15. Ceza Dairesi 2019/10974 E. , 2020/107 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma
HÜKÜM : TCK 156/1, 62, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Bedelsiz senedi kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın, motorlu taşıtlar kooperatifi başkanlığını, sanık ..."nin de aynı kooperatifin başkan yardımcılığını yaptığı dönemde, katılanın kooperatifin borçları nedeniyle ... isimli şahsa 25/05/2011 tarihinde 24000 TL bedelli senedi alacaklı kısmını doldurmayarak verdiği, sanık ..."nin de bu senedi kefil olarak imzaladığı, katılanın senedin bedelini tanık ..."e ödediği, tanık ..."in bedeli ödenen senedi katılana teslim etmesi için sanık ..."nin oğlu diğer sanık ..."a teslim ettiği, katılanın senedi şüpheli ..."dan istemesine rağmen sanık ..."ın katılana " senedi yırttım, attım, bundan bir şey çıkmaz, müsterih ol" diyerek senedi vermediği, katılanın düzenlediği bedeli ödenmiş alacaklı kısmı boş olan senedi alacaklısı olarak kendi adını yazıp icra takibinde bulunduğu, bu suretle,sanıkların bedelsiz senedi kullanma suçunu işledikleri iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamından, sanık ...’nin, oğlu olan diğer sanık ...’ın senedi icraya vermesi eylemine katıldığına ilişkin yeterli delil bulunmamakla, beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
TCK 156/1 maddesinde düzenlenen Bedelsiz senedi kullanma suçu 02/12/2016 tarih ve 6763 sayılı yasa ile değişiklik öncesi de uzlaşma hükümlerine tabi olup, uzlaşmanın gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verilen olayda;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25/10/2018 tarih 2018/394-478 sayılı kararında açıklandığı üzere , 6763 sayılı Kanun"un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkralarının gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK"nın 253 maddesinin 18 fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin sonucu olarak önceki kanun döneminde yapılan ve tamamlanmış olan işlemlerin, sonradan yürürlüğe giren kanun bakımından da geçerliliğini koruyacak olması nedeniyle, usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesi gerekmediğinden, dosyanın esastan incelenerek bir karar verilmesi yerine, sanık hakkında uzlaşma yönteminin değişmesi gerekçe gösterilerek sair yönleri incelenmeden mahkumiyet hükmünün bu nedenle bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.