
Esas No: 2021/8698
Karar No: 2022/694
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8698 Esas 2022/694 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8698 E. , 2022/694 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne yönelik yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 21/09/2016 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesiyle Innovıa Arifiye isimli projeden 340.309 TL bedelli bağımsız bölüm satın aldığını, konutun teslim tarihinin 24 ay olarak belirlendiğini ve bu sürenin 20/09/2018 tarihinde dolduğunu, ancak konutun teslim edilmediği gibi devam eden süreçte inşaatın da durduğunu, ödeme olarak sözleşme imzalanırken 1.000 TL kapora verdiğini, firmaya da toplamı 94.940 TL olan üç adet senet teslim ettiğini, geriye kalan 244.369 TL'lik kısım için de diğer davalı bankadan bu projeye özel bağlı kredi kullandığını ve bugüne kadar davalı bankaya 78.198,08 TL ödeme yapmış olduğunu, geriye ödemesi gereken 166.170,92 TL kredi bedeli kaldığını ileri sürerek; gayrimenkul satım vaadi sözleşmesinin ve bunun finansmanı için imzalanan kredi sözleşmesinin temerrüt nedeniyle iptaliyle bakiye kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalılara ödediği toplam bedelin ödeme tarihinden dava tarihine kadar denkleştirici adalet prensibi gereği ulaştığı değerin tespiti ile avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu taşınmazın teslimi ve sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin bağlı kredi olduğu, davacının gerek davalı şirkete gerekse kullandığı kredi nedeniyle davalı bankaya ödediği tutarların denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı miktarı sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği gerekçesiyle; açılan davanın kabulü ile davacının davalı şirket ile noterde imzaladığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bu sözleşmeye bağlı olarak davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesinin iptaline, 141.626,19 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 107.924,71 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş. den alınarak davacıya verilmesine, 21/09/2016 tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesindeki kredi sebebi ile davacının davalı ... A. Ş. ne borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve ödediği bedeli denkleştirici adalet ilkesi ile talep etmesinden haklı olduğu, davacının davalı bankadan kullandığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu, alınan bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime elverişli ve denkleştirici adalet ilkesine uygun hesaplama içerdiği, buna göre davalı banka vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, ancak kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; mahkemece 166.170,92 TL yönünden menfi tespit isteminin kabulüne, 141.626,19 TL ve 107.924,71 TL yönünden ise istirdat isteminin kabulüne karar verildiğine göre, dava değeri toplamda 415.721,82 TL'ye isabet ettiğinden, davalılara yükletilecek harcın bu miktar üzerinden belirlenmesi gerekirken, 141.626,19 TL üzerinden hükmedilen harçtan davalı bankanın müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davacı, davalı şirketten satın aldığı konutun ve içinde yer aldığı projenin inşaatının tamamlanmadığını, konutu satın almak için diğer davalı bankadan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı şirkete ödediği bedelden davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 30 uncu maddesine göre, bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan mal veya hizmet hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.
Somut uyuşmazlıkta; derece mahkemelerinin de kabulünde olduğu üzere, davalı şirketten konut satın alan davacıya diğer davalı banka tarafından kullandırılan kredi, niteliği itibariyle bir bağlı kredidir.
Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; müteselsil sorumluluk ilkesi gözetilerek, alacak kalemlerinin toplanması suretiyle bu yöne ilişen isteminin kabulüne ve bu şekilde belirlenen miktar yönünden davalı bankanın sorumlululuğunun kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlı olduğuna karar verilmesi gerekirken, ayrı ayrı alacak kalemlerinin tamamından sorumlu tutulmasına karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bundan ayrı, davalı bankanın; kabul edilen menfi tespit istemine konu miktar ile sorumlu olduğu kredi miktarının toplamı üzerinden belirlenecek harç ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alacak kalemlerine konu miktarlar ile menfi tespit istemine konu miktarın toplamı üzerinden belirlenen harç ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendi çıkartılarak yerine;
"3-Davanın kabulü ile davacı ... ile davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. arasında düzenlenen 21/09/2016 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve bunun finansmanı için diğer davalı ...Ş. ile imzalanan 21/09/2016 tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesinin tüm hüküm ve sonuçları ile İPTALİNE,
Denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan 249.550,90 TL'nin (davalı bankanın sorumluluğu kullandırdığı kredi tutarı olan 244.369 TL ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından davalı ...Ş.'den kullanılan ön ödemenin konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 166.170,92 TL kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine," bendinin,
Yine hüküm fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentleri çıkartılarak yerlerine;
"4- Dava değeri olan 415.721,82 TL üzerinden alınması gereken 28.397,95 TL harcın (davalı bankanın sorumluluğu 28.043,98 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeyen kesinleşen dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine)," bendinin,
Yine hüküm fıkrasının (6), (7) ve (8) numaralı bentleri çıkartılarak yerlerine;
"‘6- Dava değeri olan 415.721,82 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ne göre hesaplanan 37.550 TL vekalet ücretinin (davalı bankanın sorumluluğu 37.187 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.