Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10723
Karar No: 2021/5093
Karar Tarihi: 06.04.2021

Danıştay 6. Daire 2020/10723 Esas 2021/5093 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10723
Karar No : 2021/5093

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN
TARAFLAR : I. (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
II. (DAVALI) … Genel Müdürlüğü - …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER TEMYİZ EDEN
(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) : … İnşaat Ticaret Madencilik ve San. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : 1- … Belediye Başkanlığı
2- … İnşaat Ticaret Madencilik ve San. A.Ş.
3- … Genel Müdürlüğü
4- …

İSTEMİN ÖZETİ: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Zonguldak İli, Devrek İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın, üzerinde bulunan yapı ve ağaçların hisseli maliki olan davacı tarafından; 16-17 Temmuz 2015 tarihinde meydana gelen heyelan nedeniyle oturulamaz durumda kalan bina ve eklentilerinin bedelinin, bölgenin imara kapatılması nedeniyle arsa rayiç değer kaybının, ağaç ve ürün bedellerinin, oluşan kira kaybının ve ev eşyalarında meydana gelen zararların tazmini için 5.000,00-TL maddi tazminatın (Islah dilekçesi ile maddi tazminat istemi 156.661,00-TL'ye çıkartılmıştır.) heyelan tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, evden ve mahalleden tahliye edilmesi, yeni konut tahsis edilmemesi, idarelerden heyelan sonrası yeterli desteğin görülmemesi nedeniyle maruz kaldıkları üzüntü sebebiyle 100.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; … ada, … parsel sayılı taşınmazın, üzerinde bulunan yapı ve ağaçların olay tarihindeki davacının hissesine düşen tutarının 156.661,00-TL olarak tespit edildiği, toplam tazminat miktarının 156.661,00-TL olduğu, 16.01.2019 tarihinde Mahkeme kaydına giren ıslah dilekçesi ile 5.000,00-TL olan maddi tazminat isteminin 156.661,00-TL'ye yükseltildiği, davacının bilirkişi incelemesi ile somut verilerle ortaya konulan maddi zararının karşılanmasının gerektiğinden maddi tazminat isteminin kabulü ile 156.661,00-TL maddi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği; söz konusu heyelan nedeniyle davacının yaşamakta olduğu evinden ve mahallesinden ayrılmak zorunda kaldığı, kendisine bu afet sonrasında ikamet edeceği bir yer sağlanmadığı ve konut tahsisi de yapılmadığı, hayatın olağan akışı içerisinde bu durumun kişide derin bir üzüntü ve eleme neden olacağının kuşkusuz olduğu göz önüne alındığında, davacının yaşadığı manevi zararın tazmini amacıyla 50.000,00-TL manevi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği; meydana gelen zarara her iki idarenin birlikte neden olduğu, bu zarar nedeniyle farklı nedenlere dayalı sorumluluklarının bulunduğu, her iki idarenin kusurunun birbirinden ayrılabilir ve oranlanabilir nitelikte olmadığı, bu nedenle ortaya çıkan zarardan müteselsilen sorumlu oldukları açık olduğundan, 156.661,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın müteselsilen davalı idarelerden tazmini gerektiği; yol yapım çalışmasını yürüten … İnşaat Ticaret Madencilik ve Sanayi Limited Şirketi aleyhine adli yargıda açılan tazminat davası sonucunda davacıya ödeme yapılması durumunda, bu kararın mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde uygulanacağı; 156.661,00-TL maddi tazminat isteminin kabulüne, 100.000,00-TL manevi tazminat isteminin 50.000,00-TL'lik kısmının kabulüne, kalan manevi tazminat isteminin ise reddine, kabul edilen maddi tazminatın 5.000,00-TL'sinin heyelan tarihi olan 16.07.2015 tarihinden itibaren, kalan 151.661,00-TL'sinin ise ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ edildiği 21.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, hükmedilen manevi tazminatın ise dava tarihi olan 23.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce müteselsilen davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının incelenmesi neticesinde; …Genel Müdürlüğü tarafından yapılan istinaf başvurusunun "mahkeme kararının uygulanması aşamasında taraflarca yapılacak işlemlerin açıklanması gerekmektedir" başlığı altında belirtilen açıklama eklenmek suretiyle reddine, davacının manevi tazminatın reddedilen kısmına yönelik istinaf başvurusunun reddine, …Belediye Başkanlığının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının gerekçesinden anılan idarenin sorumlu tutulmasına ilişkin kısmın kaldırılmasına, tazminat tutarlarının tamamının … Genel Müdürlüğünden tazminine, Mahkeme kararının geri kalan kısımlarına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddine, kabul edilen maddi tazminata taşınmaz değerinin tespit edildiği tarih olan heyelan tarihinden (16/07/2015) itibaren işletilecek yasal faiz uygulanmasına, Mahkeme kararının faize ilişkin kısmının bu şekilde düzeltilmesine, hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısımları ile bu amaçla harç ve yargılama gideri tahsili için müzekkere yazılmasına ilişkin bölümünün hükümden çıkarılmasına, uyuşmazlığın niteliği 4539 sayılı Kanun kapsamında afete maruz bölgede kalması sonucunda oluşan kamulaştırma nitelikli tazminat durumu gözetilerek aşağıda dökümü yapılan vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden; davacı adına dava ve istinaf aşamalarında yapılan yargılama giderinin davalı … Genel Müdürlüğünden tahsil edilerek Hazineye irad kaydına ve bu amaçla müzekkere yazılmasına, Mahkeme kararıyla hükmedilen tazminata karşılık maktu tarifeye göre davacı vekili lehine takdir edilen vekalet ücretinin davalı … Genel Müdürlüğüden alınarak davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısmı için davalı idareler vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine, davalı … Belediye Başkanlığı ile … Genel Müdürlüğü tarafından dava ve istinaf aşamalarında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davanın hizmet kusuruna dayalı tam yargı davası olduğu, tam yargı zararı tazmin edilirken kamulaştırma usulüne dayalı mülkiyet devrini kabul etmedikleri, tarafları lehine nispi vekalet ücretine hükmedilebileceği, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının adli yardım talebine ilişkin kısmın çıkarılması gerektiği, afete maruz bölge kapsamında kalan davacıya ait yapının yıkılacağından tam tazminata karar verilmesi gerektiği, oturulamaz durumda kalan bina ve eklentilerinin bedelinin, bölgenin imara kapatılması nedeniyle arsa rayiç değer kaybının, zarar gören ağaç ve ürün bedellerinin, oluşan kira kaybının ve ev eşyalarında meydana gelen zararların tazminini istedikleri, … Belediyesinin de heyelan bölgesini imara açması ve gerekli önlemleri almaması nedenleriyle hizmet kusurunun bulunduğu, maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük belirlendiği, zemin aktivesi nedeniyle sağlam binaların dahi kullanılamaz duruma geldiği hususları ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN … GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN İDDİALARI : … Belediyesinin bölgeyi imara açması nedeniyle kusurlu olduğu, heyelanın yol yapım çalışmasından kaynaklanmadığı aksi halde müdahil şirketin tazminattan sorumlu olması gerektiği, heyelanın yoğun yağışlar, yeterli olmayan kanalizasyon, isale ve atık su hatları, yer altı suları nedeniyle oluştuğu, yapıların ruhsatlı olup olmadıkları fen sağlık şartlarına uygunluklarının tespit edilmediği, yeniden heyelan konusunda uzman bilirkişilerle keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ve diğer idarelerin de kusur oranlarının belirlenmesi gerektiği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, harçtan muaf oldukları, maddi tazminata faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğu, reddedilen tazminat için vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı lehine verilecek vekalet ücreti için seri dava usulü uygulanması gerektiği hususları ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN MÜDAHİLİN İDDİALARI: Davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, feri müdahil olduğunu, bölgeyi imara açan kusurlu belediyenin sorumluluğunun bilirkişi raporuna dayanılmaksızın kaldırılamayacağı, doğal nedenlerle (yoğun yağış, yamaç eğimi vb) heyelanın meydana geldiği yol yapım çalışmasının bir etkisinin bulunmadığı, adli yargıda itiraz edilen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamayacağı, afete maruz bölge kararı ve dayanağı jeolojik etüt raporundan heyelanın doğal sebeplerle oluştuğunun anlaşıldığı, 22.