10. Hukuk Dairesi 2015/10475 E. , 2015/12189 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalıya yersiz ödendiği iddia olunan aylıkların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 11.03.2011 tarihinde kesinleşen davacıya, 1998 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının/gelirinin, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2012 yılında gerçekleştirilen işlemle 19.04.2011 tarihi itibarıyla kesilerek, 19.04.2011-18.03.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar/gelirler yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı,
bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden gizli şekilde ve geniş kapsamlı ... araştırması yapılmalı, tarafların hangi adreslerde kimlerle yaşadıkları tespit edilmeli, boşanılan eşin davalıdan farklı bir yerde ikamet ettiği iddia edildiğine ve dosyada da boşanılan eşin kayıtlı olduğu adres bilgisi bulunmamasına göre, bu yerin/yerlerin adresi öğrenilerek ilgilinin gerçekten beyan ettiği adreste yaşayıp yaşamadığı adres çevresinde yapılacak gizli kolluk araştırması ile tarafsız kişilere sorulmak suretiyle tespit edilmeli, verilen adreslere ilişkin su, elektrik telefon aboneliklerinin kimin adına kayıtlı olduğu saptanmalı, Mahkemece davacı ve boşanılan eş adına elektrik aboneliği olup olmadığına dair müzekkere yazılmasına rağmen ilgili kurumdan bu konuda cevap verilmediği anlaşıldığından yeniden müzekkere yazılarak bu eksiklik giderilmeli, dosyada iki davalı tanığı dışında tanık beyanına başvurulmadığı anlaşılmakla, davalı ve boşanılan eşin yaşadıkları mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının ve davalı ile boşanılan eşin yaşamı hakkında bilgi sahibi olabileceği tespit edilecek komşu, ev sahibi, esnaf vb. gibi tarafsız kamu tanıklarının bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ilgililerin varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanma ilamı getirtilerek eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalıya geri verilmesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.