Esas No: 2020/2029
Karar No: 2021/1596
Karar Tarihi: 05.04.2021
Danıştay 10. Daire 2020/2029 Esas 2021/1596 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2029
Karar No : 2021/1596
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların murisi olan ...'ün teşhis ve tedavi hatası sonucunda vefat ettiğinden bahisle uğranıldığı iddia olunan zararlara karşılık 4.000,00 TL (miktar arttırımı ile 759.368,09 TL) maddi ve 350.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; olaya ilişkin olarak Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında, yapılan tetkik sonuçlarından kan şekerinin 1447 çıkması ve kan tahlilinde lökosit, idrarda keton ve glukoz yüksekliğinin insüline bağlı diabetli hastada enfeksiyonunu provake ettiği, diabetik ketoasidoz tablosu düşünülerek kan şekeri düzeyi ve diğer tahlilleride değerlendirilerek dahiliye uzmanından konsültasyon istenilip acilen buna yönelik tedaviye başlanması gerektiği, diabetik ketoasidoz tablosunun doğru tedavi edildiğinde tamamen düzelebilen bir tablo olduğu, hekimin kusurlu eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, hastanın sindirim sistemi ile ilgili tedavi uygulanarak genel cerrahi ve enfeksiyon poliklinik önerileri ve gastroenterit reçetesi düzenlenerek hastanın taburcu edilmesine karar veren acilde görevli pratisyen hekimin kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, hesap bilirkişisi raporunda, müteveffanın eşi ... için 574.150,23 TL, kızı ... için 60.458,89 TL, oğlu ...'ün için 124.758,97 TL olmak üzere toplam 759.368,09 TL maddi tazminatın, ... için 150.000,00 TL, davacılardan ... için 100.000,00 TL, davacılardan ... için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; davalı idarenin istinaf talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak, toplam 687.139,00 TL maddi tazminatın 4.000,00 TL'lik kısmının davalı idareye başvuru tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren, kalan 683.139,00 TL'lik kısmın ise; miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 24/10/2018 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, ... için 20.000,00 TL, ... ve ...'ün her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, Bölge İdare Mahkemesi'nce alınan hesap bilirkişi raporunun çelişkilerle dolu olduğu, çelişkinin alınacak üçüncü bir raporla giderilmesi gerektiği, destekten yoksun kalma hesaplanırken ölenin anne ve babasına da pay ayrılmasının hatalı olduğu, ölenin babasının desteğe ihtiyacı olmadığı hatta desteğin anne babadan destek aldığı, bunun araştırılmadığı, çocukları ile müteveffanın anne ve babasına aynı oranda pay ayrılmasının hatalı olduğu, temyize konu kararın kısmen redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, dul kalan eşe SGK tarafından bağlanan ölüm aylığının destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken indirilmesi gerektiği, SGK tarafından bağlanan aylık, peşin sermaye değerlerinin dikkate alınması gerektiği, müteveffanın maaşının giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığı, giydirilmiş ücrette yol, yemek ücretinin de yer aldığı, kişinin çalışması sonucu elde ettiği kazancın dışındaki bu kalemlerin çıkarılarak ücretin belirlenmesi gerektiği, dul kalan eşin yeniden evlenme olasılığı ve destekten faydalanma süresinin hatalı hesaplandığı, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan ...'ün eşi ve diğer davacıların babası olan 1977 doğumlu olan ...'ün 30/01/2016 tarihinde evinde rahatsızlanması üzerine Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi acil servisine kusma ve ishal şikayeti ile müracaat ettiği, acil servis pratisyen hekimi Dr. ... tarafından yapılan muayenede idrar tahlili istendiği, idrar tahlili ve kan tahlili sonucunda ateş 36.6, tansiyon bilgisi olmadığı, WBC 19.91 NEU %75.6 ''++++keton'' ve ''++++glukoz'' tespit edilmesine rağmen yatış işlemlerinin yapılmadığı, mide rahatsızlığına ilişkin olarak bizmopen, flagly, dicetel, novalgin gibi ilaçlar reçete edilerek semptomatik tedavi önerisi ile taburcu edildiği,
Hekim tarafından, batında hassasiyet olduğu beyaz küre ve ve keton yüksek çıkmasını da kusmaya bağlı olduğu yönünde değerlendirdiğini, enfektif olmayan akut gastroenterit düşünüldüğü, taburcu edilirken düzenlenen reçetede akut gastrite yönelik olarak genel cerrahi ve enfeksiyon hastalıkları poliklinik kontrolü önerildiğinin beyan edildiği,
Hastanın 31/01/2016 tarihinde evinde ağırlaşması üzerine yeniden hastaneye getirildiğinde bilinç kapalı, tansiyon alınamadığı, kan şekeri 985, glukoz 1117 çıktığı, acilde icapçı dahiliye uzmanı Dr. ... tarafından muayene edildiği, entübe halde olduğu bir gün önceki tahlillerinde lökosit, keton ve glukoz fazlalığını görünce tam kan ve kan gazı tahlili istendiği, hastada diabetik ketoasidoz ve akut böbrek yetmezliği tespit edildiği, anestezi yoğun bakıma yatırıldığı, tansiyon ve şekerinde sürekli oynama izlendiği tedavi devam ederken 01/02/2016 tarihinde saat 19.50'de kardiyak arrest sonucu vefat ettiği,
Dosya kapsamında idare tarafından atanan soruşturmacı raporunda, ön tanıya uygun tedavi planlansa da ön tanıya yönelik vital bulguların eksik olduğu, hastanın diyabet öyküsünü hekimin sorgulamadığı, idrardaki glukoz ve keton yüksekliğinin hastanın klinik tablosu ile ilişkisinin ortaya konulmadığı, bu nedenle yapılan uygulamaların uygun olmadığı, idrardaki değer yüksekliğine ilişkin daha ayrıntılı inceleme yapılarak nöbetçi dahiliye uzmanından konsültasyon istenmesi gerektiği, pratisyen hekim tarafından tanı konularak tedavinin başlamasında gecikmeye neden olunduğunun belirtildiği,
Tüm bu süreç neticesinde müteveffa yakınları davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebiyle 07/12/2016 tarihinde idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dava dosyasının incelenmesinden, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun 08/06/2016 tarihli raporunda; 31/01/2016 tarihindeki tetkik sonuçlarından kan şekerinin 1447 olduğuna bakılınca kan tahlilinde lökosit, idrarda keton ve glukoz yüksekliğinin insüline bağlı diabetli hastada enfeksiyonu provake ettiği, diabetik ketoasidoz tablosu düşünülerek kan şekeri düzeyi ve diğer tahlilleride değerlendirilerek dahiliye uzmanından konsültasyon istenip acilen buna yönelik tedaviye başlanması gerektiği halde sindirim sistemi ile ilgili semptomatik ilaç tedavisi uygulanarak genel cerrahi ve enfeksiyon poliklinik önerileri ve gastroenterit reçetesi düzenlemek suretiyle hastayı taburcu eden pratisyen hekimin kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, pratisyen hekimin yargılandığı ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … esasına kayıtlı dosyada alınan 01/03/2017 tarihli raporda da aynı hususlara değinildiği, bu rapora itirazlar olunca Ceza Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp 3. Üst Kurulu'nun 16/08/2018 tarihli raporunda, kan tahlilinde lökosit, idrarda keton ve glukoz yüksekliğinin insüline bağlı diabetli hastada enfeksiyonu provake ettiği, diabetik ketoasidoz tablosu düşünülerek kan şekeri düzeyi ve diğer tahlilleride değerlendirilerek dahiliye uzmanından konsültasyon istenip acilen buna yönelik tedaviye başlanması gerektiği halde sindirim sistemi ile ilgili semptomatik ilaç tedavisi uygulanarak genel cerrahi ve enfeksiyon poliklinik önerileri ve gastroenterit reçetesi düzenlemek suretiyle hastayı taburcu eden pratisyen hekimin kusurlu olduğu, dosyadaki elektrokardiyografilerde kalp krizini işaret eden durumun olmadığı, hiperpotasemi bulguları olduğu, bu bulguların bazen kalp krizi bulgularını taklit edebileceği, diabetik ketoasidoz tablosunun doğru tedavi edildiğinde tamamen düzelebilen bir tablo olduğu, hekimin kusurlu eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, yönünde görüş bildirildiği, davacılar tarafından 19/10/2018 havale tarihli dilekçe ile söz konusu raporların dosyaya sunulması akabinde İdare Mahkemesince hükme esas alındığı ancak raporların birer örneği taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan kusurlu olduğu belirtilen pratisyen hekime davanın ihbar edilmesine rağmen davaya katılmadığı görüldüğünden, davanın ihbarı noktasında usuli bir eksiklik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında belirtilen nedenlerle hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu neticesinde davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacılara iadesine,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 05/04/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.