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda; kusur oranlarının hukukçu bilirkişiler tarafından belirlenebileceğinin belirtildiği, imar iznine ilişkin bir inceleme yapılmadığı, tazminatı ödeyecek idare adına mülkiyet devri yapılması gerektiği, yol yapım çalışmalarının projeye uygun olarak yürütüldüğü, afete maruz bölge ilan edildiğinden …Genel Müdürlüğünün taraf sıfatının kalmadığı, bilirkişilerce taşınmazların hisseli mülkiyet durumlarının, imar izinlerinin, ruhsatlı olup olmadıklarının gerektiği gibi incelenmediği, arsa birim m² fiyatlarının keşif tarihine göre yüksek tespit edildiği, yapının yaşının beyana göre belirlendiği, arsa satış bedeli yerine arsa değer kaybının esas alınması gerektiği, can kaybı yaşanmadığından manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiği, maddi tazminat faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiği, davacı lehine verilecek vekalet ücreti için seri dava usulü uygulanması gerektiği hususları ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ SAVUNMASI : Davalı … Genel Müdürlüğünün temyiz nedenlerinin mevcut deliller karşısında dinlenebilirliğinin bulunmadığı, dosyadaki raporlarda yer alan tespitlerin idarenin aleyhine olduğu, kusur oranlamasına ve tazminatın tespitine ilişkin itirazlarının yersiz olduğu, kusur incelemesi yönünden itirazlarına karşı verilen yanıtlarla bu taleplerin yerinde olmadığı, faiz başlangıç tarihine, harçtan muaf olunduğuna ve vekalet ücretine itirazlarının da hukuk ve usule aykırı olduğu hususları belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DAVALI …BELEDİYESİNİN SAVUNMASI: Yol yapım çalışmaları neticesinde heyelanın meydana geldiği, heyelan öncesi gerekli önlemlerin alınmadığı, yerleşim yerinin imara açılmasının heyelan nedeniyle oluşan zararla arasında bir illiyet bağının bulunmadığı, heyelan öncesi ilgili kurumların belediyece yazılı olarak gerekli önlemleri almaları yönünde uyarıldıkları belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

TEMYİZ EDEN …GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

TEMYİZ EDEN MÜDAHİLİN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : Davacının mülkiyetinde bulunan Zonguldak İli, Devrek İlçesi, …Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın, üzerinde bulunan yapı ve ağaçların yer aldığı bölgede 16-17 Temmuz 2015 tarihlerinde heyelan meydana gelmiştir. Heyelan öncesi bölge … Belediyesince yerleşime açılmış olup, … Genel Müdürlüğünden ihale ile yol yapım çalışması işini alan … İnşaat Ticaret Madencilik ve Sanayi Limited Şirketi anılan yerde yol yapım çalışmalarını yürütmüştür. Heyelan nedeniyle yerleşim yeri tahliye edilerek, 04/07/2016 tarih ve 2016/9056 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Karşıyaka Mahallesi afete maruz bölge olarak ilan edilmiştir. İkamete yasaklanan yerleşim yerinde heyelandan zarar gören davacı tarafından zararlarının tazmin edilmesi istemiyle davalı idarelere yapılan başvurular reddedilmiştir. Bunun üzerine, davacı tarafından, 16-17 Temmuz 2015 tarihinde meydana gelen heyelan nedeniyle oturulamaz durumda kalan bina ve eklentilerinin bedelinin, bölgenin imara kapatılması nedeniyle arsa rayiç değer kaybının, ağaç ve ürün bedellerinin, oluşan kira kaybının ve ev eşyalarında meydana gelen zararların tazmini için 5.000,00-TL maddi tazminatın (Islah dilekçesi ile maddi tazminat istemi 156.661,00-TL'ye çıkartılmıştır.) heyelan tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, evden ve mahalleden tahliye edilmesi, yeni konut tahsis edilmemesi, idarelerden heyelan sonrası yeterli desteğin görülmemesi nedeniyle maruz kaldıkları üzüntü sebebiyle 100.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu suretle idarenin sorumluluğu “Anayasa prensibi” olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur.
Belirtilen bu sorumluluk türlerinden idare hukuku öğretisinde “Hizmet Kusuru” olarak adlandırılan ve kusur esasına dayanan idari sorumluluk idari hizmetin kuruluş ve işleyişinden kaynaklanır. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Hizmet kusuru, idari bir işlem veya eylemden doğabileceği gibi, idarenin eksik işlemesinden, dikkatsizliğinden, tedbirsizliğinden, ihmalinden, yasal görevlerin beklendiği ya da gerektiği gibi yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanabilir.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken hizmetin işleyişini sürekli olarak denetlemek ve hizmetin ifası esnasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. İdarenin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmetin kötü veya geç işlemesi veyahut gereği gibi işlememesi ve bu yüzden zarara neden olunması halinin idareye bu zararın hizmet kusuru kriterlerine göre tazmini sorumluluğunu yükleyeceği, bireylerin uğradıkları özel nitelikteki zararların, idari faaliyet ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması koşuluyla tazmin edilebileceği idare hukukunun genel ilkeleridir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 2. maddesinde, "... yer sarsıntısı, yer kayması, kaya
düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur." kuralı yer almıştır.
Anılan Kanunun 13. maddesinin ç) fıkrasında: "Yer kayması, kaya düşmesi gibi afetlerde, tehlikenin devamı veya tekrarı ihtimali üzerine boşaltılan binaların tehlikeye karşı kesin tedbir alınıncaya kadar işgaline veya hasara uğrayanların tamirine müsaade edilmez. Tedbir alınamayacağına karar verildiği takdirde tehlikeli mahal içindeki binalar, yukardaki esaslar dahilinde yıktırılır. İmar ve İskan Bakanlığınca afete karşı arazide gerekli tedbirlerin alınması, tehlikeye maruz yapıların yıkılması ve topluluğun başka yere taşınmasından daha ekonomik görülürse, bu tedbirlerin alınması için lüzumlu ödenek 33 üncü maddede yazılı fondan ödenir. Tehlikenin giderilmesiyle ilgili tedbirler için yapılan harcamalar borçlanmaya tabi tutulmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 14. maddesi, "İkinci madde gereğince tespit ve ilan olunan afet bölgelerine dahil şehir, kasaba ve köylerde bina ve mesken yapımı, fen kurullarınca tehlikeli görülen ve sınırları krokilerle tespit olunan yerler, İmar ve İskan Bakanlığınca yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgeleri sayılır ve durum, belediyesi olan yerlerde belediyesince, köylerde ise ihtiyar meclislerince hemen ilan edilir. Belediyesi olan yerlerde belediyeler, olmıyan yerlerde ihtiyar meclisleri bu yasaklanmış afet bölgesi hükmünü uygulamakla görevlidir. Hilafına hareket edildiği takdirde, mevcut ve yapılmakta olan binalar, yıkma parası yıkıntı malzemesinden karşılanmak, yetmemesi halinde kalan kısmı afetler fonundan tamamlanmak üzere vali ve kaymakamların emri ile yıktırılır. Yasaklanmış afet bölgesi sınırları, alınacak tedbirlerle tehlikenin önlenmesi oranında daraltılır veya tamamen kaldırılır. Bu husus da aynı şekilde duyurulur.
." hükmündedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 16-17 Temmuz 2015 tarihinde meydana gelen heyelan nedeniyle oturulamaz durumda kalan bina ve eklentilerinin bedelinin, bölgenin imara kapatılması nedeniyle arsa rayiç değer kaybının, ağaçların ve ürün bedellerinin, oluşan kira kaybının ve ev eşyalarında meydana gelen zararların tazmini için 5.000,00-TL maddi tazminatın (Islah dilekçesi ile maddi tazminat istemi 156.661,00-TL'ye çıkartılmıştır.) heyelan tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, evden ve mahalleden tahliye edilmesi, yeni konut tahsis edilmemesi, idarelerden heyelan sonrası yeterli desteğin görülmemesi nedeniyle maruz kaldıkları üzüntü sebebiyle de 100.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Zonguldak İdare Mahkemesince; 06.04.2016 günlü jeolojik etüt raporu ve bu rapora istinaden Bakanlar Kurulunun 04.07.2016 gün ve 2016/9056 sayılı kararı ile söz konusu alanın "afete maruz bölge" ilan edildiği, Karayolları Genel Müdürlüğü Devrek Ereğli Yolu KM:3+630-3+760 Kesimi Heyelanı Stabilite Sorunları Jeolojik-Jeoteknik ve Geoteknik Raporu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü … günlü, … sayılı yazıya ekli Arazi İnceleme Raporu, … Üniversitesi tarafından 20/07/2015-08/08/2015 tarihleri arasında yapılan çalışmalara dayalı olarak hazırlanan Devrek Heyelanı Çalışma Raporu, Devrek Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlene rapor, yol yapım işini üstlenen müdahil şirket aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasına kayıtlı olarak açılan tazminat davasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu … Üniversitesinden bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor ve ek rapor, Afete Maruz Bölge ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Ondördüncü Dairesinin 25.04.2018 tarih ve E:2016/1140, K:2018/3042 sayılı kararıyla verdiği davanın reddi kararında belirtilen hususlar birlikte değerlendirilerek; söz konusu bölgenin heyelan riski altında olduğu resmi raporlar ile tespit edilmiş iken bu durum göz ardı edilerek ve bölgenin özelliğine göre gerekli önlemler alınmayarak bölgenin imara açılması ve neticesinde yapılaşmaya gidilmesinde … Belediye Başkanlığının hizmet kusurunun bulunduğu, yine …Genel Müdürlüğü ile yapılan sözleşme sonucu heyelanın meydana geldiği bölgedeki karayolu yapımını üstlenen, davalı idare yanında davaya katılan müdahil şirketin yol yapım çalışmasını yürütürken gerekli ve yeterli önlemleri almayarak heyelanı tetiklediği, bu suretle heyelanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu, kara yollarının bakım, yapım ve onarım görevinin ...Genel Müdürlüğüne ait olduğu, idarenin yapmakla yükümlü olduğu bir görevi özel veya tüzel kişilere yaptırmasının ve zararın bu hizmetin yürütümü sırasında meydana gelmesinin yürütülen hizmetin kamu hizmeti niteliğini değiştirmeyeceği, idarenin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından, anılan idarenin de yüklenici firma ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiştir.
İdare Mahkemesi, … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde Ziraat ve İnşaat Mühendislerince düzenlenen uyuşmazlığa konu yapılar ve arsa değerlerinin tespitine (toplam tazminat miktarının 156.661,00-TL olduğu) ilişkin bilirkişi raporunu hükme esas alıp, 16.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000,00-TL olan maddi tazminat isteminin 156.661,00-TL'ye yükseltildiği de göz önünde bulundurularak, 156.661,00-TL bedelin maddi tazminat olarak kabul edilmesine, davacının manevi tazminat isteminin 50.000,00-TL'lik kısmının kabulüne, heyelan nedeniyle meydana gelen zarara her iki idarenin birlikte neden olduğu, ortaya çıkan zarardan müteselsilen sorumlu olduklarından, 156.661,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın müteselsilen davalı idarelerden tazmini gerektiğine karar verilmiştir.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararında ise; … Üniversitesinden ikisi inşaat yüksek mühendisi, ikisi harita yüksek mühendisi ve ikisi jeoloji yüksek mühendisi öğretim üyeleri tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporunda; davaya konu heyelanın gelişiminde yalnız ve yalnız yağışın heyelan gelişiminde etkili olduğu, yol kazı ve dolgu çalışmalarının hiçbir surette etkisinin olmadığının iddia edilmesinin bilimsel olarak mümkün görünmediği yönündeki tespit ve değerlendirmelerin dosyadaki diğer raporlarda yapılan tespitlerle uyuştuğu, bölgenin daha sonra Afete Maruz Bölge olarak ilan edildiği, bu haliyle davalı idarelerden Karayolları Genel Müdürlüğünün heyelanın meydana gelmesinde tümüyle kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Bunun yanında, … Belediye Başkanlığının imar planı çalışmalarıyla yapılaşmaya açılan bölgenin jeolojik yapısından kaynaklı olarak söz konusu zararın oluşmadığı, heyelan riski taşıyan alanda … Genel Müdürlüğünün yeni yol yapımı için açma mevcut yolun genişletilmesi çalışmalarıyla birlikte ortaya çıkan hafriyatın aynı bölgede dolgu malzemesi olarak kullanılması ve aynı zamanda varlığı bilinen riske
karşı gerekli önlemlerin de alınmamasıyla oluşan durumdan davalı belediye başkanlığının hukuki sorumluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun, gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, karşılıklı hak ve yükümlülükleri düzenlediği hususuna atıfta bulunularak; hükmedilen taşınmaz bedelini ödeyecek olan davalı idare tarafından, bu bedelin ödenmesi sırasında taşınmaz üzerindeki davacıya ait mülkiyeti sona erdirecek şekilde davalı idare adına (hazine veya kamu tüzel kişiliği adına) tescil şeklinde işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda özetine yer verilen Mahkeme kararları, dava dilekçesi, dosyadaki raporlar ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın, heyelan nedeniyle oturulamaz hale gelen binası ve eklentilerinin, imara kapatılması sebebiyle oluşan arsa rayiç değer kaybının, dilekçesinde belirtilen diğer unsurların bedellerinin tazmini istemiyle davalı idarelere karşı açtığı bu davanın tam yargı davası olduğu, tarafların taşınmazların kamulaştırılması yolunda bir istemlerinin bulunmadığı, bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; bina, arsa ve ağaçların değerlerinin tespit edildiği, arsa rayiç değer kaybına ve dava dilekçesinde belirtilen diğer istemleri hakkında inceleme yapıldığına dair tespitlere yer verilmediği, binaların yapı ruhsatlarının, yapı kullanma izin belgelerinin ve imar affı başvurularının bulunup bulunmadığı, yıkılan yapıların davacıların uhdesinde kalan enkazı hakkında inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi kararında belirtilen diğer raporlarda da; heyelan nedeniyle oluşan zararlardan kimlerin (… Genel Müdürlüğü, … Belediye Başkanlığı, …İnşaat Ticaret Madencilik ve San. Ltd. Şti., davacılar, arsa sahipleri, yapı müteahhitleri, fenni mesuliyet üstlenenler gibi) sorumluluğunun bulunduğunun, kusur oranlarının ne kadar olduğunun tespit edilmediği gözlenmektedir.
