Esas No: 2020/6471
Karar No: 2021/3980
Karar Tarihi: 16.06.2021
Silahlı terör örgütüne üye olma - Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/6471 Esas 2021/3980 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/6471 E. , 2021/3980 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2020 tarih ve 2019/313 - 2020/83 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık,
08.07.2018 (Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık)
Hüküm : 1- TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun CMK’nın 279/1-b maddesi uyarınca reddi ve esastan reddi,
2- TCK"nın 158/1-e-son, 158/3, 43/1, 62, 52/4, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun CMK’nın 279/1-b maddesi uyarınca reddi ve düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
I- Silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a) Sanığın temyiz aşamasında dosya içerisine gönderdiği 16.07.2020 ve 07.09.2020 tarihli dilekçelerinde özetle “etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini” ifade etmesi ve dilekçe içeriğinde de, yargılama aşamasında bildirmediği bir takım örgüt mensupları hakkında bilgiler vermesi nazara alındığında; öncelikle sanığın duruşmada hazır edilerek ayrıntılı bir şekilde beyanlarının alınması, daha sonra vermiş olduğu bilgilerin, sanığın örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı hususu da ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 221. maddesinden düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak bir hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
b) Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, sayfa 383 ve devamı).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (Toroslu özel kısım sayfa 263-266; Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt sayfa 28, Özgenç Genel Hükümler sayfa 280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3
Esas sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği gözönüne alınarak;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükumet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
Oluş ve mahkeme kabulüne göre;
... KOM Daire Başkanlığının 07.01.2019 tarihli veri inceleme raporunda sanığın ‘’CB’’ koduyla yani "geçmişte fetö sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya ikinci derecede yakın olan kişi" olarak kodlanmış olması, dosya kapsamında dinlenen tanık ...’nın sanıkla ilgili olarak ‘’17-25 Aralık olaylarından sonra ya 2014 ya da 2015 yıllarında yapılan bir seçim sürecinde bu yapının HDP"ye oy verme durumu olmuştu. Bildiğim kadarıyla ..."de bu durumdan rahatsız olmuştu. Ben bunu kimden duyduğumu şuanda hatırlayamıyorum. O tarihten sonra sohbetlere devam etmediğini biliyorum.’’ şeklindeki anlatımı ile sanığın örgütle iltisaklı BankAsya"daki hesabında gerçekleştiği işlemlerin rutin bankacılık faaliyeti kapsamında kaldığının görülmesi, dosya kapsamına gönderilen dijital inceleme raporunda sanık aleyhine herhangi bir bulgu bulunmaması ile sanığın temyiz aşamasında gönderdiği etkin pişmanlıktan faydalanmaya yönelik dilekçe içeriklerinde ‘’17-25 Aralık sonrası gerçek yüzlerini anlayarak irbatımı kopardım’’ şeklindeki savunması karşısında; sanığın 2014 yılı ve devamı süresinde örgütle irtibat ve iltisakını devam ettirip ettirmediğine ilişkin UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretlerinin dosya kapsamına alınması, gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinden sonra sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine yönelik hüküm kurulması,
II - Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçuna ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 07.05.2019 tarihli cevabi yazısına göre, sanığa Komiser Yardımcı olması nedeniyle ödenen maaş farklarının yanı sıra atama nedeniyle ödenen görev yolluklarının eklenmesiyle tamamının kamu zararı olarak gösterilmesi karşısında; kamu zararının net bir şekilde hesaplanması açısından alanında uzman bağımsız mali müşavir/hesap uzmanına bilirkişi incelemesi yaptırılarak buna ilişkin rapor alınması gerekirken kamu zararının emniyetin cevabi yazısına dayanılarak hesaplanması neticesinde eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suçlar için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.