Esas No: 2018/5711
Karar No: 2021/1818
Karar Tarihi: 06.04.2021
Danıştay 3. Daire 2018/5711 Esas 2021/1818 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5711
Karar No : 2021/1818
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu … Eğitim Öğretim İşletmeleri ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi'nden tahsil edilemeyen kamu alacaklarının güvence altına alınması amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca banka hesapları üzerine uygulanan ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından, … tarih ve … sayılı yazı ile davacının da aralarında bulunduğu şirket yöneticileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi gereğince ihtiyati haciz kararı alındığı ve davacının banka hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, henüz tahakkuk etmemiş veya tahakkuk ettiği halde vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde henüz cebren tahsil ve takibata başlanmamış kamu alacakları için öngörülen geçici nitelikte bir koruma önlemi olan ihtiyati haczin uygulanabilmesi için maddede yer alan şartların bulunmasının yeterli olduğu ve ihtiyati haciz kararının şirketin kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da alınabileceği, olağanüstü hal kapsamında asıl borçlu şirket hakkında sicilden silme işleminin gerçekleştiği, davacının da şirket eski yöneticisi olarak kaçması veya mal kaçırması şüphesi altında bulunması hayatın olağan akışına uygun olduğundan, uygulanan ihtiyati hacizde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemin usulüne uygun tebliğ edilmediği, 05/01/2016 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi ile kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu şirkete 11/02/2016 tarihinde kayyum ataması yapıldığı, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığından yapılan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ SAFİYE …'NIN DÜŞÜNCESİ: 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca kanuni temsilciler ancak kesinleşen ve şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen alınamamış olan borçlarından dolayı sorumlu tutulabileceklerinden ve haklarında ihtiyati haciz gibi amme alacağının korunmasına ilişkin bir işlemin uygulanabileceğine dair bir açıklık bulunmadığı dikkate alındığında dava konusu işlemde ve davacının mal varlığına uygulanan ihtiyati hacizde hukuka uygunluk bulunmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 05/01/2016 ve 8992 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilerek asıl borçlu … Eğitim Öğretim İşletmeleri ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi'nin kanuni temsilcilik görevine başladığı, anılan şirkete … Sulh Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve … D.İş sayılı kararı ile kayyum atanarak, 24/08/2016 tarihinde de olağan üstü hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle şirketin karar ve ilam harçları ile kendi beyanından kaynaklı vergi borçlarının tahsili amacıyla davalı idarece … tarih ve … sayılı yazı ile davacının da aralarında bulunduğu şirket yöneticileri hakkında 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi gereğince borç miktarı kadar alınan ihtiyati haciz kararının onaylandığının bildirildiği, haciz varakaları düzenlenerek davacının banka hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı ve uygulanan ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9. maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektirir haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat istenebileceği hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 13. maddesinde, 9. madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde, alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla ihtiyati haciz tatbik edilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Kanun'un "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu kamu alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik işlemlerdir. Kamu alacağının cebren tahsil ve takibiyle ilgili olmayıp korunmasına yönelik bu işlemlerin asıl muhatabı ise kamu alacağının gerçek borçlusu, diğer bir ifade ile verginin mükellefi veya sorumlularıdır.
Bu nedenle, esas kamu borçlusu olmayan tüzel kişiliğin kanuni temsilcileri adına teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına yönelik tedbirlerin uygulanması söz konusu olmayacaktır.
Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin ancak kesinleşen ve tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecekleri ve haklarında şirket borçlarıyla ilgili olarak ancak bu aşamada ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına ilişkin bir işlemin uygulanabileceği dikkate alındığında, davacının banka hesaplarına, kanuni temsilcisi olduğu şirket tüzel kişiliğinin vergi borçları nedeniyle uygulanan ihtiyati hacizde hukuka uygunluk görülmediğinden, yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 06/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla Daire Kararı'na katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.