Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2346
Karar No: 2022/6406
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2346 Esas 2022/6406 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Hazine tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli 409 ve 544 parsellerin tespitine ve tapuya kaydına karar verilmiş, ancak karar temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda da aynı karar verilince Hazine tarafından karar düzeltme istemiş, ancak Muris ... oğlu ...'ın mirasçılarının doğru olarak belirlenmesi gerektiği için hukuka uygun bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 3402 sayılı Kanun'un 27/son madde ve geçici 1. ve 4. maddeleri, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2022/2346 E.  ,  2022/6406 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07.02.2022 tarihli ve 2021/13389 Esas, 2022/766 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi,gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “Kadastro tespitinden sonra 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun'un 27/son maddesinde usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle mahkemenin tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemeyeceği, aynı Kanun'un geçici 1. ve 4. maddelerinde de bu kanun hükümlerinin kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağının öngörüldüğü, bu durumda anılan kanun hükümleri ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.03.1996 tarihli ve 1996/6 Esas, 1996/2 Karar sayılı kararları doğrultusunda davanın esastan incelenip karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 409 ve 544 parsellerin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine onanmış, bu defa davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    1975 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli 409 ve 544 parsel sayılı taşınmazlar vergi kaydı, ırsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu ... adına tespit edilmiş; itirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı Hazine; çekişmeli taşınmazlara kadastro tespiti sırasında uygulanan vergi kayıtlarının uymadığı; gayrisabit hudutlar ihtiva ettiği ayrıca zilyetlikle iktisap için Kanun'un öngördüğü şartlarında gerçekleşmediği ve taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak eldeki davayı açmıştır. O halde, iddianın öne sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; çekişmeli taşınmazlarda kadastro tespit tarihine kadar kimin, ne zamandan beri ne şekilde zilyet olduğu ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü; tespit gününe kadar zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının tespit maliki yahut mirasçıları lehine gerçekleşip gerçekleşmediği; tespite esas vergi kayıtlarının taşınmazlara ait olup olmadığı; ait ise miktarı itibariyle geçerli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan 2017 tarihli keşifte dinlenen 1941-1943 ve 1956 doğumlu mahalli bilirkişiler; benzer beyanlarında dava konusu taşınmazların (tespit maliki olan) ... oğlu ...’a ait olduğunu duyduklarını; ancak kendilerinin ... oğlu ...’ı görmediklerini; bildikleri kadarı ile tespit maliki ... oğlu ...’ın ..., ...,...,... ve ... isminde çocukları olduğunu;bunların kendileri arasında bu köydeki arazilerini taksim ettiklerini, şuan dava konusu olan 409 ve 544 parselleri ise ... çocukları ... ve ...’in mirasçılarının kullandığını; keşif tarihinde de taşınmazları ... oğlu ...’ın torunlarının ekip biçtiğini; 409 parsel sayılı taşınmazın kendilerini bildiklerinden beri ...’in çocukları olan ..., ... ve ... ile ...’ün çocuğu ... ...’ün kullandığı;544 parselin ise yine ... oğlu ...’ın torunlarından ...’ün oğlu ... ... ile ...’in çocukları olan ..., ... ve ...’in; taşınmazın yaklaşık 19 dönümünü ise ... kızı ...’nın oğlu ... ...’ın kullandığını; başkaca kimsenin kullanımına şahit olmadıklarını beyan etmişler; Mahkemece de bahsedilen bu kişilerin tespit malikinin mirasçıları olduğu kabul edilerek ve tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl süreyle tespit maliki ve mirasçıları lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları oluştuğu; 409 parselin tespitine esas vergi kaydının miktarı değil kapsadığı alan itibariyle; 544 parselin tespitine esas vergi kaydının ise miktarı itibariyle geçerli olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Ne var ki; keşifte alınan beyanlarda adı geçen kişilerin ... oğlu ... mirasçısı olduğu bildirilmiş ise de; dosya arasında bulunan, Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.8.1987 tarihli ve 1987/1164 Esas, 1987/752 Karar sayılı ... oğlu ...’a ait hasımsız veraset ilamının incelenmesinde ise Muris ... oğlu ...’ın Medeni Kanun’un kabulünden önce öldüğü, çocuğu ...’nin ise seferberlikten önce bekar olarak öldüğü, muris ... oğlu ...’ın ölümüyle verasetinin çocukları ... ile ... ...’ya kaldığı, murisin oğlu ...’nın 1938 tarihinde ölümü ile neticeten mirasının yalnızca Muhyettin’e kaldığı, murisin diğer oğlu ...’ın da 1941 de ölümü ile verasetinin neticeten yalnızca ... ve ...’ya kaldığı bildirilmiş olup, keşifte alınan beyanlarda murisin zikredilen mirasçıları ve çekişmeli taşınmazların zilyetler ile murisin dosyada mübrez veraset ilamında bahsi geçen mirasçılar arasındaki ilişki, dosya kapsamı itibariyle kurulamamış; Mahkemece de bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Hal böyle olunca Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için kök muris ... oğlu ...’ın mirasçılarının doğru olarak belirlenmesi gerektiği göz önüne alınarak öncelikle dosyada mübrez Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.08.1987 tarihli ve 1987/1164 Esas, 1987/752 Karar sayılı ... oğlu ...’a ait hasımsız veraset ilamı (ve bu ilamın eski tarihli olması nedeniyle; ilamda yazılı kişilerin ölmüş olmaları halinde, bunların verasete esas nüfus kayıtları temin edilmek suretiyle mahkeme hakimince belirlenecek alt mirasçıları) dosyanın taraflarına okunarak bu ilamda isimleri geçen mirasçılara ve paylara karşı çıkan olması halinde karşı çıkan tarafa veraset ilamının iptal edilmesi amacıyla hasımlı dava açmak üzere usulüne uygun süre verilmeli; dava açıldığı takdirde bekletici sorun olarak kabul edilmeli;şayet bu yönde bir dava açılmaz veya açılan dava reddedilir ve verilen ret kararı kesinleşir ise; alınan beyanlara göre taşınmazın zilyedi olduğu belirlenen kişiler ile muris arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığının tespit edilmesi halinde; Hazine’nin davalı ... oğlu ... aleyhine zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığına dair iddiasının dosya kapsamına göre kanıtlanıp kanıtlanmadığı hususu tartışılıp değerlendirilmeli; aksi durumda yani taşınmazın zilyedi olduğu mahalli bilirkişilerce ifade edilen şahıslar ile tespit maliki arasındaki ırsi ilişki kanıtlanması halinde ise bu kez de kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait ve temin edilebilen en eski tarihli çift stereokopik ... fotoğrafı da getirtilerek taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında ayrıntılı beyan alınmalı; harita mühendisi bilirkişiye ... fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazların öncesinin ne olduğu ve davalı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece verilen hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken; maddi hata sonucu onandığı bu defaki incelemede anlaşılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin maddi hataya dayalı 07.02.2022 tarihli ve 2021/13389 Esas ve 2022/766 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi