Esas No: 2019/6592
Karar No: 2021/1593
Karar Tarihi: 05.04.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6592 Esas 2021/1593 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6592
Karar No : 2021/1593
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
(Mülga … Kurumu)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : …İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların murisi …'un … Devlet Hastanesi'nin acil servisinde gerekli tıbbi müdahalenin yapılmayarak vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle müteveffanın eşi … için 50.000,00 TL, müteveffanın çocuğu … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 07/03/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Savcılık ve Ceza Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve Yüksek Sağlık Şurası kararı birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar raporlarda doktorun eylemi ile meydana gelen ölüm olayı arasında illiyet bağı tespit edilememiş ise de, ölüm olayı öncesinde davacıların murisi …'un davalı idareye bağlı hastanenin acil servisinde yerinde ve zamanında tam ve yeterli müdahalelerin yapılmadığı ve evine gönderildiği, yine tekrar hastaneye gelen hastanın gerekli müdahaleler yapılmadan başka bir hastaneye sevkedildiği, bu haliyle temel kamu hizmetlerinden olan sağlık hizmetinin yerine getirilmesinde ehil elemanlar eliyle yürütmek yükümlülüğünün tam olarak yerine getirilmediği ve davacıların murisinin sağlık hizmetlerinden yararlandırılması, teşhis ve tedavisinin sağlanması için gerekli tıbbi müdahalelerin yapılmadığı anlaşıldığından davalı idarenin manevî zararı doğuran eylemin işlenmesindeki etkisi ve niteliği, hizmet kusurunun ağırlığı ve hukuka aykırılığın derecesi, ölen kişinin yaşı ve davacılara yakınlığı nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın şiddeti dikkate alındığında takdiren her bir davacı için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın Mahkemece verilen merciine tevdi kararının davalı idareye tebliğ edildiği 01/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi, fazlaya ilişkin tazminat ve faiz talebinin ise reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacılar tarafından, faizin olay tarihinden işletilmesi gerektiği, manevi tazminatın kusurlu eylemin ağırlığını ortaya koymaktan uzak olduğu, caydırıcı olmadığı ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, kişideki akciğer ödeminin ileri derecede olduğundan bu durumun nefes darlığı ve göğüs ağrısına neden olduğu, ölüm riski yüksek olan hasta olduğundan yatarak tedavide bile kurtulmasına kesin gözüyle bakılamayacağı, faize karar tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği, davacıların manevi zararlarından sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesi'nce, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Müteveffa 1951 doğumlu …'un 06/03/2006 tarihinde rahatsızlanması üzerine … Devlet Hastanesi acil servisine getirildiği, nöbetçi hekim tarafından icapçı hekim …'a bilgi verildiği, yapılan tetkikler sonucu kan şekeri 606 çıkması akabinde kişide diyabetik ve akut koroner sendrom semptomları ve akciğer rahatsızlığı tespit edildiği, yapılan tedavi sonucu yeniden kan tahlili yapılarak kan değerlerine bakılmadan eve gönderildiği, kan gazı gibi ayrıntılı tetkiklerin istenmediği, yatarak tedavi uygulanmadığı, gözlem altında tutulmadığı, aynı gün saat 01.00 civarı tekrar rahatsızlanması üzerine göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile tekrar başvurulunca göğüs hastalıkları servisinin … Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne sevk kararı alındığı, ambulans bulunamadığından özel araçları ile gitmek zorunda kalındığı, saat 02.00'de … Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne ambulansla sevk edildiği fakat burda da yoğun bakımda yer olmadığından tekrar …Devlet Hastanesi'nin arandığı fakat bu süreçte sevk için ambulans hazırlanırken sabah 05.00'te vefat ettiği,
Müteveffanın ilk olarak başvurduğu … Devlet Hastanesi'nde olay günü icapçı hekim olan dahiliye uzmanı doktor … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı açılan ceza davasında … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile adı geçen hekimin görevi ihmalden dolayı mahkumiyetine karar verildiği, davacılar tarafından tüm bu süreçte gerekli tıbbi müdahalenin yapılmamasında idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle müteveffanın eşi … için 50.000,00 TL, müteveffanın çocuğu … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 07/03/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise, tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dosyanın incelenmesinden, olay günü davacıların murisi …'un ağır septomlarla başvurduğu … Devlet Hastanesi'nde icapçı dahiliye uzman olan Dr. … hakkında yapılan şikayet neticesinde açılan soruşturmada … Cumhuriyet Başsavcılığı'nca alınan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun … tarih ve … sayılı raporunda; "Dr. …'ın DM (Diyabet) öyküsü olan nefes darlığı ve göğüs sıkışması ile gelen hastada kan gazı gibi ayrıntılı tetkikler istenmesi ve kişiyi gözlem altında tutması gerektiği, bu nedenle eyleminde eksiklik olduğu, ancak kişinin ölüm nedeninin belirlenemediğinden bu eksikliklerin ölüme katkısının bilinemeyeceği" şeklinde mütalaa belirtildiği, … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … esasına kayıtlı dosyasında alınan Yüksek Sağlık Şurası'nın … tarih ve … sayılı raporunda da; "pratisyen hekim tarafından kendisine danışılan icapçı dahiliye uzmanının diabetik ve akut koroner sendrom septomları olan ve kan şekeri 606 bulunan hastanın hastanede yatırılarak tedavi edilmesi ya da uzun süreli izlenmesi gerekirken bunları yapmayarak özensiz davrandığından kusurlu olduğuna, ancak hastanın papiller adale rüptürünü düşündürecek kadar akciğer ödemi olmasının mortalitenin çok yüksek olduğunu gösterdiği, bu hastanın yatırılarak yada uzun süre tetkik ve tedavi edilse bile kaybedilebileceği dikkate alındığında kusurlu ölüm arasında illiyet bağının varlığından söz edilemeyeceği" yönünde karar verildiği, bu raporlar esas alınmak suretiyle … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile adı geçen doktorun görevi ihmal suçundan mahkumiyetine karar verildiği, anılan raporların İdare Mahkemesince hükme esas alındığı ancak raporların birer örneği taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, davacılar yakını …'un 06/03/2006 tarihinde rahatsızlanması üzerine … Devlet Hastanesi acil servisine getirilmesi akabinde icapçı hekim … tarafından yapılan uygulamalarda idarenin hizmet kusurunun bulunması sebebiyle vefat ettiğinden bahisle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık tazminatın ödenmesine karar verilmesi isteminden kaynaklanan işbu davanın ihbarı için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile anılan maddenin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca gerekli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere davaya müdahil olabilme haklarını kullanabilmelerini teminen davanın ihbarı gerektiği açıktır.
Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki … İdare Mahkemesi kararında belirtilen yönlerden hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.