12. Hukuk Dairesi 2016/8150 E. , 2016/13705 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı banka tarafından tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, krediyi kullanan borçluya ve ipotek veren 3. kişi şikayetçiye örnek 6 numaralı icra emri tebliğ edildiği, ipotek veren 3. kişinin icra mahkemesine başvurusunda, icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasıyla birlikte ipoteğin, tüketici kredisinin teminatı olduğu, ihtarnameye de süresi içinde itiraz edildiğini ileri sürülerek takibin iptalini istediği, mahkemece borçluya icra emri tebliğinde usulsüzlük bulunmadığı, buna göre şikayetin 7 günlük sürede yapılmadığı, ayrıca şikayet konularının dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 22. maddesinde; “Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder” şeklinde tanımlandıktan devam eden maddelerde bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Buna göre Tüketicinin Korunması Hakkında, tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla düzenlenmiş özel bir kanun olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.
İİK"nun 149. maddesinde; "İcra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü bir şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, takibe konu ipotek, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu"na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK"nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir. Buna ilişkin olarak icra mahkemesine yapılacak başvuru süresiz şikayete tabi olup mahkemece de re’sen dikkate alınması gerekir.
O halde, mahkemece, alacağın varlık ve miktarı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takipte açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan bu hususlar re’sen nazara alınarak borçlu şikayetinin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer yandan borçluya yapılan icra emri tebliğinin TK"nun 21/1 maddesi uyarınca yapıldığı, ancak muhatabın "dışarıda" olduğunun belirtildiği, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceğinin belirtilmediği anlaşılmış, tebligat açıklanan nedenle usulüne uygun olmadığından mahkemenin bu yöndeki kararı da yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.