Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7861
Karar No: 2014/12384
Karar Tarihi: 05.11.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/7861 Esas 2014/12384 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/7861 E.  ,  2014/12384 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki Belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 207, 208, 213, 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721, 722, 737, 738, 748, 749 ve 802 parsel sayılı 46.000, 21.000, 35.000, 24.000, 11.000, 137.000, 22.000, 28.250, 23.750, 23.000, 13.500, 9.250, 21.250, 13.750, 71.000 ve 51.750 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Yargılama sırasında ölen davacı-davalı ... tarafından davalı-davacı Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Diğer taraftan kadastro sırasında aynı köy çalışma alanında bulunan 967 parsel sayılı 9.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, komşu 140 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu ve vergi kaydı miktar fazlası olduğundan söz edilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Yargılama sırasında ölen davacı-davalı ....’ın itirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek taşınmazın tamamı 6 pay kabul edilerek eşit paylarla... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiştir. Davalı-davacı Hazinenin çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı dava Mahkemece kabul edilmiş, kararın temyizi üzerine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27.05.2002 tarih, 2002/5566 Esas, 2002/4324 Karar sayılı bozma ilamında özetle "kayıt uygulamasının ve mera araştırmasının yöntemine uygun biçimde yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, dava dosyaları ile çekişmeli parsel tutanakları ve aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı-davalı...’ın davasının kabulüne, çekişmeli 207, 208, 213, 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721, 722, 737, 738, 748, 749 ve 802 parsel sayılı taşınmazların tamamı 1920 pay kabul edilerek payları oranında ... mirasçıları ve müşterekleri adlarına tapuya tesciline, davalı-davacı Hazinenin davasının reddi ile çekişmeli 967 parsel sayılı taşınmazın tamamı 1920 pay kabul edilerek payları oranında... mirasçıları ve müşterekleri adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı-davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 207, 208, 213 ve 802 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bakımından; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 207, 208, 213 ve 802 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2- Davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 967 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından; mahkemece davacı-davalılar dayanağı 07.04.1954 tarih, 10 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli 967 parsel sayılı taşınmazı kapsayacak şekilde dört sınır itibari ile uyduğu ve taşınmazın mera ile ilgisinin bulunmadığı, kayıt miktar fazlası yönünden de zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun değildir. Dayanak tapu kaydının doğu ve batı sınırı ark ve sırt okumakta, ayrıca komşusunda 139 sayılı mera parseli bulunmaktadır. Bu nedenle dayanak tapu kaydının doğu-batı sınırları genişletilmeye elverişli sınır tipindedir. Diğer taraftan davacı-davalılar dayanağı 1954 tarihli tapu kaydı 1963 tarihinde yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında uygulandığı gibi, kadastro sırasında da 140 parsel sayılı taşınmaza miktarı kadar revizyon görmüştür. Çekişmeli taşınmazın sınırında mera olması, dayanak tapu kaydının miktarı kadar kadastro sırasında revizyon görmesi, kayıt miktar miktar fazlasının sınırda tespiti kesinleşen mera parseli olması nedeniyle zilyetlikle edinilmesi mümkün bulunmadığından, davalı-davacı Hazine’nin 967 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının kabulüne, çekişmeli 967 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup; davalı-davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    3- Davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 748 ve 749 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bakımından; davacı-davalılar, sözü edilen taşınmazlara ilişkin Nisan 1954 tarih, 7 sıra numaralı tapu kaydına tutunmuştur. Mahkemece davacı-davalıların tutunduğu tapu kaydının bu iki taşınmazı kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli değildir. Davacı-davalıların tutunduğu Nisan 1954 tarih, 7 sıra numaralı 18000 metrekare miktarındaki tapu kaydının doğu ve batı sınırları sırt okumakta, bir başka deyişle doğu ve batı sınırı genişletilmeye elverişli bulunmaktadır. 748 ve 749 parsel sayılı taşınmazların toplam miktarı 84750 metrekare olduğundan, kayıt miktar fazlası 75250 metrekarelik bölüm yönünden zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmemiş, taşınmazların niteliğini belirlemek için yeterli olmayan tek kişilik ziraat teknikeri raporu ile yetinilmiş, diğer taraftan bu iki taşınmaz toprak tevzinin 556 ve 558 sayılı parselleri olup çalışmalar sonucunda Hazine adına Aralık 1963 tarih, 263 ve 265 sıra numaralı tapu kayıtları oluştuğundan kayıt miktar fazlası yönünden zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi koşullarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmemiştir. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı-davalıların dayanak tapu kaydı olan Nisan 1954 tarih, 7 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına toprak tevzi çalışması sonucu oluşan Aralık 1963 tarih, 263 ve 265 sıra numaralı tapu kayıtları mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı
