Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5062
Karar No: 2022/6342
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5062 Esas 2022/6342 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir taşınmazın kullanım kadastrosunda kullanımsız olarak tescil edilmesi nedeniyle davacının şerh konulmasını istemesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiştir. Yerel mahkemece ve bilirkişi raporlarına dayanarak, davacının taşınmazda uzun yıllar kullanımda olduğu belirtilmiştir. Kanuna göre, davacı açısından fiili kullanım şartları gerçekleşmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı bozulmuş ve dosya yeniden karar vermek üzere aynı mahkemeye gönderilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5831 sayılı Kanun'un ek-4, 3402 sayılı Kanun'un 2/B ve 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2021/5062 E.  ,  2022/6342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, vekil edeninin ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 8319 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 30 yıldır kullandığını ancak kullanım kadastrosu çalışmasında kullanımsız olarak tespit ve tescil edildiğini belirterek, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine, vekil edeninin kullanımında olduğuna dair şerh konulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ... İli, Kepez İlçesi ... Mahallesi 8319 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bu parsel kullanımsızdır şerhinin iptali ile bu parsel ... ...'nun 31.12.2011 tarihi öncesinden itibaren kullanımdadır şerhinin konulmasına bu şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.10.2018 tarihli ve 2016/237 Esas, 2019/140 Karar sayılı hükmünün kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 5831 sayılı Kanun'la 3402 sayılı Kanun'a eklenen ek 4 maddesine dayalı zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, kullanım kadastrosu sırasında ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 8319 ada 10 parsel sayılı 544,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kullanımsız olduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, davacının taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açtığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, mahallinde yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, dinlenen tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taşınmazın kullanıcısı olduğu, hatta taşınmazın bitişiğinde tapulu taşınmazının da bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı Hazine vekilinin istinaf talebi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce yeniden yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu uyarınca Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar dinlenen tanık, yerel bilirkişi ve tutanak tanıklarının beyanlarından davacının taşınmazda ekonomik amaca uygun fiili kullanımın bulunmadığı, uzun yıllar önce tavuk üretimi yapıldığının ve üzerinde kümes olduğunun beyan edildiği, ancak uydu görüntüleri (2004 yılı, 13.06.2009, 01.09.2011 tarihli ve dahi 20.06.2016 tarihli) ve eylemli durumuna göre yapılan inceleme sonucu düzenlenen teknik bilirkişi raporlarında taşınmazda tarımsal faaliyet yapılmadığı, taş duvar, tel örgü gibi fiili hakimiyeti gösteren fiziki sınırın bulunmadığı, bir kısmında moloz yığıntısının bulunduğunun tespit edilmesi, moloz bırakmanın ne fiili kullanıma ne de fiili hakimiyete delil oluşturacağı, keşifte gözlemlenen taşınmazın ihata sınırı içine alınması işleminin 31.12.2011 tarihinden çok sonraları olduğu ve 3402 sayılı Kanun'un ek 4. maddesi ve 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca 31.12.2011 tarihinden önce dava konusu taşınmaz üzerinde davacının fiili kullanımının veya fiili hakimiyetinin ya da muhdesatının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, Mahkemece, 14.04.2017 tarihinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıklarından Şaban ..., dava konusu taşınmazı davacının 30 yıldır kullandığını, dava konusu yerin bitişiğinde binasının bulunduğunu, önceden bahse konu yerde tavuk üretimi yapıldığını, üzerinde bulunan ahırın yıkıldığını, bir diğer davacı tanığı ... ..., davacı ile 20 yıldır tanıştığını ve tanıştığı tarihte davacının dava konusu yeri kullandığını, dava konusu yerde önceden gecekondu tarzında bir ev olduğunu, 10 yıl önce yıkıldığını, taşınmazın bitişiğindeki binanın davacıya ait olduğunu beyan etmişler; bir diğer davacı tanığı ... ... de diğer davacı tanıkları ile benzer beyanda bulunmuş; 04.12.2018 tarihli duruşmada dinlenen mahalli bilirkişiler ise davacının evinin bulunduğu yerin batı tarafında bulunan dava konusu taşınmaz üzerinde büyük bir tavuk kümesinin bulunduğunu, davacının tavuk yetiştirdiğini, yerin çevresinde öncesinde taş duvar olduğunu, yıkılınca davacının tel örgü yaptığını beyan etmiş; diğer bir mahalli bilirkişi ise aynı duruşma oturumunda, davacının dava konusu yeri 30-35 yıldır kullandığını, öncesinde davacının burada 3000-4000 adet tavuk beslediğini ancak şikayetler üzerine kümesi kaldırdığını, sonrasında 15-20 tane tavuk beslediğini, dava konusu yerde önceden bir ev olmadığını beyan etmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesince 27.01.2020 tarihinde yapılan keşifte yapılan gözlemde, dava konusu taşınmazın içerisinde bir kısmı tavuk teliyle çevrili taşınmazın diğer bölümlerinden tecrit edilmiş, içinde tavukların olduğu bir alan bulunduğu, tavuk kümesi olarak kullanılan üzeri tahta parçaları ile kapatılmış kayık olduğu, bir kısmında tahta parçalarının yığılı olduğu, bir kısmının zeminin beton olduğu, bu betonun bir kısmının araziyi çeviren telin dışına doğru taştığı, sınırın iki kısmının inşaat telleriyle yapılmış tel çit ve tavukların çıkmaması için alt tarafının tavuk teliyle çevrili olduğu, iki sınırının ise duvar ile çevrildiği, içerisinde bir adet zeytin ağacı ile bir adet pırnal meşesinin olduğu, yabani otların bulunduğu, arsanın tamamen çevrili olarak soyutlandığı belirtilmiştir. Yine keşifte dinlenen mahalli bilirkişi (Mahkemece duruşmada dinlenen), davacının dava konusu taşınmazda zirai faaliyet yapmadığını, 15-20 yıl önce taşınmazı tel ile çevirdiğini, içine malzeme koyarak ve hobi tavukçuluğu yaparak kullandığını beyan etmiş, aynı keşifte dinlenen davacı tanıkları ve tespit bilirkişileri de benzer beyanlarda bulunmuşlardır. Görüldüğü üzere, gerek Yerel Mahkeme, gerekse Bölge Adliye Mahkemesince dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, davacı, dava konusu yeri uzun yıllar kullanmıştır. 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesine göre, davacı açısından fiili kullanım şartları gerçekleşmiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi