10. Hukuk Dairesi 2020/11536 E. , 2021/10402 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının davalıya ait ....plakalı dolmuşta 01.08.2013 -29.02.2016 döneminde aralıksız çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
2) DAVALININ ve FERİ MÜDAHİL KURUMUN CEVABI :
Davalı vekili tarafından hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarında bulunularak, davacının çalışma iddiasının doğru olmadığı, davacının ihitlaf konusu dönem içerisinde dava dışı işyerlerinden bildiriminin ve Bağ-Kur kaydının olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Feri Müdahil ... vekili tarafından hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, davanın kamu düzeninden olup yöntemince inceleme ve araştırma yapılması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
3) MAHKEME KARARI
A) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince, “davanın kısmen kabulüne, davacının 04/09/2013-30/09/2015 dönemi davalıya ait 06 J 1804 plakalı 1244800 sicil numaralı iş yerinde asgari ücretle çalıştığının tespitine, artan kısma ilişkin isteğinin reddine,” karar verilmiştir.
B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek “fer"i müdahil Kurum vekili ile davalı vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
4) TEMYİZ TALEBİ :
Davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile “davacının aynı anda hem haftada 5 gün ..."da dava dışı Uyumjet Turizm Ltd. Şti. de, hem davalının minibüsünde, hem de ..."da minibüs işletmesinde çalışmasının imkansız olduğu, davacının çalışmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi gereği değerlendirilmesinin de imkansız olduğu, İstinaf Mahkemesince, davacının çalışmalarının, 5510 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 53. maddesi ile dava dışı işyerlerinden davaya konu dönemde yapılan bildirimlerin bu çalışmaya engel teşkil etmeyeceği şeklindeki bir değerlendirmeninin ve bu doğrultuda istinaf başvurularının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacının ayda 30 gün üzerinden hem Bağ-Kur hem SGK primleri yatırılmış iken Mahkeme kararı ile aynı ay için 30 gün daha SGK primi yatırılmasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu işin "şehir içi yolcu taşıma şoförlüğü" olduğu, bu nedenle davacının kanunen çalışabileceği sürelerin de sınırlı olduğu, sonuç olarak bir çalışana 30 gün çalışma süresi için 90 gün SGK primine hükmedilmesinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğu, davacının aynı anda iki ayrı şehirde bulunan 3 işyerindeki çalışmalarının kabul edilmesi halinde, uyuşmazlık konusu olayda 6111 sayılı Kanunun 51. maddesi ile ekli, 5510 sayılı Kanunun ek 6. maddesi hükmünün değerlendirilmesinin gerektiği, Yargıtay emsal kararları gereği, çakışan SGK hizmetleri yönünden davacının çakışan SGK bildirimlerini ya dava açarak iptal ettirmesinin ya da bu sürelerin dışlanmasını talep etmesinin gerektiği, davacının dava konusu minibüsü 7-8 ay kiralayarak kendi hesabına çalıştırdığı,” özet olarak belirtilmek suretiyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Feri müdahil Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile “hizmet tespiti davalarına yönelik olarak kanun koyucu tarafından kendine özgü bir feri müdahillik statüsü getirilen Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olmadığı” özet olarak belirtilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur
5) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.
Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Eldeki dosya kapsamında; davacıya ait hizmet cetvelinde ihtilaf konusu dönem içerisinde 04.01.2013- 31.01.2013 tarihleri arasında 27 gün 1235257 sicilli dava dışı...Turizm Ltd. Şti. ünvanlı işyeri tarafından, 04.03.2014- 31.12.2014 tarihleri arasında 30 tam gün üzerinden 1254601 sicilli dava dışı ...Turizm Ltd.Şti. ünvanlı işyeri tarafından Kurum’a hizmet bildiriminde bulunulduğu anlaşılmakla davacının dava dışı işyerinde günlük 2 saatlik çalışma iddiası karşısında kurulan hükmün, dava dışı işyerinin de hak alanını ilgilendirdiği ve onun yönünden bir takım sorumluluk ve yükümlülükler doğurabileceği belirgin bulunmakla, somut uyuşmazlıkla ilgili dava dışı ... Turizm Ltd. Şti. ünvanlı işyerine husumet yöneltilmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan; dava dışı ...Turizm Ltd. Şti. ünvanlı işyerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124"üncü maddesi de nazara alınarak yasal ve yöntemine uygun bir biçimde davaya katılımı sağlanmalıdır. Bununla birlikte ihtilaf konusu dönemde davacının davalıya ait dolmuşta şoför olarak geçen hizmetine ilişkin olarak çalışmanın niteliği (tam zamanlı- kısmi zamanlı), gerçek ve eylemli olup olmadığına yönelik duruşmalarda dinlenen yetersiz tanık beyanları esas alınarak kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de dava dışı işyerince fiili 30 tam gün üzerinden hizmet bildiriminde bulunulduğundan salt tanık beyanları dikkate alınarak davacının dava dışı işyerlerinde günde 2 saat çalışmış olduğu kabul edilerek, bu durumun hizmet cetvelindeki fiili durum ile çeliştiği gözetilmeden Mahkemece H.M.K. 297. maddesi hükmü gereği infaza elverişsiz bir biçimde karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklandığı şekilde dava dışı işyeri nezdinde geçen 2 saatlik çalışma iddiası karşısında bu işyerinde geçen hizmetlerini iptal etmek isteyip istemediği davacıdan sorulmalı, davacının dava dışı işyerince bildirilmiş hizmetin iptalini istemesi halinde adı geçen işyeri sahibine karşı husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli, davaya katılımı sağlanan işyeri sahibinin göstereceği bütün deliller toplanmalı, ihtilaf konusu dönemde davacının davalıya ait dolmuşta şoför olarak geçen hizmetine ilişkin olarak çalışmanın niteliği ve süresi, kısmi ya da tam gün olup olmadığını belirlemeye yönelik, davacının çalıştığını iddia ettiği dolmuş hattı üzerinde, dava konusu dönemi kapsayacak şekilde çalışan şoför ya da aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler yöntemince re"sen saptanarak, duruşmalarda çalışmanın niteliği (tam zamanlı- kısmi zamanlı), gerçek ve eylemli olup olmadığına yönelik bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; kısmi süreli çalışma olduğunun anlaşılması halinde; gerektiğinde uzman bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle, hükme konu dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği, haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli ve yedi buçuk saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususu saptanmalı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.04.2011 gün, 21-130-256 sayılı kararı), tüm deliller toplandıktan sonra gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde infaza enverişli bir karar vermekten ibarettir.
İlk Derece Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.