas 2022/543 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/1779 E. , 2022/543 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 27/01/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıdan kiraladığı depoda oluşan nemlenme nedeniyle eşyalarının zarar gördüğünü, hasarın davalının kusurundan kaynaklandığını, davalının deponun ayıplı olduğunu bildiği halde kiraladığını, TBK'nın 301. madde hükmüne göre kiraya verenin, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlü olduğunu, davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek; şimdilik 2.090.013,18 TL'nin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu edilen zarardan dolayı davacı tarafından ibra edildiğini, kira sözleşmesinde, davacının ürünlerine gelebilecek zarardan sorumlu olmadığının kararlaştırıldığını, davacının kendi kusuruyla zararın artmasına sebebiyet verdiği savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; kiraya veren davalının, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlü olduğu, kiralanandaki ayıbın davalı kiraya veren tarafından sözleşmenin kurulmasından önce bilindiği, davacı kiracının emtialarının kullanılamayacak derecede hasara uğramasında davalının kusurlu olduğu ve tüm zararı tazminle yükümlü olduğu, taraflar arasında düzenlenen 01.10.2013 tarihli protokolün 3.2 maddesinde; "kiracı, kiraya vereni işbu protokolün imza tarihine kadar sözleşme ve protokol gereği başta ürün sorumluluğu olmak ancak bununla sınırlı olmamak üzere gayrikabil rücu olmak üzere ibra etmektedir" şeklinde hüküm bulunmakta ise de; bir haktan vazgeçme beyanını içeren sözleşme hükmünün dar yorumlanması gerektiği, fesih protokolü ile sözleşmenin sona erdirildiği, bu tarihten itibaren tarafların kira sözleşmesi ile ilgili herhangi bir hak sahibi olmayacağı ve borç altına girmeyeceğinin kararlaştırıldığı, dava konusu borcun ibrası niteliği taşımadığı ve bu ihtilafı kapsamadığı, davacı tarafça belgeleri sunulan harcama kalemleri toplamının 2.064.098,18 TL. olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.064.098,18 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı ile davalı şirket arasında depo niteliğindeki çatılı işyeri kira sözleşmesi bulunduğu, kiralanandaki ayıp nedeniyle mecurdaki davacıya ait ürünlerin zarar gördüğü, zarardan kiraya verenin sorumlu olduğu, sözleşmenin feshi protokolündeki ibarelerden mecurdaki ürün zararlarından kaynaklı bir ibranın bulunmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 01/10/2013 tarihli protokolün 3.2 maddesinde; " Kiracı, kiraya vereni işbu protokolün imza tarihine kadar sözleşme ve protokol gereği başta ürün sorumluluğu olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere gayrikabili rücu olmak üzere ibra etmektedir" düzenlemesi yer almaktadır. 01/10/2013 tarihli protokolde yer alan ibra beyanında, herhangi bir istisnaya yer verilmemiş olup dava konusu edilen zarar yönünden de davalının bu protokol ile ibra edildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.