22. Hukuk Dairesi 2015/10624 E. , 2015/13237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, davalı sendika genel yönetim kurulunun genelmerkez hizmet binası bünyesinde "... Şube" adında yeni bir şube açılmasına ve özel güvenlik şube müteşebbis heyetinin, merkez yönetim kurulunca atanmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun genel kurulun görev ve yetkilerini düzenleyen 11/h maddesinde “şube açma, birleştirme veya kapatma, bu konuda tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi”nin öngörüldüğünü, davalı sendikanın 12-13.11.2011 tarihlerinde yapılan son olağan genel kurulunda “... şube” kurulmasına ilişkin bir karar bulunmadığını, tüzüğün Merkez Yönetim Kurulunun görev ve yetkilerini düzenleyen 22. maddesinin 30. fıkrasında “Genel Kurulca verilen yetki uyarınca şube açmak, birleştirmek, kapatmak ve şubelerin faaliyet alanlarını değiştirme ile bunun için gerekli işlemleri yapmak” şeklinde düzenlemenin yer aldığını, genel kurulda yeni bir şube açılabilmesi için bir karar alınmadığını, bu sebeple de dava konusu genel merkez binası bünyesinde “özel güvenlik şube” adında yeni bir şube açılmasına ilişkin kararın iptali gerektiğini, esasen “özel güvenlik şube” kurulmasına dair bir yönetim kurulu kararı da bulunmadığını, davalı sendikanın kötü niyetli olup, muhalefeti yok etmek için özel güvenlik şubeyi bünyesinde kurduğunu, Türkiye"nin her tarafında 21 şubesi olan davalı sendikanın şubelerinin bulunduğu yerlerdeki güvenlik iş kolunda çalışanların bu şubelere üye olması gerekirken, bu şubelerin bulunduğu yerlerdeki iş yerlerinde çalışan sendika üyelerini genel merkeze bağlı özel güvenlik şubesi kurarak, bu şubelerin üye ve delege sayılarını azaltarak şubelerin genel merkez nezdinde güçsüz kalmasını amaçladığını, davalı sendika yöneticilerinin muhalif şubeleri sindirmek için üzerlerinde baskı yaptığını, varlığını sürdürebilmek için şubelerin içini boşalttığını ve kendi güdümünde olacak şube kurmaya kalkıştığını ileri sürerek davalı sendika genel merkezinin “özel güvenlik şube” adında yeni bir şube açılmasına ve özel güvenlik şube müteşebbis heyetinin merkez yönetim kurulunca atanmasına ilişkin kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun ve somut gerçeğe aykırı iddialara dayandığını, 6356 sayılı Kanun"un 11/1-h maddesi gereğince şube açma konusundaki yetkinin genel kurula ait olduğu ancak genel kurulun bu yetkisini yönetim kuruluna devredebileceğini, sendikanın 14. olağan genel kurulunda oy birliği ile kabul edilen mali bütçe uygulama talimatının 21. maddesinde yer alan “Merkez Yönetim Kurulu yeni örgütlenme yapılan ve gerekli olan yerlerde şube açmaya yetkili kılınmıştır” düzenlemesi ile yönetim kuruluna şube açma yetkisinin verildiğini, devredilen yetkiye istinaden 18.04.2014 tarih ve 57 sayılı karar ile “...Şubesi”nin açılması kararının alındığını, açılan yeni şubenin olağan genel kurulunun yapılarak zorunlu organlarının seçilmesi gerektiği için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 94. maddesi gereğince müteşebbis heyet adı altında kurucular kurulunun atandığını, davacıların askeri işyerlerinde çalışan işçilerin üyesi bulunduğu ...i Şubesi yöneticileri olduğunu ve özel güvenlik şubesinin kurulmasıyla davacıların yöneticisi bulunduğu şubeye bağlı işyerlerinin kayıtlı üye sayısında bir değişiklik olmadığını bu sebeple davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, üye profili, çalışma sistemi, mevzuatı, istihdam alanları, eğitim ihtiyacı ve sendikadan beklentileri anlamında askeri işyerlerinde çalışan işçilerden büyük farklılık gösteren özel güvenlik çalışanlarına hizmet sunabilmek için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğunu ve bu sebeple sadece bu alanda faaliyet göstermek üzere “... Şubesi” kurulmasına karar verildiğini, faaliyet sahasının bütün Türkiye olarak düzenlendiğini, genel merkeze bağlı bir ihtisas şubesi olarak çalışmalara başladığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 2012-2015 tahmini mali bütçe uygulamalarının 21. maddesi ile merkez yönetim kurulunun yeni örgütlenme yapılan ve gerekli olan yerlerde şube açmaya yetkili kılındığı ve buna göre 18.04.2014 tarihinde “özel güvenlik şubesi” açılmasına karar veren yönetim kurulu kararının kanun ve yönetmeliğe uygun olduğu, yine açılan bu şubeyi ilk olağan genel kurula götürecek müteşebbis heyetin merkez yönetim kurulunca atanmasının da kanun ve yönetmeliğe uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6356 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre, sendika tüzüklerinde “Şube veya bölge şubelerinin nasıl kurulacağı, birleştirileceği veya kapatılacağı, görev ve yetkileri, genel kurullarının toplantılarına ve kararlarına ilişkin usul ve esaslar ile sendika genel kurulunda şube ve bölge şubelerinin nasıl temsil edileceği” hususlarının yer alması gerekmektedir.
6356 sayılı Kanun’un 11. maddesinde de “Şube açma, birleştirme veya kapatma, bu konuda tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi” hususları genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, şube açma, birleştirme ve kapatma yetkisi münhasıran sendika genel kurulunda olup, bu konuda, ancak tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda sendika yönetim kuruluna yetki verilebilecektir. Sendika yönetim kuruluna yetki verilmesi durumunda, söz konusu yetkinin kullanılabilme esasları ise genel kurul kararı ile tespit edilecektir.
Bu genel açıklamalar ışığında inceleme konusu davayı değerlendirmek gerekmektedir.
1-Somut olayda, davalı sendika merkez yönetim kurulunun 18.04.2014 tarih ve 57 sayılı kararı ile “... güvenlik işkolunun farklı bir mevzuatı olması ve güvenlik işletmelerinin merkezleri ile çalışan işçilerin yerlerinin farklı farklı illerde olması sebepleriyle, özel güvenlik çalışanı üyelerimize bu konuda uzmanlaşmış bir yönetim ve kadro ile daha iyi ve etkin hizmet verilebilmesi, faaliyetlerinin yürütülebilmesi ...” gerekçesiyle, genel merkez hizmet binasının bulunduğu adreste “...” adında yeni bir şube açılmasına, kararda ayrıntılı olarak gösterilen ve mevcut şubelere bağlı işyerlerinin de yeni şubeye bağlanmasına karar verilmiştir.
Sendika tüzüğünün 18. maddesinin (g) bendine göre “Şube açma, birleştirme veya kapatma konularında Merkez Yönetim Kurulu"na yetki verilmesi” genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Diğer taraftan, dosya içeriğinden, davalı sendikanın son olağan genel kurulunu 12-13 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirildiği ve anılan genel kurulda kabul edilen bütçenin 21. maddesi ile de “Merkez Yönetim Kurulu yeni örgütlenme yapılan ve gerekli olan yerlerde şube açmaya yetkili kılınmıştır” düzenlemesinin karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, genel kurul kararından açık olarak anlaşılacağı üzere, merkez yönetim kurulu sadece yeni örgütlenme yapılan yerlerde şube açmaya yetkili kılınmış ise de, dava konusu karar ile daha önceden örgütlü bulunulan genel merkez nezdinde yeni bir şube açılmasına karar verilmiş olmakla, “...” adında yeni şube açılması yönünden merkez yönetim kurulunun yetkisiz olduğu tartışmasızdır.
2-Bu noktada ikinci olarak değerlendirilmesi gereken husus, daha önce diğer şubelere bağlı işyerlerinin, yeni kurulacak bir şubeye bağlanması yönünden, merkez yönetim kurulunun yetkisinin bulunup bulunmadığıdır.
Tüzükte bu konuda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, 18. maddenin (ö) bendinde, başka bir organa bırakılmamış konuların karara bağlanması genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Şu halde, işyerlerinin bağlı bulunduğu şubelerin değiştirilmesi, genel kurul kararı ile yahut genel kurul tarafından açık bir yetki verilmesi durumunda merkez yönetim kurulu kararı ile gerçekleştirilebilecektir. Ancak somut olayda, bu şekilde bir yetki devri söz konusu olmadığından, dava konusu yönetim kurulu kararı bu yönü ile de tüzük ve kanuna aykırıdır.
3-Anayasanın 51. maddesinin son fıkrasında, sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
Tüzüğün 4. maddesinde de, sendikanın, sendika içi demokrasinin en geniş anlamda sınırsız ve kesintisiz işlemesini, çalışanların söz ve karar sahibi olmasının önündeki engellerin kaldırılmasını amaçladığı belirtilmiştir.
Öte yandan, dava konusu yönetim kurulu kararı ile, çok farklı illerde bulunan işyerleri ve sendika üyelerinin, herhangi bir coğrafi esas gözetilmeksizin tamamının ..."da kurulacak olan tek bir şubeye bağlanması öngörülmektedir. Bu şekilde bir örgütlenmenin, üyelerin bağlı bulunduğu şube yönetimine ulaşılmasını güçleştireceği, yönetime katılmada önemli zaafiyetler doğuracağı, üyenin sendika üzerinde denetim hakkını kullanmasında ve sorunların mahallinde çözülmesi noktasında güçlükler doğuracağı, böylece üye ile sendika arasında bulunması gereken ilişkileri koparacağı ve genel kurulun demokratik esaslar doğrultusunda teşekkül etmesini engelleyeceği açıktır. Bu anlamda, kararın bu yönü ile de hukuka aykırı olduğu tartışmasızdır.
Bütün bu açıklamalar karşısında, davanın kabulü ile, davalı sendika merkez yönetim kurulunun 18.04.2014 tarih ve 57 sayılı kararının yeni şube açılmasına ilişkin bir nolu bendinin iptaline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.