Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3701
Karar No: 2020/613
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3701 Esas 2020/613 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıların bağlı olduğu kooperatif birliğinin açtığı ihaleyi kazanan davacı, davalı kooperatiflerle sözleşme yapmıştır. EPDK tarafından belirleme esasları uygulanmaya başlandığı için satış fiyatı ürün maaliyetinin altına düşmüştür. Davacı sözleşmelerin uyarlanmasını veya feshini talep etmiştir. İlk Mahkeme davanın ticari dava olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak, Daire Kararı ile davacının tacir olduğunun ve tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğu belirtilerek Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir. Mahkemece, davacının öngörememesi veya öngörmesi gereken durumlarda uyarlamaya gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, sözlü yargılama için özel bir gün tayin edilmeden hüküm açıklandığı için hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari davalar; 1.fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalardan her iki tarafının da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 12. maddesinde tacirin tanımı yapılmış, tacirin gerçek kişi ya da t
19. Hukuk Dairesi         2018/3701 E.  ,  2020/613 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    SAYISI : 2016/620-2017/155

    Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ..., davalı ... Av. ..., diğer davalılar vekili Av ... geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, davacının davalıların bağlı bulundukları ... Kooperatif Birliği"nin açmış olduğu ihaleyi kazanarak ... ile 04.10.2010 tarihli çerçeve sözleşmesi yaptığını, sonrasında da bu sözleşmeye göre her bir davalı kooperatif ile farklı tarihlerde aynı tipte ve dört yıl süreli bayilik sözleşmesi yaptığını, sözleşmelerin devamı sırasında EPDK"nın 20.03.2014 tarihli kararı ile “rafineri çıkış fiyatı”, “akaryakıt dağıtım tavan fiyatı”, “bayi tavan fiyatı” belirleme esaslarını uygulamaya koyduğunu, EPDK"nın piyasaya müdahalesi neticesinde rafineri satış fiyatı ile dağıtıcı şirket depo satış fiyatı arasındaki farkın önemli ölçüde daralarak davalılara uyguladığı-afişe depo fiyatı üzerinden iskontolu-satış fiyatı ürün maaliyetinin altına düştüğünü yani sözleşmelere göre davacının satışlarının zararına olduğunu, bu durumun ticari olarak sürdürülebilir olmadığı gibi davacıdan bu zarara katlanmaya devam etmesinin de beklenemeyeceğini belirterek, fazlaya ve uyarlama neticesi dava öncesi ve sonrası döneme ilişkin alacaklarının ayrıca talep hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davalı kooperatif ile müvekkili arasında yapılmış olan bayilik sözleşmelerinin "fiyat ve iskonto" başlığı altındaki VII. 6. maddesinde yer alan "motorin" ile ilgili fiyat belirleme esaslarının kaldırılarak talepleri doğrultusunda uyarlanmasına karar verilmesini, uyarlama mümkün olmadığı takdirde BK"nun 138.maddesi gereğince sözleşmelerin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davalıların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın TTK 4/2. maddesindeki “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup, uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olmasının o uyuşmazlığın ticari dava olarak görülmesini gerektirmeyeceği, ticari işin başka, ticari davanın ise başka bir kavram olduğu, görev hususunun 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c maddesine göre dava şartı olup, HMK"nın 115/2. maddesine göre dava şartı eksikliğinde davanın usulden reddi gerektiği gerekçeleriyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/1370 esas ve 2016/4839 karar sayılı ve 18.03.2016 tarihli ilamı ile “Ticari davalar 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesinde sayılmış olup, aynı maddenin (1.) fıkrasının a,b,c,d,e,f bentlerinde sayılan davaların her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava oldukları belirtilmiştir. Aynı Kanunun 12. maddesinde tacirin tanımı yapılmış, tacirin gerçek kişi ya da tüzel kişi olabileceği de belirlenmiştir. Tüzel kişi tacir aynı Kanunun 16. maddesinde tanımlanmıştır. Ticaret şirketleri ise TTK"nın 124/1. maddesinde kooperatife de yer verilerek sayılmış, maddenin gerekçesinde ise kooperatifin neden ticaret şirketi olarak hükme bağlandığı ayrıca belirtilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın bayilik sözleşmelerinden kaynaklandığı ve istemin bu sözleşmelerin uyarlanmasına ilişkin olması karşısında, TTK"nın yukarıda yazılı maddeleri ile TTK"nın 124/1. maddesi gerekçesinin birlikte değerlendirilmesinde, davalılar pancar ekicileri kooperatiflerinin tacir oldukları, her iki tarafı tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili iş bu davanın nispi ticari dava niteliği karşısında görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemesi olduğundan, mahkemece işin esasının incelerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın niteliğinde ve görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddi doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın tacir olduğu, 6102 sayılı TTK"nun 18/2. maddesine göre, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğu, bu düzenlemeye göre, tacirin tahminlerini iyi yapan, sözleşmenin kurulmasından sonraki gelişmeleri öngörebilen yada öngörmesi gereken kişi olduğu, sözleşmenin yapıldığı anda EPDK"nun 5015 sayılı PPK"nun 10. maddesine göre, süreli yada süresiz olarak motorinin rafineri çıkış fiyatı, akaryakıt dağıtım tavan fiyatı ve bayi tavan fiyatını belirleme yetkisinin bulunduğu, bu yetkinin her zaman kullanabileceğini davacı tacirin öngörebilmesinin gerektiği, uyarlama koşullarında tarafların önceden tahmin etmesi, öngörmesi ve göz önünde tutması mümkün olmayan olağanüstü olayların meydana gelmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece tahkikatın bittiği bildirilmediği gibi, hazır olan tarafların sözlü yargılama için ayrı bir gün tayinini istemedikleri yönünde özel bir beyanları da olmadığı halde, sözlü yargılama için özel bir gün tayin edilmeden hükmün açıklanması, tarafların HMK"nın 27. maddesinde ifade edilen “hukuki dinlenilme hakkını” ihlal ettiğinden ve bu husus davacı vekili tarafından da temyiz konusu yapıldığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açılanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi