Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/16067
Karar No: 2022/6452
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16067 Esas 2022/6452 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/16067 E.  ,  2022/6452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmazın Tescili Olarak Açılan Aktarılan Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı Hazine ve asli müdahil Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarih ve 2017/8199 Esas, 2020/876 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş olup, davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Kadastro sırasında, ... ili Ardeşen ilçesi ... Köyü 212 ada 4 ve 324 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından bahisle, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle 2009 yılında tespit edilmişlerdir.
    Davacı ... tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde 05.08.2006 tarihinde TMK'nin 713. maddesi uyarınca açılmış olan tescil davası, yargılaması sırasında kadastro tespiti yapılması ve çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine devredilmiş ve müdahil ..., taşınmazın kendisine ait olduğu, müdahil Orman İdaresi ise taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Kadastro Mahkemesince verilen, davanın kısmen kabulüne, müdahillerin davasının reddine, çekişmeli 212 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1081,79 m2 yüzölçümlü olarak çay bahçesi niteliği ile davacı ... adına; 324 ada 1 parselin (A) harfi ile gösterilen 970,32 m2’lik kısmının fındık bahçesi niteliğiyle ... mirasçıları adına; kalan 659704,66 m2’lik kısmının tespit gibi orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin önceki hüküm, davacı ..., davalı Hazine ve müdahiller Orman İdaresi ve ... vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2014/7283 Esas, 2015/128 Karar sayılı ilamıyla; “Asliye Hukuk Mahkemesinde 2007 yılında yapılan keşif sonunda hazırlanan uzman bilirkişi raporunda, taşınmazın 1972 tarihli memleket haritasında yeşil renkli, meyvalık rumuzlu alanda kaldığı açıklanmasına karşın, memleket haritasının yapımına esas alınan ... fotoğraflarının incelenmediği, memleket haritası ile kadastro paftası birbiri üzerine aplike edilmeden inceleme yapıldığı; ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazlar üzerinde 7-8 yaşlarında fındık ağacı ve 3-4 yaşlarında çay bitkisi olduğunun bildirildiği, taşınmazlarda bulunduğu açıklanan bu bitki örtüsünün yaşı ile memleket haritasının tarihi karşılaştırıldığında yeşil rengin meyvalık olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı; Kadastro Mahkemesinde 2012 yılında yapılan keşif sonucu hazırlanan ziraat bilirkişi raporunda, bu kez çay bitkisinin yaşının 15-20 olarak gösterildiği, böylece iki rapor arasında çay bitkisinin yaşı konusunda bir çelişki meydana geldiği, fındıktan ise hiç sözedilmediği; uzman orman bilirkişisi, 1972 tarihli memleket haritasında taşınmazların yine meyvalık rumuzlu yeşil alanda, bu haritanın yapımına esas alınan ... fotoğraflarında ise muhtelif otlarla kaplı açık alanda bulunduğunu, 1959 tarihli ... fotoğraflarında ise ... içinde kaldığından konumunun anlaşılamadığını bildirdiği, bu yönüyle taşınmazların orman olup olmadığı yönünde yapılan incelemenin yetersiz olduğu; zilyetlik konusunda da yerel bilirkişiler ve duruşmalarda dinlenen tanıkların, dağlık kesimin (324 ada 1 parselin A bölümü) çaylık yapılmadan 5-6 yıl önce eğrelti otları ile kaplı olduğunu, sonradan da dağlık olduğundan çayların toplanamadığını bildirdikleri; çekişmeli taşınmazların kök muris İshak' tan kaldığı, 2000 yılında sadece erkek çocukların katıldığı bir taksimle çekişmeli taşınmazların bulunduğu mevkinin davacı ... ve dava dışı ...'na kaldığı, 2004 yılında davacı ... tarafından müdahil ...'na karşı zilyetliğin tespiti ve çay ruhsatının devri konusunda dava açıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/105 sayılı dosyasında eda davası açılabileceği gerekçesiyle davanın reddedildiği; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar - ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli ... fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen ... fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesinin zorunlu olduğu açıklanarak, Mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan ... fotoğrafları ve yine dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve ... fotoğrafları getirtilerek, ... fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilmesi, kadastro paftası üzerine aplike edilerek taşınmazların niteliğinin, orman olup olmadığının araştırılması, 212 ada 4 parsele komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar getirtilip çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak gösterdiğinin belirlenmesi, orman değilse, kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği, üzerindeki bitki örtüsü, ağaç yaşı, dağılımı, kapalılık oranı konusunda ziraat uzmanından rapor alınması, 2004 yılından beri zilyedlik konusunda niza bulunduğundan bu tarihten geriye doğru 20 yıl süre ile kimin ya da kimlerin malik sıfatıyla, nizasız, fasılasız zilyed olduğunun olaylara dayalı olarak sorulup saptanması, tüm mirasçıların katılmadığı bir taksim sözleşmesine değer verilemeyeceğinin, geçerli taksim bulunmadan mirasçılardan biri tarafından sürdürülen zilyetliğin, tüm mirasçılar adına sürdürüldüğünün kabul edileceğinin düşünülmesi, taşınmazların malik hanelerinin boş olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince kadastro hâkimi tarafından re'sen de toplanabilecek delillere göre gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerektiği gözönünde bulundurularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ...'nun kadastro tespitine itiraz davasının kabulüne, 212 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1.081,79 m2 yüzölçümü ve çay bahçesi vasfıyla, 324 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 25.07.2016 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 970,32 m2'lik kısmının ise fındık bahçesi vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın malik ve yüzölçüm hanesinin bu şekilde doldurulmasına, kalan 659.704,66 m2'lik kısmın 324 ada 1 parsel olarak tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, asli müdahiller ... ve Orman İdaresi tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; hükmün, asli müdahil Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarih ve 2017/8199 Esas, 2020/876 Karar sayılı ilamıyla onanmış ve davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
    Dava, tapusuz taşınmazın tescili olarak açıldıktan sonra, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılan Kadastro Tespitine İtiraz davasıdır.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1951 yılında kesinleşen orman tahdidi mevcut olup, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre orman sınırları belirleme çalışmalarının 2009 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Karar düzeltme talebinin incelenmesi sırasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince dosya mahalline geri çevrilerek, “Davaya konu taşınmazlardan ... Köyü 324 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak 28 Haziran 1952 tarih ve 28 sıra numaralı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile tapu kaydı ilama müstenit ise dava dosyası, orman kadastrosu sonucu tescil edilmiş ise orman kadastrosuna dair işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma, sonuçların askı ile ve orijinal renkli orman kadastro haritası örneğinin celbi ile dosyaya konulması” istendiği halde, yalnızca orman tahdit haritası ve bu tahdide istinaden oluşan 1952 tarihli tapu kaydı bilgileri gönderilmiştir.
    Kural olarak; bir yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleşmişse bir taşınmazın önceki niteliğinin ve hukukî durumunun kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanması suretiyle belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman tahdidinin 1951 yılında kesinleştiği sabit olmasına rağmen Mahkemece, tahdide ilişkin tutanaklar ve tahdit haritası ilgili yerlerden getirtilerek mahalline uygulanmamış, orman bilirkişilerinden denetlemeye elverişli rapor alınmamış ve böylelikle eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmuş olup, yörede kesinleşen orman tahdidi mevcut olduğu halde tahdit haritası uygulanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ilgili yerlerden getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası 1/10.000 ve 1/25.000 ölçeklerine ayrı ayrı denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan orman tahdit sınır (OTS) noktalarını da gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumları duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; orman tahdit sınır (OTS) noktalarının orijinal tahdit haritasındaki açı, eğim ve mesafeleri dikkate alınmak suretiyle bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Temyiz incelemesi sırasında hükmün, belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği halde, maddi hataya dayalı olarak onama kararı verildiği anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin kabulüyle onama kararının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarih ve 2017/8199 Esas, 2020/876 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi