Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2739
Karar No: 2022/864
Karar Tarihi: 10.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/2739 Esas 2022/864 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/2739 E.  ,  2022/864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalılardan ..... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar asıl davada; murisleri ... ile davalı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığını ve 08/07/2005 tarihinde diğer davalı şirkete de hayat sigortası yaptırıldığını, murislerinin 17/04/2007 tarihinde vefatından sonra bankaya başvurduklarında murislerinin hayat sigortasının 1 yıl süreli olduğunu ve süresinin sona erdiğini öğrendiklerini, hayat sigortasının davalı banka tarafından kredi süresi 10 yıl olmasına karşın 1 yıl süreli yaptırılıp sonrasında murislerine bilgi verilmeksizin ferdi kaza sigortasına dönüştürüldüğünü ileri sürerek; davalı bankaya ödemek zorunda kaldıkları kredi tutar bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000 TL’nin murislerinin ölümünden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 20/11/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 140.309,48 TL'ye artırmışlarıdır.
    Davalı ... AŞ; sigorta yaptırma, yenileme ve primleri ödeme yükümlülüğünün mirasbırakana ait olduğunu, davalı ...A.Ş. (...Emeklilik A.Ş.) ise; müteveffanın vefat ettiği tarihte kendileri nezdinde bir sigorta sözleşmesi bulunmadığını, bu yüzden sigorta bedelinin ödenmesinin söz konusu olamayacağını, kredi hayat sigortasına katılımın ihtiyari olduğunu, yapılan kredi hayat sigorta sözleşmesinde sigorta süresinin 1 yıl olduğunu, bu sürenin sona erdiği tarihten sonra prim ödenmediği için sigorta poliçesinin yenilenmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Davacı ... ...16/10/2019 tarihli bozma sonrası birleşen davasında; asıl dava konusu kredilerin tedbir kararı verilene kadar ödenmesine devam edildiğini bu sebeple 20/11/2013-07/05/2013 tarihleri arasında ödenen 6.079,83 TL’nin tahsili için takip başlattığını ancak davalı banka tarafından itiraz edildiğini beyanla, takibe yapılan itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davada davalılardan banka; asıl davada kesinleşen bir hüküm olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk hükmün hükmün gerekçe çelişkisi nedeni ile bozulması üzerine mahkemece; ...Emeklilik A.Ş aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihinden, 83.000,08 TL'nin ıslah tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsiline, ayrıca 47.309,40 TL işlemiş faiz alacağının da davalıdan tahsiline, bakiye taksit ödemelerinin de tedbiren durdurulmasına dair verilen karar, davacılar ve davalılardan ... A.Ş. nin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12/11/2015 tarihli ve 2014/39080 E. 2015/33071 K. sayılı kararı ile gerekçe ve hükmün çelişkili olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; açılan davanın reddine, davalı ... A.Ş aleyhine açılan davanın kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihinden, 83.000,08 TL'nin ıslah tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsiline, ayrıca 47.309,40 TL işlemiş faiz alacağının da davalıdan tahsiline, bakiye taksit ödemelerinin de tedbiren durdurulmasına dair kararın, davacılar ve davalı ... A.Ş.nin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16/10/2019 tarihli ve 2016/21733 E. 2019/9976 K. sayılı kararıyla; davacıların temyiz itirazları incelenmeksizin, davalı ...’in sair temyiz itirazlarının reddi ile hükme esas alınan raporda; mirasçı davacılar tarafından yapılan ödemelere değişik tarihlere göre değişen oranlarda ve tutarlarda faiz işletildiği ancak hükme esas alınan raporda bedelin ne şekilde hesaplandığı konusunda açıklık bulunmadığı, bu sebeple hesaplaması açık ve anlaşılabilir, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor alınması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; asıl dava yönünden davalı ...Emeklilik A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulü ile 93.002,80 TL'nin 18/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile ayrıca 47.309,40TL faiz alacağının davalı ... A.Ş.'den tahsiline, birleşen dava yönünden; takibe yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacılar ve davalılardan ... A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre; asıl dava yönünden tarafların tüm, birleşen dava yönünden davalı tarafın tüm, davacı ...'ün ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacı ...’ün birleşen davadaki icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    İİK’nın 67. maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
    Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde; borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın düzeltilerek onanması, HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden tarafların tüm, birleşen dava yönünden tarafların tüm, davacı ...'ün ise temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının birleşen davaya ilişkin (2.b) alt bendinin çıkarılarak yerine "2.b) Dava konusu alacak likit olduğundan asıl alacak olan 5.765,002 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” alt bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, harçtan muaf olmalarına rağmen davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 7.603,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ... A.Ş.ye yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde asıl dava yönünden karar düzeltme yolu açık, birleşen dava yönünden kapalı olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi