Esas No: 2021/7702
Karar No: 2022/683
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7702 Esas 2022/683 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7702 E. , 2022/683 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun sigortalısı ...'nın tedavisinde kullanılan protez bedelinin tahsili amacıyla dava dışı ... ile davalı kurum aleyhine icra takibi başlattığını, davalı kurumun haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; takibe konu faturanın kurum yerine, sigortalı ... adına düzenlendiğini, bu nedenle kurum aleyhine takip yapılamayacağını, hasta tarafından temin edilen tıbbi malzeme bedellerinin geri ödeme işlemlerinin 2013/37 sayılı genelge doğrultusunda gerçekleştirildiğini, fatura bedelinin ödenmesi amacıyla sigortalısı tarafından kuruma yapılan başvurunun da sağlık raporu sunulmadığından reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; kurum sigortalısının haklarına halef olarak veya bu kişiye vekaleten davaya konu protez bedelinin tahsilinin davalıdan istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13/11/2019 tarihli ve 2016/19140 E. - 2019/11248 K. sayılı kararıyla;
"...Somut olayda, dosya içerisinde yer alan faturadan, bilirkişi raporundan ve teftiş raporundan anlaşıldığı üzere feri müdahile ait reçete ve raporun İstanbul Ok Meydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi Kliniğince düzenlendiği, feri müdahilin faturaya konu protezi aldığı ve kullandığı sabittir. Bu durumda sırf prosedür eksikliği gerekçe gösterilerek fatura bedelinin ödenmemesi hakkaniyete uygun olmayacaktır. Hal böyle olunca, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kabulü ile davalı kurumun takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Bilindiği üzere, itirazın iptali davaları borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamaya yönelik davalardır. Her davada olduğu gibi itirazın iptali davalarında da davanın açılışı sırasında 492 sayılı Harçlar Kanunu çerçevesinde ödenmesi gereken harcın tespiti için ve bunun yanı sıra yargılama sonunda hükmolunacak değere ve buna bağlı olarak belirlenecek yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretine esas olmak üzere dava değerinin gösterilmesi gereklidir.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ıncı maddesinin birinci fıkrası; " Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmünü içermektedir.
Somut olayda; davaya konu icra takibinin 61.064 TL asıl alacak ile 6.203,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.267,43 TL üzerinden başlatıldığı, davalı borçlu kurumun asıl alacak ve tüm ferilerine itirazı sonucu takibin durdurulduğu, eldeki davanın ise itirazın iptali istemiyle, dava değeri olarak gösterilen 61.064 TL asıl alacak üzerinden harçlandırılarak açıldığı, asıl alacağın ferisi niteliğinde olan faiz ve diğer masrafların hariç tutulduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece; dava değerinin açıkça takipteki asıl alacak miktarı olan 61.064 TL üzerinden gösterilip, davanın bu bedel üzerinden harçlandırılarak açıldığı dikkate alınıp, takibe vaki itirazın 61.064 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken; taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde, dava edilmeyen işlemiş faiz alacağı yönünden de itirazın iptaline karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer alan "...itirazın iptali ile takibin devamına..." ifadesinin çıkartılarak yerine "itirazın iptali ile takibin 61.064 TL asıl alacak üzerinden devamına” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.