20. Hukuk Dairesi 2013/4725 E. , 2013/9296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 102 ada 9 parsel sayılı 30104,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden Ham Toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın kadim köy merası ve yaylası olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu parselin mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.07.2008 gün ve 6716 - 10029 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Kadastro hâkimi doğru sicil oluşturmakla görevli olduğu halde, keşifte görev alan orman bilirkişi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu bildirmiş; ancak, mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılmamıştır. Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının araştırılması, kesinleşmiş orman tahdidi yok ise Orman Yönetimi davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, kesinleşmiş tahdit varsa haritası uygulanarak, kesinleşmiş tahdit yoksa, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman haritası uygulanarak orman olup olmadığının belirlenmesi, ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü belirlenip, mera olup olmadığı ve zilyetlik konusunda komşu köylerden mahallî bilirkişi ve tanık dinlenilmesi; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması; dosya arasında bulunan, davacı köy tarafından dava dışı Atalan Köyü aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasının kabulüne dair asliye hukuk mahkemesinin 1977/229 - 1991/37 sayılı kararında Hazine ve Orman Yönetimi taraf olmadığından onları bağlamayacağı " açıklanmıştır.
Bozma kararına uyulduktan sonra mahkemece taşınmazın orman olduğu belirlenerek davanın reddine, taşınmazın orman niteliği ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılan orman kadastro çalışması bulunmaktadır, taşınmaz bu çalışmada orman sınırı dışında bırakılmıştır.
Hükmüne uyulan bozma kararı gereğince yapılan araştırma inceleme sonunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmişse de; Orman Yönetiminin başlangıçta davada taraf olmadığı, mahkemece davaya dahil edildiği, bunun dışında yönetimin taşınmazın vasfının değiştirilmesi amacıyla açtığı her hangi bir davasının veya açılmış davaya
harç yatırmak suretiyle aktif katılımının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının da davasını ispat edemediği gözönünde bulundurularak davanın reddine 102 ada 9 nolu parselin tesbit gibi tesciline karar vermekle yetinilmesi gerekirken taşınmazın niteliği değiştirilerek orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir. Kadastro mahkemesi doğru sicil oluşturmakla görevlidir ve bu durum kamu düzenine ilişkindir, ancak bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin 2. paragrafının tamamen hükümden çıkarılarak, düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22.10.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.