19. Hukuk Dairesi 2018/3701 E. , 2020/613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/620-2017/155
Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ..., davalı ... Av. ..., diğer davalılar vekili Av ... geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davacının davalıların bağlı bulundukları ... Kooperatif Birliği"nin açmış olduğu ihaleyi kazanarak ... ile 04.10.2010 tarihli çerçeve sözleşmesi yaptığını, sonrasında da bu sözleşmeye göre her bir davalı kooperatif ile farklı tarihlerde aynı tipte ve dört yıl süreli bayilik sözleşmesi yaptığını, sözleşmelerin devamı sırasında EPDK"nın 20.03.2014 tarihli kararı ile “rafineri çıkış fiyatı”, “akaryakıt dağıtım tavan fiyatı”, “bayi tavan fiyatı” belirleme esaslarını uygulamaya koyduğunu, EPDK"nın piyasaya müdahalesi neticesinde rafineri satış fiyatı ile dağıtıcı şirket depo satış fiyatı arasındaki farkın önemli ölçüde daralarak davalılara uyguladığı-afişe depo fiyatı üzerinden iskontolu-satış fiyatı ürün maaliyetinin altına düştüğünü yani sözleşmelere göre davacının satışlarının zararına olduğunu, bu durumun ticari olarak sürdürülebilir olmadığı gibi davacıdan bu zarara katlanmaya devam etmesinin de beklenemeyeceğini belirterek, fazlaya ve uyarlama neticesi dava öncesi ve sonrası döneme ilişkin alacaklarının ayrıca talep hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davalı kooperatif ile müvekkili arasında yapılmış olan bayilik sözleşmelerinin "fiyat ve iskonto" başlığı altındaki VII. 6. maddesinde yer alan "motorin" ile ilgili fiyat belirleme esaslarının kaldırılarak talepleri doğrultusunda uyarlanmasına karar verilmesini, uyarlama mümkün olmadığı takdirde BK"nun 138.maddesi gereğince sözleşmelerin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalıların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın TTK 4/2. maddesindeki “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup, uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olmasının o uyuşmazlığın ticari dava olarak görülmesini gerektirmeyeceği, ticari işin başka, ticari davanın ise başka bir kavram olduğu, görev hususunun 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c maddesine göre dava şartı olup, HMK"nın 115/2. maddesine göre dava şartı eksikliğinde davanın usulden reddi gerektiği gerekçeleriyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/1370 esas ve 2016/4839 karar sayılı ve 18.03.2016 tarihli ilamı ile “Ticari davalar 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesinde sayılmış olup, aynı maddenin (1.) fıkrasının a,b,c,d,e,f bentlerinde sayılan davaların her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava oldukları belirtilmiştir. Aynı Kanunun 12. maddesinde tacirin tanımı yapılmış, tacirin gerçek kişi ya da tüzel kişi olabileceği de belirlenmiştir. Tüzel kişi tacir aynı Kanunun 16. maddesinde tanımlanmıştır. Ticaret şirketleri ise TTK"nın 124/1. maddesinde kooperatife de yer verilerek sayılmış, maddenin gerekçesinde ise kooperatifin neden ticaret şirketi olarak hükme bağlandığı ayrıca belirtilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın bayilik sözleşmelerinden kaynaklandığı ve istemin bu sözleşmelerin uyarlanmasına ilişkin olması karşısında, TTK"nın yukarıda yazılı maddeleri ile TTK"nın 124/1. maddesi gerekçesinin birlikte değerlendirilmesinde, davalılar pancar ekicileri kooperatiflerinin tacir oldukları, her iki tarafı tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili iş bu davanın nispi ticari dava niteliği karşısında görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemesi olduğundan, mahkemece işin esasının incelerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın niteliğinde ve görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddi doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın tacir olduğu, 6102 sayılı TTK"nun 18/2. maddesine göre, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğu, bu düzenlemeye göre, tacirin tahminlerini iyi yapan, sözleşmenin kurulmasından sonraki gelişmeleri öngörebilen yada öngörmesi gereken kişi olduğu, sözleşmenin yapıldığı anda EPDK"nun 5015 sayılı PPK"nun 10. maddesine göre, süreli yada süresiz olarak motorinin rafineri çıkış fiyatı, akaryakıt dağıtım tavan fiyatı ve bayi tavan fiyatını belirleme yetkisinin bulunduğu, bu yetkinin her zaman kullanabileceğini davacı tacirin öngörebilmesinin gerektiği, uyarlama koşullarında tarafların önceden tahmin etmesi, öngörmesi ve göz önünde tutması mümkün olmayan olağanüstü olayların meydana gelmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece tahkikatın bittiği bildirilmediği gibi, hazır olan tarafların sözlü yargılama için ayrı bir gün tayinini istemedikleri yönünde özel bir beyanları da olmadığı halde, sözlü yargılama için özel bir gün tayin edilmeden hükmün açıklanması, tarafların HMK"nın 27. maddesinde ifade edilen “hukuki dinlenilme hakkını” ihlal ettiğinden ve bu husus davacı vekili tarafından da temyiz konusu yapıldığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açılanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.