    sağlanmalı ve bu suretle tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, davacı-davalıların dayanak tapu kayıtlarının hudutlarında "sırt" gibi gayri sabit hudut bulunması nedeniyle, kaydın miktarıyla geçerli olacağı da göz önünde bulundurularak, tapu kayıtlarının sabit noktalarından başlanılarak miktarları kadar yer belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve tapu kayıtlarının uygulamasını ve kapsamını gösterir rapor alınmalı, Hazineye ait Aralık 1963 tarih, 263 ve 265 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamı 3402 sayılı sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesine göre haritasına göre belirlenmelidir. Davacı-davalıların dayanak tapu kaydının kayıt miktar fazlası yönünden mahallinde yapılacak olan keşifte; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler de hazır bulundurulmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle taşınmazların niteliği belirlenmeye çalışılmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan önceki bilirkişi raporunu irdeler şekilde taşınmazların niteliği ve kullanım durumları kesin olarak belirlenmeli, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmazların ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra taşınmazların sınırları fen bilirkişisince fotoğraflar üzerinde gösterilmeli, tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bu şekilde tapu kaydı miktar fazlası bölüm yönünden davacı-davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 748 ve 749 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    4- Davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 737 ve 738 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bakımından; davacı-davalılar, sözü edilen taşınmazlara ilişkin 1937 tarih, 331 tahrir numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmışlardır. Mahkemece davacı-davalıların tutunduğu vergi kaydının bu iki taşınmazı kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli değildir. Davacı-davalıların tutunduğu 1937 tarih, 331 tahrir numaralı 15000 metrekare miktarındaki vergi kaydının batı sınırı sırt okumakta, bir başka deyişle doğu sınırı genişletilmeye elverişli bulunmaktadır. 737 ve 738 parsel sayılı taşınmazların toplam miktarı 30500 metrekare olduğundan, kayıt miktar fazlası 15500 metrekarelik bölüm yönünden zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmemiş, taşınmazların niteliğini belirlemek için yeterli olmayan tek kişilik ziraat teknikeri raporu ile yetinilmiş, diğer taraftan bu iki taşınmaz toprak tevzinin 545 ve 546 sayılı parselleri olup, çalışmalar sonucunda Hazine adına Aralık 1963 tarih, 257 ve 258 sıra numaralı tapu kayıtları oluştuğundan kayıt miktar fazlası yönünden zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi koşullarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmemiştir. Eksik araştırmaya dayalı olarak
    hüküm verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı-davalıların dayanak 1937 tarih, 331 tahrir numaralı vergi kaydı ile Hazine adına toprak tevzi çalışması sonucu oluşan Aralık 1963 tarih, 257 ve 258 sıra numaralı tapu kayıtları mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, davacı-davalıların dayanak vergi kaydının sınırında "sırt" gibi gayri sabit hudut bulunması nedeniyle, kaydın miktarıyla geçerli olacağı da göz önünde bulundurularak, vergi kaydının sabit noktalarından başlanılarak miktarları kadar yer belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve kayıtlarının uygulamasını ve kapsamını gösterir rapor alınmalı, Hazineye ait Aralık 1963 tarih, 257 ve 258 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamı 3402 sayılı sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesine göre haritasına göre belirlenmelidir. Davacı-davalıların dayanak vergi kaydının kayıt miktar fazlası yönünden mahallinde yapılacak olan keşifte; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler de hazır bulundurulmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle taşınmazların niteliği belirlenmeye çalışılmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan önceki bilirkişi raporunu irdeler şekilde taşınmazların niteliği ve kullanım durumları kesin olarak belirlenmeli, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmazların ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra taşınmazların sınırları fen bilirkişisince fotoğraflar üzerinde gösterilmeli, tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bu şekilde tapu kaydı miktar fazlası bölüm yönünden davacı-davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 737 ve 738 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    5- Davalı-davacı Hazine vekilinin çekişmeli 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı-davalılar, sözü edilen taşınmazlara ilişkin 1957 tarih, 640, 641 ve 642 tahrir numaralı vergi kayıtları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmışlardır. Mahkemece davacı-davalıların tutunduğu vergi kayıtlarının 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazları bir bütün olarak kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı-davalıların tutunduğu 1957 tarih, 640, 641 ve 642 tahrir numaralı toplamda 18 hektar miktarındaki vergi kayıtlarının tümünün en az bir sınırı sırt veya taşlık okumakta olup; kayıtların sınırları genişletilmeye
    elverişli bulunmaktadır. 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazların toplam miktarı 282500 metrekaredir. Sözü edilen taşınmazlar toprak tevzi çalışmaları sırasında 492, 494, 495, 528, 529, 530, 533 ve 534 parsel numaralarıyla tespit edilmişler ve çalışmalar sonucunda da Hazine adına Aralık 1963 tarihli tapu kayıtları oluşmuştur. Davacı-davalıların tutunduğu vergi kayıtlarının ihdas tarihleri olan 1957 yılı ile Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu 1963 yılı arasında zilyetlikle kazanmayı sağlayıcı 20 yıllık süre geçmemiştir. Bu nedenle davacı-davalıların tutundukları 1957 tarihli vergi kayıtlarının miktarı kadar yerde zilyet bulunduğunun kabulü zorunlu olup, mahkemece 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazlar bakımından yapılacak iş; 640, 641 ve 642 tahrir numaralı vergi kayıtlarının sabit sınırlarından itibaren kapsamlarının (18 hektar) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20 ve 21. maddeleri göz önünde bulundurularak belirlenmek suretiyle davacı-davalılar adına tesciline karar vermek ve kayıtların bakiye 102500 metrekare miktarının Hazine adına tesciline karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı Hazine vekilinin 703, 708, 709, 710, 711, 712, 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazlar bakımından temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi