Esas No: 2022/2853
Karar No: 2022/6368
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2853 Esas 2022/6368 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/2853 E. , 2022/6368 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi (16.) Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesine şeklindeki hükmü, davacı Hazine vekili'nin temyizi üzerine Dairenin 01.11.2021 tarihli ve 2021/4885 Esas, 2021/10710 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi (16.) Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kamu düzeni yönü ile kabulüne karar verilmiş olup, kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında ... İli Merkez İlçe ... köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 2867 parsel sayılı 4.100,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 945 parsel numarasıyla ve 4.835,93 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 2874 parsel sayılı 10.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 946 parsel numarasıyla ve 10.012,52 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait eski 2867 (yeni 4269 ada 9) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 4.835,93 metrekare olarak belirlenmiş olmakla beraber taşınmazın paftasına göre hesaplanan alanının 5.745,00 m2 olduğunu ileri sürerek dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, eski 2867 (yeni 113 ada 945) parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 22.06.2017 tarihli 2017/272 Esas, 2017/257 Karar sayılı kararı ile, davacı ...'nin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, ... Kadastro Mahkemesi'nin 2013/15 Esas, 2016/20 Karar sayılı hükmünün HMK'nin 353/1-b.2 maddesi gereğince düzeltilmesine, davanın reddi ile davaya konu eski 2867 parsel) 113 ada 945 parsel sayılı taşınmaz ile (eski 2074) 113 ada 946 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespiti gibi tapuya tescillerine karar verilmesine yönelik hükmü, Dairenin 01.11.2021 tarihli ve 2021/4885 Esas, 2021/10710 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi (16.) Hukuk Dairesince davacı ...'nin istinaf başvurusunun kamu düzeni bakımından kabulü ile ... Kadastro Mahkemesi'nin 2013/15 Esas, 2016/20 Karar sayılı kararının kaldırılarak HMK'nin 353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın reddi ile davaya konu (eski 2867 parsel) 113 ada 945 parsel sayılı taşınmaz ile (eski 2074) 113 ada 946 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve iş bu karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli; keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde ... fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; Mahkemece, tesis kadastro paftasının, uygulama paftası ile çakıştırılması sonucunda, tesis paftasının, uygulama paftasına ve zemine uyduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki yüzölçümünün 4.837,00 m2, uygulama sonucu oluşan yüzölçümünün ise 4.835,93 m2 olduğu, aradaki 737,50 m2'lik farkın planimetre ile alan hesabı çevrilmesi, ölçü ve hesap hatalarından kaynaklandığı, taşınmaza komşu 113 ada 946 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosundaki yüzölçümü ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümü arasında 12,00 m2'lik fark bulunduğu, bu farkın da hata sınırları içerisinde kaldığı, bu taşınmazın sınırının ve alanının genişlemediği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir.
Çekişmeli 113 ada 945 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu sırasında, tüm komşu parsellerle ara sınırı "geçerli sınır" olarak belirlenmiştir. Mahkemece, icra edilen keşifler sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar, genel olarak taşınmazın sınırlarını bilmediklerini beyan etmişlerdir. Mahallinde icra edilen 22.04.2014 tarihli keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen, 15.05.2014 tarihli kök ve 15.07.2014 ve 03.09.2014 tarihli ek raporlarda, tesis ve uygulama paftasının çakıştırılması neticesinde, tesis paftasının tecviz sınırları dahilinde uygulama kadastro paftasına ve zemine uyduğu belirtilip, krokide de tesis ve uygulama sınırının çakışır şekilde gösterilmiş, taşınmazdaki yüzölçüm farklılığının ise tesis kadastrosu sırasındaki planimetre ile yapılan yüzölçüm hataları ile ölçü ve hesaplama yöntemleri ile teknolojik farklılıklardan kaynaklandığı belirtilmiştir. Mahallinde icra edilen 16.06.2015 tarihli keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen 02.07.2015 tarihli raporda ise, taşınmaza ait fotogrametrik pafta ile zemin kullanım durumu dikkate alındığında komşu parsellerle sınır ihtilafı bulunmadığı, tesis sınırları ile uygulama sınırları arasındaki farkın tecviz sınırları dahilinde kaldığı, ayrıca dengeleme yapıldığı belirtilmesine karşın rapora ekli krokinin incelenmesinde fotogrametrik pafta ile uygulama pafta sınırlarının uyumsuz olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, dosyaya ibraz edilen raporlar, tesis ve uygulama paftasının çakıştırılması bakımından birbiri ile çelişkili olduğu halde bu çelişki üzerinde durulmamış, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın sınırlarında sabit nitelikte sınır bulunup bulunmadığı sorulup saptanılmadığı gibi bu husustaki hakim gözlemi de keşif tutanağına yansıtılmamış, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek bu belgelerden yararlanılmamış, 02.07.2015 tarihli raporda dengeleme yapıldığı belirtilmesine karşın dengeleme yapılan parsellerin ayrıntılı şekilde yüzölçümleri gösterilerek bu husus denetime elverişli biçimde açıklanmamış, çekişmeli taşınmazdaki sınır farklılıklarının nedeni tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmemiştir.
Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı, bu yolla uygulama kadastrosunun usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı tereddütsüz belirlenmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, önceki tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozmaya konu edildiğine ve bozmaya uyularak yargılama yapıldığına göre, tüm unsurları ile İlk Derece Mahkemesinden bağımsız olarak hüküm tesisi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yönelik hüküm tesisi de isabetsiz olup, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.