![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/5302
Karar No: 2022/6171
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5302 Esas 2022/6171 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/5302 E. , 2022/6171 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Cizre Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Cizre Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı Hazine vekili, davacılar Beşir Konur ve arkadaşları vekili ile davacılar ... ve arkadaşları tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacılar ... ve arkadaşlarının istinaf başvurusunun süre yönüyle reddine, diğer davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı Hazine vekili, davacılar ... ve arkadaşları vekili ile davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince; 18.09 2020 tarihli ek karar ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, yine 18.09.2020 tarihli diğer bir ek karar ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz isteminin kesinlik yönünden reddine karar verilmiş; verilen ek karar da davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanun'un Geçici 8.maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, Silopi ilçesi, Kösreli Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 1 parsel sayılı 178.259,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz susuz tarla niteliğiyle 1/2’şer paylı olarak davalılar ... ve ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürülerek dava açmıştır. Davacılar ... ve arkadaşlarının tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, davacılar ... ve arkadaşlarının aynı nedene dayalı olarak ayrı ayrı dava açmıştır.
Mahkemece dava dosyalarının birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davaların ayrı ayrı reddine, dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine vekili, davacılar Beşir Konur ve arkadaşları vekili ile davacılar ... ve arkadaşları tarafından istinaf edilmesi üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, davacılar ... ve arkadaşlarının istinaf başvurusunun yönüyle süre reddine, diğer davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine vekili, davacılar ... ve arkadaşları vekili ile davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince; 18.09 2020 tarihli ek karar ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, yine 18.09.2020 tarihli ayrı bir ek karar ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz isteminin kesinlik yönünden reddine karar verilmiş; verilen ek karar da davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yönüyle; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektîrici sebeplere, temyiz eden vekiline Bölge Adliye Mahkemesi kararın elektronik yolla 09.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, temyiz dilekçesinin 10.09.2020 tarihinde UYAP’tan havale yoluyla yapıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 29/son maddesi uyarınca Kadastro Mahkemelerinin adli tatile tabi olmadığına, iki haftalık temyiz süresinin geçmiş bulunduğuna göre davacılar ... ve arkadaşları vekilinin 18.09 2020 tarihli süre yönünden reddine dair ek karar yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; yörede 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 5.maddesine dayalı olarak orman kadastrosunun yapıldığı ve kesinleşmesine müteakip aynı Kanun'un geçici 8.maddesine dayalı olarak dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının düzenlendiği belirtilmiştir. Bu durumda taşınmazların niteliğinin eski tarihli memleket haritaları ve ... fotoğrafları üzerinde yapılacak araştırma sonucunda belirlenmesi gerekmektedir. Ne var ki; hükme esas alınan orman bilirkişisi raporunda, yalnızca 1984 tarihli ... fotoğrafında ve 1972 tarihli Koyunören Serisi orman amenajman haritasındaki çekişmeli taşınmazın konumu gösterilerek orman sayılmayan alanda olduğu belirtilmiş ise de, 1984 tarihinden daha eski ... fotoğraflarının bulunup bulunmadığı araştırılmadan, varsa bu ... fotoğraflarındaki konumları gösterilmeden taşınmazın evveliyatının orman olmadığına karar verilemeyeceği gibi taşınmaz başında yapılan keşifte görev alan bilirkişi heyetinin içinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi yer almadığı, bu nedenle taşınmazın ... fotoğraflarına göre imar ihya edilip edilmediği, tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı, sınırlarının oluşup oluşmadığı hususların incelenmesi noktasında orman bilirkişisi verilen rapora itibar edilemeyeceği açıktır.
Diğer yandan; eldeki dosyada kişiler tarafından açılan davanın birleştirilmesinden önce yapılan keşifte yerel bilirkişi olarak dinlenen ... ...; taşınmazların kadastro öncesinde ekilip biçilmediğini, taşlık arazi olduğunu, kadastro çalışması yapıldıktan sonra ekilmeye başlanınca, diğer kişiler tarafından hak iddia edildiği yönüyle beyanda bulunmasına rağmen, Hazine yönüyle daha sonra yapılan keşifte ise ... ...’nun davalılar tanığı olarak dinlendiği ve aynı taşınmazlar hakkında bu kez kendini bildi bileli yaklaşık 40-50 yıldır davalılar tarafından buğday ekilmek suretiyle kullanıldığı yönünde beyanda bulunduğu, bu beyanlar arasında çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
Bundan ayrı olarak; taşınmazın sınırında bulunan 113 ada 2, 3, 4 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da davacı Hazine tarafından aynı nedenlere dayalı olarak ayrı ayrı açılan davalarda verilen kararların Dairemizde aynı gün temyiz incelemesinin yapılmış ve yukarıdaki belirtilen eksikliklerin anılan dosyalarda da olduğu tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca; eldeki davanın konusu taşınmaz yönüyle de tespit malikleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının tam ve doğru olarak belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.
O halde; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle yöreye ait “en eski” tarihli memleket haritası ve stereoskopik ... fotoğrafları da dahil olmak üzere çekilmiş bulunan ... fotoğraflarının tamamı ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa Yargıtay ilamlarının örnekleri, ilgili yerlerden getirtilmeli, bölgede tesis kadastrosunun ne zaman yapıldığı, taşınmazın hangi nedenle tespit dışı bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, taşınmazın ne zamandır nasıl ve kimler tarafından kullanıldığı sorulup saptanmalı; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ile orman bilirkişisi eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazlar çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı hususlarının açıklandığı, müşterek imzalı şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisine ... fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, sınırlarının oluşup oluşmadığı, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığı saptanmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve arkadaşları vekilinin 18.09.2020 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,30 TL'nin temyiz eden ... ve arkadaşlarından alınmasına, 28.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.