12. Hukuk Dairesi 2016/1418 E. , 2016/13810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunduğu, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İtiraza konu imza üzerinde yapılan incelemeye ilişkin olarak, Kriminalistik Uzmanı ... tarafından düzenlenen 26.10.2015 havale tarihli raporda; inceleme konusu çekteki keşideci imzasının mevcut örnek imzalara atfen ..."nın eli ürünü olup olmadığı yönünde bir görüş bildirilemeyeceği kanaatine varılmakla birlikte; raporun sonuç kısmında, imza karşılaştırmalarında, örnek imza içeren belgelerin, farklı amaçlarla farklı zamanlarda düzenlenmiş samimi ve mümkün olduğunca bol miktarda olmasının, daha sağlıklı bir inceleme ve sonuç açısından yararlı olacağı hususu belirtilerek, dosya kapsamında bulunan mevcut mukayeseye esas belgelerin azlığının eleştirildiği görülmüştür.
Bu kapsamda, yukarıda değinilen bilirkişi raporunda incelemeye esas alınan mukayeseye esas belgelerin incelenmesinden, bunların, sadece mahkeme huzurunda alınan imzalar ile sandık seçmen listesinin ilgili sayfa aslının olduğu anlaşılmakla, bilirkişinin, raporunun sonuç kısmındaki, mukayeseye esas belgelerin az olduğu yönündeki değerlendirmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK"nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı).
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği gibi, başkaca mukayeseye esas belgelerin sunulması halinde daha sağlıklı bir inceleme yapılacağı hususu belirtilmesine rağmen, mahkemece, ispat külfeti kendisinde olan alacaklıya, raporun son celsede tebliği nedeniyle inceleme imkanı tanınmadan ve bilirkişi raporunda eleştiri konusu yapılan hususta alacaklıya mukayese belge sunmak üzere süre verilmeden hüküm kurulduğu görülmektedir.
Mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek, uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporundaki mukayese belgelerin azlığı nedeniyle imzanın aidiyeti hususunda net bir görüş bildirilemediği yönündeki eleştiri göz ardı edilmek suretiyle, kesin kanaat içermeyen mevcut rapor hükme esas alınarak, borçlunun imzaya itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.