2. Ceza Dairesi Esas No: 2020/23904 Karar No: 2020/15478 Karar Tarihi: 15.12.2020
Mala zarar verme - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/23904 Esas 2020/15478 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/23904 E. , 2020/15478 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklar ... ile..."a atılı suçun 11/08/2013 olan suç tarihinin gerekçeli kararda gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir. Sanıkların bahse konu afişleri yırtarak zarar verdiklerinin mobese kayıtları ve sanıkların ikrarları ile sabit olduğu, sanıkların zarar verdikleri afişlerin maddi değerlerinin bilirkişi marifeti ile veya katılandan baskı maliyetinin tutarını gösteren bir faturanın temini sureti ile belirlenmesi gerekirken mahkemece herhangi bir araştırma yapmadan karar gerekçesinde yazılı olduğu şekilde "Basım maliyeti ilgilisine belki de 50 kuruş dahi olmayan bir kağıt afişin yırtılmasında mala zarar verme kastından bahsedilemeyeceği" şeklindeki hukuka uygun olmayan bir kabulle ve eksik inceleme ile hüküm kurulması, Kabule göre; 1)Sanıkların üzerine atılı mala zarar verme suçunun, 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerine tâbi olduğu, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez” şeklinde düzenlenen “...Etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar...” kısmının madde metninden çıkarılarak, etkin pişmanlık hükümlerine tâbi suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı ve böylece sanıkların üzerine atılı mala zarar verme suçunun uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması, 2)Katılan vekilinin 18/12/2018 tarihli dilekçesi ile sanık ... bakımından şikayetten vazgeçtiklerini beyan ettiği anlaşılmakla, sanık ..."dan 5237 sayılı TCK’nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunun sorulup sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, beraat hükümlerinin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 15/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.