Bu itibarla; heyelan ve heyelanın verdiği zararların tespiti, kusurluların ve kusur oranlarının belirlenmesinde uzman olan bilirkişilerden (öncelikle üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek) oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla; heyelan nedeniyle tahliye edilen/yıkılan davacılara ait bina ve eklentilerine, bölgenin imara kapatılması sebebiyle oluşan arsa rayiç değer kaybına ve dava dilekçesinde tazmini istenilen diğer unsurlara ait bedellerin; davacıların taşınmazlarından yararlanma imkanlarının kalmadığı zararların meydana geldiği tahliye edildikleri tarih/tahliye öncesinde yıkılan yapılar için yıkım tarihi itibariyle (Mahkemece, Afete Maruz Bölge Kararı ilanı sonrası yapılan yazışmalar, ilgili idarelerden ara kararıyla temin edilecek bilgi ve belgeler incelenmek suretiyle davacıların taşınmazlarından tahliye edildikleri ya da tahliye öncesi yıkılan yapılar için yıkım tarihinin belirlenmesi gerekmektedir.) davacıların hisseli mülkiyet durumları, binaların yapı ruhsatlarının, yapı kullanma izin belgelerinin ya da imar affı başvurularının bulunup bulunmadığı hususları, binaların yıpranma miktarları, davacıların uhdesinde kalan enkaza ait bedeller de dikkate alınarak ( Binanın maliyet bedeli tespit edilirken, her yıl güncellenen Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümlerine göre hesaplama yapılması ve bu hesaplama yapılırken zarara uğrayan dairenin yapı maliyet bedeli belirlendikten ve bu bedelden yıpranma payı düşüldükten sonra, ortaya çıkacak miktara hesap edilen arsa değer kaybının varsa diğer unsurların da eklenmesi ve davacının uhdesinde kalan enkaza ilişkin bedelin düşülmesi suretiyle) tespit edilmesi; davacının, arsa sahibinin ve yapı müteahhidi ile yapıya ilişkin projeler nedeniyle fenni mesuliyet üstlenen kişilerin taşıdığı hukuki sorumluluklar, yapının bulunduğu alanın heyelan riski taşıyan bir bölge olması nedeniyle, yapıdaki olası imalat hatalarının zemine ek yük getirerek, heyelanın meydana gelmesinde etkisi olup olmadığı hususları da dikkate alınarak, kusurları olup olmadığı hususlarının da irdelenmesi suretiyle, idarelerin tazminat istemine konu zararların oluşmasındaki kusurlarının belirlenerek tazminat miktarının kusur oranları nispetinde idarelere ayrı ayrı yükletilmesi ve neticesine göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, heyelan konusunda uzman olan bilirkişi heyeti raporunun incelenmesi neticesinde yeniden verilecek kararda; manevi tazminatın, maddi tazminat gibi bir tazmin aracı olmayıp ilgilinin davalıların hukuka aykırı olan eylem ve/veya işlemi nedeniyle duyduğu elem ve üzüntüyü sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak biçimde kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlayan bir tatmin aracı olduğu göz önüne alındığında, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verileceği; maddi tazminatın dava dilekçesinde istenilen kısmına zarara ilişkin değer tespitinin yapıldığı tahliye tarihinden/tahliye öncesi yıkım tarihinden ve ıslahla artırılan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacağı; yargılama giderlerinin ise tarafların davadaki haklılık durumuna göre hükme bağlanacağı tabiidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle maddi tazminata ilişkin kısmının kabulüne manevi tazminata ilişkin kısmının ise kısmen kabul kısmen reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvuruları üzerine kısmen kabul kısmen ret kısmen kaldırma yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/04/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi